TAŞ BİNA İLE ZAMANDA YOLCULUK
YUSUF YILDIRIM
Türkiye ve Osmanlı’nın en eski belediye binası
Orta yaşlı bir hemşerimiz binanın 500 yıllık olduğunu söylüyor?
Nerden biliyorsunuz deyince de susup kalıyor…
Tabii ki bina o kadar eski değil…
Allah’tan taş binanın ketebesi var…
Kitabesinde üç ayrı takvimden üç ayrı tarih vardır:
Hicri, Rumi ve Miladi tarihler…
Mimarı Molla Usta diye biridir.
Müteahhidi Boynukalınzadelerden Hacı Ali Ağa…
Talat Duru Amca da kendisine kadar gelen rivayetlerden taş binayı yaptıranın Hacı Ali Ağa olduğunu söylüyor. Karaman Milli Bankası kurucuları içinde de yer alıyormuş. Talat Duru Amca Karaman Milli Bankası belgeleri içinden Hacı Ali Ağa’nın adını çıkardı geldi.
Salname kayıtlarında, Hacı Ali Ağa bina yapılmadan üç yıl önce yani 1888 yılında belediye başkanı. Taş bina yapıldığı zaman ise belediye meclisi azalarındandır.
Kitabenin tamamı şöyle:
Mâşaallâhu mâ kâne! (Yani Allah ne isterse o olur.)
Mimari Molla Usta
Karaman Belediye Daire-i Rüsûmı
Hicri 1309
Rumi 1307
Miladi 1891
Hacı Ali Ağa Emânı ( Yani müteahhidi, yaptıranı)
Bina yapımında taş getirilme usulü de ilginç.
Dönemin kaymakamı Hicabi Efendi tellal çıkartır!
Belediye binası için taş getirenlere getirdiği taş oranında ücret verilecektir.
Eşeğini alan Karamanlı, Karadağ yollarına düşer…
En eski belediye binası!
Beyoğlu Altıncı Daire 1883
Karaman Belediye Dairesi 1891
Edirne Belediyesi 1900
Bursa Belediyesi 1902
Beyoğlu Belediye binası 1883’te yapılmıştır. Ancak İstanbul Belediyesi’nin bir şubesi olarak ve belediye adı ile değil de Altıncı Daire adı ile yapılmıştır. Böylece, belediye resmi adı ve unvanı ile Türkiye’nin en eski belediye binası Karaman’a nasip olur.
Osmanlı Dönemi boyunca binanın belediye binası olarak kullanıldığını biliyoruz…
Burası belediye binası iken, şimdiki Yunus Emre Orta Okulu’nun eski binası da Hükümet Konağı idi.
Karaman’a ait en eski resimlerden biri Taş Bina’ya aittir. 20. yyın başına çekildiğine inandığımız bu resim bakmasını bilenlere, çekildiği döneme ait birçok ipucu vermektedir.
20. yy başında Taş Bina ve çevresi
Resimden de anlaşılacağı üzere binanın zemin katı pencereleri kepenklidir. Üst katta da soba bacaları görünmektedir. Sivil vatandaş, penceresine kepenk yaptırmaya gerek duymaz. O dönem için Karaman’da lüks olan sobalar ve kepenkli pencereler, buranın tamamının devlet dairesi olarak kullanıldığını göstermektedir.
1921 yılında Karaman Tarihi yazan Sapancalı Hasan Hüsnü, belediyeden ve Taş binadan hiç bahsetmez. Taş binanın Osmanlı dönemine ait bilgiler maalesef bu kadardır.
Binanın Cumhuriyet döneminde nasıl kullanıldığını tam olarak bilmiyorduk. Özellikle 30 ve 40lı yıllar tarafımız için tamamen karanlıktı. Cumhuriyetle beraber, taş bina statüsünü korumuş mu idi, yoksa kaderine mi terk edilmiş miydi? Kimler gelip kimler geçmişti?
O dönemi bilen o kadar az insan var ki!
Biz ikinci belediye binası yapılıncaya kadar taş binanın belediye binası olarak kullanıldığını varsayarken Talat Duru Amca imdadımıza yetişiyor:
-Orası belediye binası değildi ki!
-Nasıl olur Talat Amca?
-Benim bildiğim ilk belediye binası, şimdi yerinde olmayan taş binanın karşısındaki binalardan biri idi. Bu taş binada kaymakamlık vardı…
Şaşkınlığımızı gizleyemiyoruz…
Talat Amca devam ediyor:
-Hatırladığım kadarı ile ön tarafta Çiftçi Bankası vardı. Yani İsmet Paşa tarafında. Arka tarafa ise Maliye, İcra Daireleri vardı…
Talat Amca’nın verdiği bilgileri, Çiğil Köyü’nden Ahmet Atakan (Lök) sağlamlaştırıyor. Ahmet Amca 1926 doğumlu… Üstelik eski nüfus müdürlerinden. Tam bir canlı tarih…
Talat Amca’nın söylediklerini hem tekrar ediyor hem de eklemeler yapıyor.
