Henüz apartmanların olmadığı 1930 ve 40’lar.
Evler kerpiçten, damlar kamışlı topraktan, yollar da çakıllı!
Her şeyin toprakla yoğrulduğu, insanın da toza toprağa
bulandığı bu zamanlarda doğmuş Karaman evlatlarının zirvede devam eden hayat
hikayeleri.
Her biri yokluk,
çaresizlik, imkânsızlık, zorluk yüklü hayatlar!
Ama inanç, zekâ, mücadele
ve başarma arzusu tüm olumsuzlukları yok etti, zoru kolayladı.
Toprak damlı kerpiçten
evlerde doğmuş büyümüş her birer Karaman evladının kendi ağzından gelecek
nesillere örnek hayat hikayeleri, 2020 ANI Bisküvi yayınıyla kitaplaştı.
Aslında her şey geçen yıl
haziranla başlamıştı!
-Sana bir şey soracağım Yusuf!
Rıfkı Boynukalın ağabeyin tarzıdır, telefon görüşmesinde
bir görüş alacaksa mutlaka o kibarca ve tatlıca üslubuyla bu cümleyi kurar.
- ANI Bisküvi 2020 kitabı, 1940’lıların çoğunlukta olduğu
Karaman hatıraları üzerine olsa ne dersin?
-Rıfkı ağabey harika bir düşünce, derim, hemen
başlayalım!
Benimkisi bir iyi niyet belirten kuru bir cümle değildi. Büyük bir eserin ortaya çıkacağını baştan
görmemden kaynaklı bir heyecan idi. Çünkü her insan kültürün bir unsuru
dolayısıyla her insanın hayatı kültüre bir fener idi.
Sözlerimin akışı şöyle devam etti:
-Rıfkı ağabey, Hasan Pınarbaşı’nın “Karaman'ın Geçmiş
50 Yılı ve Tanınmış Kişileri” kitabından sonra Karaman insanını,
Karaman insanın öykülerini ve hatıralarını derlice ele alan bir kitap olmadı
bir daha. Herkes ölümlü ancak nitelikli insanların yaptıklarını gelecek
nesillere bırakmadan bu dünyadan ayrılmaları diğerlerinden daha da kötüdür. Tarih
yazan Karamanlıların kendileri mezara, hatıraları, öyküleri tarihe gömülüp gitmemeli.
Geleceğe hiçbir kültürel miras kalmıyor. O sebeple bu çalışmayı önemsiyorum ve
mutlaka yapılmalı diyorum.
Rıfkı ağabey sadece bana sormamıştı bu projeyi. Turgut
Uzel, Sami Ölçer, Ahmet Yıldızcı başta; birçok insanla uzun uzun görüşmeler
yaptı, istişarelerde bulundu. Özgeçmiş sahipleriyle iletişim çoğunlukla Rıfkı
Boynukalın ve Sami Ölçer Beyce sağlandı.
Kitap projesine böylece ilk başlangıç yapıldı…
Rıfkı ağabeyin ışıttığı bu proje uygulamada hiç de kolay
değildi. Her biri 70’ini devirmiş sanayi, üniversite, bilim, siyaset, bürokrasi
ve serbest çalışma başta olmak üzere birçok alanda üstün hizmeti geçmiş
Karamanlıların hayat hikayeleri bizzat kendi ağızlarından alınacaktı.
İlk bakışta; bir insanın kendini anlatması gibi kolay bir
şey yok diye düşünülebilir. Ancak bir insanın kendisini anlatması kadar zor bir
şey yoktur. Çünkü insan, kendine içten bakmada çok zayıftır, hatta yetersizdir.
Ayrıca hastalık, tatil, iş güç, teknolojik yatkınlık gibi bazı elden gelmeyen
etkenlerle insanlar özgeçmiş ve hatıralarına yeterli vakit ayıramayabilir,
ayırdıkları süreler aylar gibi uzun zaman dilimlerini alabilirdi.
Ve bütün bu zorluklara rağmen ortaya; bu harika eser
çıktı.
Karaman’ın elli bir güzide insanı hem bu kitaba değer
kattı hem de Karaman kültüründe ölümsüzce yerini aldı. Özgeçmiş ve hatıra
sahiplerinin çoğunluğu 1940’ların çocukları. Birkaç büyüğümüz de 1930’lardan.
1950’lerden de dört kişi kitapta kendine yer buldu.
Kitaptaki her bir hatıra her bir özgeçmiş birbirinden
güzel birbirinden değerli. Toplamına bakıldığında bir şehir arşivi, şehir
tarihinden bir kesit durumunda. Hatıra ve özgeçmişlerde söz edilen olaylar,
yerler, kişiler ve mekanlar, ait olduğu dönemi tekrardan bir canlandırma gibi.
