Hasan Baran
Ruz-ı
Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, beni her zaman
heyecanlandırmıştır. Hızır ve İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları gün
olması nedeniyle kutlanmaktadır. Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk
ağzında hıdrellez şeklini alan hıdrellez gününde baht açma törenleri de oldukça
yaygın olarak uygulanan geleneklerimizdendir. Törenler baharda doğanın ve tüm
canlıların uyanmasıyla eş anlamlı olarak insanların da talihlerinin açılacağı
inancıyla, şanslarını denemek için yapılır. Hıdrellez Günü yapılan duaların ve
isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme adeti
vardır. Kurban ve adaklar “Hızır hakkı” için olmalıdır. Zira tüm bu hazırlıklar
Hızır’a rastlamak amacına yöneliktir. Çünkü Hızır bir kişiye verilen addan çok
aslında bir doğasal durumu, baharla vücut bulan yaşamın tazelenmesini simgeler.
Türkiye'de Hızır’a atfedilen özelliklerin bazıları:
Kalbi
temiz, Allah'a inanan insanlara yardım eder.
Uğradığı
yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar.
Dertlilere
derman, hastalara şifa verir.
Bitkilerin
yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar.
İnsanların
şanslarının açılmasına yardım eder.
Uğur ve
kısmet sembolüdür.
Mucize
ve keramet sahibidir.
Anadolu’da
hala görkemli törenlerle kutlanan hıdrellez, insanlık tarihinde çok eski
zamanlardan beri kutlanmaktadır. Farklı zamanlarda, farklı isimler altında
kutlansa da hıdrellez motiflerine pek çok yerde rastlamak mümkün olmaktadır.
Baharın gelişi ve doğanın canlanması insanlar tarafından bayramlarla kutlanması
gereken bir durum olarak algılanmıştır. Böylece bir bahar bayramı olan
Hıdrellez de evrensel bir nitelik ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde
kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün
hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip
güzelleşileceğine inanılır.
Hıdrellez
gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği
inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para
cüzdanlarının ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler,
Hıdrellez gecesi herhangi bir yere istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa
Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar.
Fakat
benim en çok sevdiğim Hıdrellez kutlamaları çocukken, ateşler yakılıp üstünden
atlanılan kutlamalardı.
Hıdrellez ateşinden atlarken ben,
gökte, ayaklarındaki halhalları gıcırdatarak, önünde gergefini işleyerek bana
gülümseyen bir masal prensesi görürdüm sanki.
Ateş korları bana kırmızı uğur
böcekleri gibi görünürdü.
Bir niyet tutardım o zaman, benim de
bir ailem olsun diye, çünkü kimsesizdim.
Ve o duygularla hıdrellez ateşinin
üstünden atlardım.
Çocukluk
yıllarımda Karaman’da birde çok iyi anımsıyorum, çeşitli renklere boyanmış,
suda pişirilmiş yumurtalar kapı kapı dolaşan çocuklara verilirdi. Sonra biz
çocuklar kendi aramızda yumurta kırmaca oynardık; yumurtaları birbirine vurur
kimin yumurtası sağlamsa o çatlayanın yumurtasını alırdı.
Hıdrellezi en çok çocuklar sever
bence!..
Eski
bir Azerbaycan manisi ile bitiriyorum yazımı:
“Hıdrellez
bahara
Güller
güller nahara
Bağçamızda
gül olsun
Gül
olsun, bülbül olsun.”
Hıdrellez
herkese kutlu olsun!..