-Taş Bina’nın ikinci katında kaymakamlık ve adliye vardı… Yukarı çıkınca sağ taraf yani batı taraf Kaymakamlık, sol taraf yani doğu taraf adliye idi.
Soruyoruz:
-Ahmet Amca Nüfus Müdürlüğü nerde idi?
-Parka bakan, taraf var ya, Saim Çetin’in de çalıştığı dükkânlar tarafı. Orası olduğu gibi Nüfus Müdürlüğü’ne aitti. Ancak ben orda çalışmadım.
-Sen nerde çalıştın Ahmet Amca?
-Ben şimdi parka çevrilen Hükümet Konağı binasında çalıştım. Alt katında nüfusa bir yer ayrılmıştı.
-Kaç yılı idi?
1960’tan önce de sonra da olabilir…
1957 tarihli bir fotoğraftan gördüğümüz kadarı ile Hükümet Konağı çoktan yapılmıştır. Buna göre yeni Hükümet Konağı 1955-56 gibi yapılmış olmalıdır.
Taş binanın pek bilinmeyen resimlerinden, öndeki pirinç olması muhtemel çeşme, bir zamanlar sulu parkta fıskiye olarak kullanılmıştı.
1931 doğumlu Kırım Tatarlarından İhsan Fındıkdağı Amca ile görüştüğümüzde daha farklı bilgiler veriyor, ancak kafamız karışıyor…
- Kemal Kaynaş her iki binayı da başkanlık makamı olarak kullandı.
- Karşıdaki belediye binası Kemal Kaynaş döneminde mi yapıldı o zaman?
- Evet!
İhsan Amca’nın verdiği bilgilere göre ikinci belediye binası 60ların ortasında yapılmış olmalı idi. Ancak bu bilgi Talat Amca ve Ahmet Atakan’ın verdiği bilgiler ile ters düşüyordu. Ve bu çelişki ortadan kalkmalı idi.
Bu çelişkiyi ortadan kaldıracak ve birinci ağızdan aktaracak kişi de hızır gibi imdadımıza yetişti.
O kişi belediye başkanı Kamil Uğurlu idi.
Belediye Başkanı Kamil Uğurlu’ya taş bina ile ilgili hatıraları olup olmadığını sorduğumuzda ise çok farklı cevaplar alıyoruz:
-Yeni bina, Yunus Emre Konferans Salonu’na bitişik bina, 60ların başında yoktu. Ben üniversiteyi 1965’te bitirdim. 1966’dan itibaren 1970lerin ortasına kadar Karaman Belediyesi için çalıştım. Ta o zamandan şehrin yolları için çizimler yapardım. Haftada iki gün Konya’dan Karaman’a gelirdim. Kerim Kılınç o zaman Fen İşlerine bakardı…
-Başkanım taş binanın karşısına yapılan yeni belediye binası o zaman 70lerden sonra mı yapıldı.
-Öyle olmuş olmalı.
Şimdi taşlar yerine oturmaya başlamıştı. İhsan Amca’nın “Kemal Kaynaş” her iki binada da görev yaptı.” demesinden maksadını daha iyi anlıyoruz.
50lilerin ortasında şimdi Kuğulu Park olarak dönüştürülen mekândaki hükümet konağı yapılınca, 1961 yılında Belediye Başkanı olan Kemal Kaynaş, boşalan taş binaya geçiyor. Böylece 70lerin ortasına kadar taş bina olarak kullanılıyor…
Marangoz Halit Dede (soyadı Güven), daha farklı bilgi veriyor:
-Benim nikâhım orada kıyıldı.
-Nerede ne zaman Halit Amca?
- 1963’te, Taş binanın ikinci katında.
-Nikâh memuru kimdi?
-Hatırlamayacağım?
Yaşı altmışlara yakın başka bir amca da diyor ki,
-Benim nikâhım da orada kıyıldı.
-Kaç yılı idi?
-1973?
Emin olmak için tekrar soruyoruz:
-Evet, taş binada ve 1973 yılında!
Bir başka kişi nikah memurunu Faik Boynukalın olarak bildiriyor bize.
Böylece taş binaya ait yapbozu kısmen de olsa tamamlamış oluyoruz?
70lerin ortası ile beraber karşıya yeni belediye binası yapılarak taş bina kaderi ile baş başa bırakılıyor.