Ben hatıra ve özgeçmişlere iki
açıdan baktım. Anlatım tekniği ve hatıra zenginliği! Hatıraların hemen
hemen hepsi acıklı dizi film gibi. Doğaya yüzde yüz bağımlılık, maddi manevi imkânsızlık
ve bunlardan doğan çaresizliklere rağmen bitmeyen umutlar, mücadele azmi ve
üstün başarılar hemen hemen her özgeçmişte ve hatırada var. Ve her hatıra,
okuyanı da yaşamışçasına etkileyecek içtenlikte dile getirilmiş.
Bu noktada hiçbirini ayırmadan
her bir büyüğümüzün öne çıkan hatırası benim gördüğüm şekliyle şöyledir:
Abdurrahman Ünsay; Ord. Prof. Süheyl Ünver’e Karaman
mihmandarlığı ve İmaret’in sulu boya resim yapışına tanıklığı. O harika resim
şimdi Süleymaniye Kütüphanesinde. Abdurrahman Sağkaya; Çocukluğunun Hecceler’i
ve Karaman’a Ereğli’den fidan temini ve dikimi hatırası. Abidin Kayserilioğlu, muazzam
tıp kariyeri ve çocukluğunun Karaman’ı hatırası. Adnan Kadıoğlu, Karaman’daki
çocukluk hatıraları. Adnan Karaardıç, dede Adnan hatıraları. Ahmet Yıldızcı, harika
kariyer ve çocukluğunun Karaman’ı hatıraları. Ahmet Boynukalın; aile tarihi. Ahmet
Kayserilioğlu, baba Bahri Efendi’nin hayatı. Ali Eryılmaz, özellikle
Amerika’daki eğitim başarıları. Asuman Güven Aksoy, içinden çürük suların
aktığı zamanlardaki Karaman ev hayatı hatıra ve gözlemleri. Ayhan Tan, Newyork’ta başarılı iş görüşmesi
hatırası. Celalettin Özer, Karadağ’a tv yayın alıcı antenini kurulumu hatırası.
Ekrem Ekinci, imrenilecek kariyeri ve Karaman’daki eğitimi hatıraları. Fettah
Güventürk, çelik alanındaki uzmanlığı ve kitapları. Halit Kayserilioğlu, Karaman
hatıraları. Hüsnü Buğdaycı, hayatına yön verenler ve eğitim hatıraları. Işın
Çelebi, Karaman’ın il oluşunun arka planına dair Turgut Özal ve siyasi
hatıraları. İsmail Genç, Karaman Kütüphanesi ve eğitim camiası hatıraları. Kamil
Pembeci, çocukluk ve eğitim hatıraları. Kâmil Uğurlu, belediye başkanlığı seçim
dönemindeki Karaman izlenimleri. Kayhan Tuncel, Karaman çocukluk hatıraları. Kemal
Boynukalın, ANI Bisküvi kuruluş öyküsü. Kenan Kaynaş, Karaman ve Kemal Kaynaş
hatıraları. Keramettin Ünsay, baş döndürücü iş kariyeri. Mehmet Muammer Alkan, Karaman
çocukluk ve gençlik hatıraları. Mehmet Uysal, Kur’an’ı Kerim ve Mühendislik
adlı kitabı. Mete Yıldızcı, TRT’de kameraman, yapımcı ve yönetmen olarak görev
aldığı programlar. Mualla Mezhepoğlu, Karaman hatıraları ve izlenimleri. Muhsin
Abay, Güneş İlkokulu yılları. Mustafa Diler, Yılmaz Babaoğlu hatırası. Mustafa
Koçak, fotoğrafçılık deneyimi. Nadide Candan (Özer), Gazi İlkokulu hatırası. Nazım
Boynukalın, Karamanoğlu Mehmet Bey Vakfı’nın kuruluşu ve Almanya’da Tahir
Büyükkörükçü konferansı hatırası. Orhan Tosun, çocukluğunun Karaman’ı. Rahmi
Güven, olağan üstü kariyeri. Özcan Genç, Karaman Ortaokulu anıları. Ramazan
Özgan, arkeoloji ve tarih ile doğmak. Ramis Kahyaoğlu, önlenemez Almanya kaderi
ve üniversite öğretim görevliliği. Rıfkı Boynukalın, Karaman, Şişe Cam
hatıraları ve 1968 Karaman’ın İktisadi ve Sosyal Gelişimi kitabı öyküsü. Rıza
Küçükoğlu, Esti Memed lakabının öyküsü ve Kuleli’deki hatırası. Sami Yaşar
Ölçer, “Hiç” örneğiyle hayata bakışını anlatması. Suat Sözer, bir efsane olarak
İKEV’i kuruş hikayesi. Şahabattin Yavuzaslan, savcı olarak Arapgir’deki zorlu
ilk soruşturması. Timsal Karabekir Yıldıran, babasının izinden giderek kendini
çocuklara adaması. Turgut Ölçer, üniversite eğitimi için gittiği İstanbul’daki
ilk günleri. Turgut Uzel, bir vefa olarak Talat Duru amcayı hatıralarında
vurgulaması. Vefik Boynukalın, Assan Galvaniz’de Asım Kibar hatırası ve
Rusya’da bisküvi satma maceraları. Yalçın Aköz, eğitim hatıraları. Yaşar Aksoy,Konya'ya Sanayi Bölge Müdürlüğünü kuruş
hatırası. Yüksel Tan, kısa Karaman ve
Karamanlılar aktarımı. Zeki Eryılmaz’ın tıp ve doktorluk hatıraları.
