Soylu şehirlerin tarihinde altın akçe gibi insanlar vardır. Çalışmanın, gelişmenin, aklın, doğru yoldan ayrılmamanın, dürüst olmanın, erdemli olmanın yolunu gösterir altın akçe gibi insanlar. Altın akçe gibi kıymetli insanlar yüzyıllarca ağızlarda dolaşan türkülere benzerler, kıymetleri çoktur, isimleri Karaman kalesi gibi kuvvetlidir. İşte Karaman’ın son elli yıllık tarihinde altın akçe gibi bir insandır Durhasan’ın Kamil Özdağ…
Kamil Özdağ amca 1927 yılında Karaman’da doğduğunda, babam Gönüller Sultanı Muammer Baran 1 yaşındaydı. O zamanlar bisküvi gofret bile yoktu daha. Çocuklar bakkallardan leblebi tozu alır, şekerle karıştırır yerlerdi. Uzun kış gecelerinde pişmaniyeler çekilir, unlu pekmez helvası yapılır yenirdi… Oysa şimdi Saray Topluluğu tüm Türkiye’ye ve Dünyaya bisküvi, gofret çikolata ve birçok ürün gönderiyor. Bugünkü Saray Topluluğu’nun çekirdeğini oluşturacak biçimde Özdağ ailesinin gıda sektöründe ilk girişimcisi, yöresinde Durhasan’ın Kamil Özdağ’ lakabı ile anılan KAMİL ÖZDAĞ’ dır.
Kamil Özdağ amca ilköğrenimini Karaman’da tamamladıktan sonra, askerliğini İstanbul’da topçu olarak yaptığında Karaman dışında bambaşka bir dünya olduğunu gördü ve o zaman yedi bin kadar nüfusu olan Karaman’a geldiğinde neler yapacağı kafasında şekillenmiş gibiydi. Böylece girişimciliğin ilk modern örneklerini ortaya koydu: Sebze, meyve ve kuru gıda alım satım ve pazarlaması yaparak, ticaret hayatına atılarak Adana’dan yaş sebze ve meyve, Adapazarı’ndan patates, Gemlik’ten zeytin ve yörenin tereyağları, balları, peynirleri, yoğurt, zeytinyağı, fasulye, mercimek, nohut gibi temel gıda ürünlerini kendine has pazarlama teknikleri ile alıp sattı. Alıp sattığı ürünleri en kalitelisinden alır satar kaliteye önem verirdi. İleri görüşlülüğü, girişimci ruhu ve cesareti ile pazarlama ve satışta başarıyı yakalayarak işlerini büyüterek toptan gıda maddeleri üzerine bir ticarethane açtı.
“İnsanın değeri gözünün gördüğü kadardır, baktığı kadar değil,” demiş Mevlana. Kamil Özdağ geleceği, ilerlemeyi yeniliklerde gördü ve yöresinde bir ilk olarak şehir içi ve köy bakkallarına sattığı ürünlerini bakkalların kapılarına kadar dağıtım yapmaya başladı. 1960’lı yılların Türkiye’sinde bugün adı sıcak ve soğuk satış dağıtım olarak tanımlanan dağıtım modelinin ilk uygulayıcılarından oldu ve başarıyla yürüttü. Ayrıca reklamcılığın pek bilinmediği o dönemlerde, bölgesinde el ilanları bastırıp ürün tanıtımı ve fiyatlarını içeren reklamlar yaptırdı. Yine dönemin teknolojisinde önemli duyuru ve reklam mecrası olan tellallar aracılığı ile ürünlerinin reklamını yaptırdı. Durhasan’ın Kamil Özdağ; “Yaptığınız işin kalitesine güveniyorsanız reklamını yapmaktan, duyurmaktan çekinmeyin “ derdi.
Pazarlamasını ve satışını yaptığı malların müşteriye biran önce sağlıklı ve taze bir biçimde ulaşmasını sağlamak için dönemin uygun taşıma araçları olan üçtekerli motorlu taşıtlar aldı ve bu farklı hizmet anlayışı da başarısını katladı.
Durhasan’ın Kamil Özdağ; her zaman “İnsan kardeşiyle çoktur, kuvvetlidir,” Hadis-i Şerifini hatırlattı ve çocuklarına nasihatlerinde sattıkları ürünlerde kalite, hizmet ve reklam prensiplerini, ülkelerine topluma olan sorumluluklarını ve de yaptıkları işlerinde sorumluluk alma bilincini aşıladı. İş hayatında zorlukları göğüslemeye hazır olmalarını hiçbir engelin onları yolundan alıkoymamasını, hayatları boyunca sürekli gelişim ve yenileşme içinde olmalarını öğütledi. Dürüstlük, çalışma, azim ve kararlılığın başarıyı getireceğini ve önlerine çıkan hiçbir zorluktan yılmamalarını öğütledi.
Aktekke Camii’nin önündeki ulu çınar ağacı gibi soylu Karaman’ın ulu bir ağacıydı Kamil Özdağ amca. Ne kadar yükseğe ve ışığa çıkmak isterse o kadar derin kök saldı yere, aşağılara, derinliğe, iyiliğe… Çevresinde, dürüstlüğü, çalışkanlığı, cömert, diliyle yaptığı duaya kalbide inanan safilikte dindar ve düşkünlere aman dileyenlere el verdiği yardım ettiği kadar mesut olan hayırsever kişiliği ile tanındı, her zaman saygıdeğer bir kişilik olarak anıldı.
1969 yılında genç yaşta kaybettik onu. Fakat arkasında altın akçe gibi kıymetli evlatlar, iyilikler ve başarılar bıraktı.
Nur içinde yatsın, mekânı cennet olsun.