80lerde taş binanın zemin katı esnaf dükkânları ile doldurulmuştu. Hatırlayanlar bilir, üst ve alt köşelerde birer tane kırtasiye dükkânı vardı.
Binanın parka tarafında, orta dükkân Saim Çetin ile özdeşleşmişti. Güney taraftaki hücrelerde ise terzi, sigortacı dükkânları vardı.
Binanın esnafa açılması, binaya ilk esnaf yerleşiminin ne zaman olduğu sorusunu da beraberinde getiriyor. Halit Dede benim hatırladığım ilk özel dükkân Doktor Ziya Güven’in muayenehanesi idi. Aşağı köşede idi diyor.
Çataklı İsmail Güven Amca, 1959 yılında babam beni Ziya Güven’in muayenehanesine götürmüştü diyor. Soyadlarımız aynı olduğu için hiç unutmam o gidişimizi şeklinde de vurgu yapıyor. Buna göre de taş binanın esnafa açılması, Kaymakamlık ve adliyenin taş binadan ayrıldığı dönemin hemen ertesine rastlamış olmalıdır.
Çok yakın zamanlara kadar kuzey cephedeki bina giriş kapısı üzerinde Yunus Emre Kütüphanesi yazardı. Ancak üst taraf oldukça virane bir görüntü içinde idi.
Belediye kütüphanesinde çalışan Fadime Çardak Hanım’a kütüphaneye ne oldu diye sorduk:
-88’de işe başladığım zaman taş binanın üst katında kütüphane vardı. Sonra Karaman Lisesi karşısına kültür merkezi açılınca kütüphane de oraya taşındı.
Kütüphaneyi kim kurdu ve ne zaman kurdu şu an için bilemiyoruz. Ancak şu kadarı belli oldu ki 80lerin ortasında taş binanın üst katı kütüphane olarak düzenlenmişti. 90ların sonuna doğru da taşındı.
Taş Bina’ya ait iki tane de ilginç hatıra var. Bu hatıralardan biri, Canavar Düdüğü olayı diğeri ise 13 ajans haberi.
Hatıralarını dinlediğimiz tüm amcalar aynı olayı anlattılar:
İkinci Dünya Savaşı olduğu sıralar, tüm Türkiye’de olduğu gibi Karaman’da da akşamları karartma, gündüzleri de sivil savunma uygulamaları yapılmaktadır.
Taş binanın üstünde bir canavar düdüğü vardır. İtfaiye arabası gibi ya da polis arabası ses çıkarırdı. Bu ötünce herkes sığınaklara kaçardı. Niçin? Uçakla düşman saldırısı olacak diye tabii ki. Sığınaklar L şeklinde olurdu. Bu sığınaklar, herkesin kendi evi önünde bahçesinde ya da uygun bir yerde olurdu.
Tehlike geçince herkes normal işine koyulurdu. Canavar düdüğü denilen şey de siren oluyormuş.
Taş bina ile özdeşlemiş ritüel gibi diğer bir olay ise 13 ajans haberidir. O zamanlar tv yok, gazete bir haftada gelirdi. Dünyadan tek haber alma kaynağı ise radyo idi. Radyo da sadece taş binada… Sesi daha iyi çıksın diye hoparlörüne bir teneke yerleştirilmişti. Her gün öğlen bir de bu radyo açılır ve halk da etrafa birikerek haberleri dinlerdi.
Taş bina şu an restore edilmektedir. Daha 5-6 ay öncesinde tostçu ve çaycının bile dükkân açtığı taş bina, her bakışımızda kimler geldi kimler geçti dedirtmekte.
Ocak ayında Belediye Başkanı ile yaptığımız görüşmede bina ile ilgili tasarruflarını sorduğumuzda tek bir cevap vermişti:
-Başkanlık Makamı!
Zemin katlar ile ilgili ne düşündüğünü sorduk. Bu sefer başkan bize sordu. Sizce ne olur orada?
Biz de tek bir cevap verdik:
-Karaman’a yakışır bir müze!
Not:
Bu yazıyı hazırlama sürecinde bana özel vakitlerini ayıran Ahmet Talat Duru’ya, İhsan Fındıkdağı’na, Marangoz Halit Dede’ye, Belediye Başkanı Kamil Uğurlu’ya hassaten teşekkür ederim…
Kaynaklar:
1892 tarihli Konya Vilâyet Salnamesi
Kaynak Kişiler:
İhsan Fındıkdağı (1931) Kırım Muhaciri
Ahmet Atakan (1926) Emekli Nüfus Müdürü
Ahmet Talat Duru (1932) Araştırmacı Yazar
Halit Dede (Halit Güven) 1935Marangoz
Kamil Uğurlu (1942) Belediye Başkanı