Burada birer cümle ile aktarmakla yetinmek zorunda
kaldığım her bir büyüğümüzün özgeçmiş ve hatıraları kat kat fazlasıyla
kitaptadır. Mutlaka her okuyan; kendinden bir şey bulup göreceli olarak başka
hatıraları önce çıkarabilecektir.
Edebi anlatım bakımından iki yazara vurgu yapmazsam
haksızlık etmiş olurum.
Asuman Güven Aksoy’un çocukluğunun Karaman’ı tasviri; bir
hayale dalarcasına. Şu an Amerika Birleşik Devletleri California Eyaletinde
matematik profesörü olduğunu öğrendiğimiz Asuman Güven Aksoy’un cümle
kurulumları çok sade. Ancak bir o kadar da etkili ve içten. Okuyanı
yaşamışçasına yazının içine sürüklüyor.
Kâmil Uğurlu da hatıra yazımında mektup yöntemini
kullanarak diğer hatıra sahiplerinden ayrıldı.
Bir söz ustası olan Kâmil Uğurlu’nun 2009 belediye
başkanlığı seçim sürecinde yaşadığı olumsuzlukları, gördüğü basitlikleri mektupla
dile getirmesi hem bir yetenek hem de bir inceliktir. Edebiyatta mektup türü
yazmak az bilinse de etkili yazı yöntemlerinden biridir. Hatta sadece mektuplarla
roman yazmış batılı yazarlar var. Kimseyi bir hedefe koymadan kendi kalp
kırıklığı ve üzüntülerini mektup yoluyla belirtmiş Kâmil Uğurlu. Ki böylece
okuyan da Kâmil Uğurlu ile aynı ruha haline bürünüyor.
Kendi penceremden baktığımda, derinlik, ilginçlik ve
zenginlik açısından öne çıkan hatıralar şöyledir:
İbrahim Rıfkı Boynukalın!
Okulu üstün başarı ile bitirişi, bitirme tezini
kitaplaştırması ve tesadüflerle dolu olay örgüsünde Şişe Cam’da işe başlaması!
Nazım Boynukalın!
Almanya hayatı, Tahir Büyükkörükçü konferansı, Karaman
oğlu Mehmet Bey Üniversitesinin kuruluşunu 1986 yılında başlatması!
Vefik Boynukalın!
Semerciler Sokağındaki Boynukalın Hırdavat için
İstanbul’dan iş bağlantı maceraları ve ANI Bisküvinin kuruluş döneminde
Rusya’ya mal satma hikayeleri!
Kemal Boynukalın!
ANI Bisküvinin kuruluşuna giden karanlıkta yol alırcasına
yaşanmış tecrübe ve hatıraları!
Suat Sözen!
İKEV’i kuruluşu, ayağa kaldırılışı, geliştirilmesi,
büyütülmesi! Hiçbir şey yok iken ortaya büyük bir kuruluş ve kurum olarak İKEV
çıktı. Bu projede yanına yaklaşması zor birçok büyük insanı ikna etti. Karaman
bürokrasi, siyaset ve iş çevresini İKEV potansiyelinde birleştirdi.
Ahmet Kayserilioğlu’nun baba Bahri Kayserilioğlu’nu uzun
bir şekilde anlatması. Bahri Kayserilioğlu’nun hayatı çok önemlidir. Osmanlı
döneminde doğmuş büyümüş bir hoca olan Bahri Efendi, Yunus Emre Divanı Karaman
Nüshası’nı 1922 yılında muhafazasına alan kişidir. Eğer o muhafazasına almasa
Karaman Nüshası’nın başına neler geleceği bilinmezdi.
Işın Çelebi!
Karaman’ın il oluşuna ait arkaplan hatıraları ilk defa
onun anlattıklarıyla ortaya çıktı. Bilindiği üzere Işın Çelebi olmasa 1989’da
büyük ihtimalle Ereğli il olacaktı. Tabi takdiri göz ardı etmeden bu cümleyi
kuruyoruz.
Ramazan Özgan
Özellikle Kerti Höyüğü merkezli arkeoloji ile süren uzun
bir hayatı kendine has bir dille anlatması. İlgisiz gibi görünen birçok olay,
mekan ve durumun kendi hayatında birleşmesi!
Turgut Uzel!
Keşke Turgut Özal ile ilgili hatıralarına da yer
verseydi, Uzel Hocam. Ama çocukluk hatıraları, dede Süleyman Hoca ve Talat
Amca’ya vurguları çok önemlidir. Ayrıca çok genç yaşta YTÜ Rektörlüğü ve
olağanüstü bir kariyeri bizde imrenilecek bir iz bıraktı.
Kitabın dikkat çekici yönlerinden biri de yazı
sahiplerinin yazım ve noktalama alışkanlıklarıdır. Her biri 1950’lerde ve
60’larda eğitim almış bu büyüklerimizin yazım ve imla alışkanlıkları o dönemden
kalma. Mesela istisnasız her yazar Karaman’lı yazmış. Yani Karaman’daki “-lı”
ekini ayırmış. Oysa günümüz TDK yazım kurallarına göre özel isimlere gelen
yapım ekleri kesme işareti ile ayrılmazlar. Yine çok ilginç bir uygulama;
özgeçmiş sahiplerinin büyük çoğunluğu, vurguladıkları tüm kelimeleri büyük
harfle yazmışlar. Kitabın redaktesinde yani gözden geçirmede kesinlikle
özgeçmiş sahiplerinin bu tür kendi çocukluk ve gençlik dönemlerinden kalma
yazım ve imla tutumlarına hiç müdahale edilmedi. Ki, geleceğe bu şekilde kayıt
düşsün istedik.
Kitabın hazırlık aşamasında iki üzücü kaybımız yaşandı.
Mehmet Uysal ve Rahmi Güven vefat etti. Mehmet Uysal’ın özgeçmişini kızı Bilge
Uysal Hanım, Rahmi Güven’in özgeçmişini Ekrem Ekinci Bey yazdı.
Kitabın kapağına da değinmek isterim. Kapakta
kullanılacak fotoğrafın ne olacağı şubat ayına kadar belli değildi. Kale,
kaleden bir sokak, Karaman’dan tarihi bir eserin tarihi fotoğrafı olasılıkları
düşünüldü tartışıldı. İkinci kuvvetli görüş ise geleneksel bir Karaman
sokağının kapağa taşınması idi. Seçtiğimiz fotoğraflardan bir adedi,
-teşekkürler tabi- Ethem Büyükköse tarafından etkili biçimde kapak olarak canlandırıldı.
Öncelikle elinize sağlık keşke gençler bu yaşanmışları okuyup örnek alsa bu tür eserleri desteklediği için Anı Bisküvi yetkililerini kutlarım her gün yeni bir yazı yayınlanacak diye merakla internete giriyorum bu yaptığınız Karamanın tarihi geçmişini belgelemek açısından önemli. Keşke örnek alınacak Karaman'da yetişen büyüklerimizi hayat hikayesinin yer aldığını 2. Kitabı bekliyoruz.
Maalesef çok eksik isimler var ,gönül isterdiki karamana gerçekten katkıları olmuş daha bir çok isim kitap yayınlanmadan belirlensin kitapta yer alsın.Sadece isim yapmış fakat siyaset dışında hiç bir karamanlıya ve karamana hizmeti olmamış insanlar kadar hizmet etmiş karamanlı kişiler doğru araştırılıp kitapta yer alsaydı daha doğru olurdu.Yinede böyle bir kitap çıkarmak faydalı olmuştur.
Biyografiler her zaman bi başka oluyoır .,,,, iz birakan bu insanların gerçek hayatlarını öğrenmek bi başka ......bende istiyorum bu kitapdan ...
Çok keyifli bir kitap olmuş. Rıfkı Beye defalarca teşekkür ettim. Tanıdığımızı sandığımız bazı kişileri meğer tanımıyormuşuz. İnşallah devamı gelir.