Bu yazıda, Sapancalı’nın 1922 yılında yazdığı Karaman kitabında yer verdiği ve “Karaman Cami ve Mescidleri” ana başlığı ele aldığı tarihi eserlerden Siyahser Cami, özgün ve çeviri metin ile analiz edilerek anlatılacaktır.
Siyâhser Câmi’-i Şerîfi (özgün metin)
Bu câmi’n Binâ, ‘Alâeddîn, Karabaş Velî gibi daha üç isim vardır nâs arasında en ziyâde Binâ, Câmi’si de söylenir bu câmi’i el-yevm ancak dört beş adı kalub gerisi munkarız olarak Siyâhser Mahallesi’ndedir kasaba ile câmi’ arasındaki mahallât mürur-ı zamânla eridiğinden kasabanın tamâmıyla hâricinde yapayalnız kalmış (Tecvîd-i Karabaş)ın müellifi olan zât-ı fâzıl arka tarafında medfûndur üzerinde bir kitâbesi yokdur yalnız kûfi yazısıyla girift yazıyla mevcûd ise de okumaga muvvaffak olamadım mescidin kapusı üzerinde Hamîd-i Evvel’e âid bir tuğra vardır uzakdan bakılınca âdetâ Küçük Ayasofya’ya benzer resminde de görüldigi üzere hoş manzarası vardır mescidin ittisâlinde bir de büyücek kârgîr kubbeli zâviyesi mevcûddur bina ‘umûmiyetle kârgîrdir ve bir de minâresi vardır iyice harâb olmuş iken âhîren ta’mîr idildi. Öninde bir dönüm kâdâr bagçesi dışarısında tatlı suyu hâvî bir de kuyusı vardır müştemilâtı meyânında havlıda üç kâdâr odası vardır. (Sapancalı, 1922: 46-47)
Siyâhser Câmi’-i Şerîfi (dilici çeviri)
Bu caminin Bina, Alaaddin, Karabaş Veli gibi daha üç adı daha vardır. İnsanlar arasında Bina Camisi de söylenir. Bugün ancak dört beş adı kalıp gerisi enkaz halinde Siyahser Mahallesi’ndedir. Kasaba ile cami arasındaki mahalleler zamanlar eridiğinden kasabanın dışında yapayalnız kalmış. Tecvid-i Karabaş’ın yazarı olan zat arkada (türbe) yatmaktadır. Üzerinde kitabesi yoktur. Yalnız son derece sıkı biçimde kufi hatta yazılmış bir yazı var ise de okuyamadım. Mescidin kapısında I. Abdulhamid’e ait bir tuğra vardır. (Cami) uzaktan Küçük Ayasofya’ya benzer. Hoş bir görünümü vardır. Mescide bitişik bir de büyük sayılabilecek kargir kubbeli bir zaviye vardır. Bina genelllikle kargirdir. Bir de minaresi vardır. İyice harap olmuşken sonraları onarıldı. Önünde bir dönüm kadar bahçesi dışında bir tatlı suyu bulunan bir kuyusu vardır. Külliyenin ek yapısı olarak üç adet de oda vardır.
Siyahser Camisi (metin çözümleme)
İlgili metinde eserin konum bilgisi verilmiş, eserin mimari ve sanatsal özellikleri anlatılmıştır. Bu anlatıma hem dönemin olay bilgisi hem de Sapancalı’nın eserle ilgili kişisel ve yanlış bilgileri yansımıştır.
Konum bilgisi
Siyâhser Mahallesi’ndedir
Mimari ve sanatsal özellikler
Binâ, câmi’si de söylenir bu câmi’i el-yevm ancak dört beş adı kalub gerisi munkarız olarak
kasaba ile câmi’ arasındaki mahallât mürur-ı zamânla eridiğinden kasabanın tamâmıyla hâricinde yapayalnız kalmış
(Tecvîd-i Karabaş)ın müellifi olan zât-ı fâzıl arka tarafında medfûndur üzerinde bir kitâbesi yokdur yalnız kûfi yazısıyla girift yazıyla mevcûd ise de okumaga muvvaffak olamadım
mescidin kapusı üzerinde Hamîd-i Evvel’e âid bir tuğra vardır
uzakdan bakılınca âdetâ küçük Ayasofya’ya benzer resminde de görüldigi üzere hoş manzarası vardır
mescidin ittisâlinde bir de büyücek kârgîr kubbeli zâviyesi mevcûddur
bina ‘umûmiyetle kârgîrdir ve bir de minâresi vardır iyice harâb olmuş iken âhîren ta’mîr idildi.
Öninde bir dönüm kâdâr bagçesi dışarısında tatlı suyu hâvî bir de kuyusı vardır
müştemilâtı meyânında havlıda üç kâdâr odası vardır.
Kitabe bilgisi
Kitabesi yoktur.
Dönem kaydı
Binâ, Câmi’si de söylenir bu câmi’i el-yevm ancak dört beş adı kalub gerisi munkarız olarak Siyâhser Mahallesi’ndedir
kasaba ile câmi’ arasındaki mahallât mürur-ı zamânla eridiğinden kasabanın tamâmıyla hâricinde yapayalnız kalmış
Sapancalı’nın yanlış yargıları
Sapancalı, Karabaş Tecvidi’ne atıfta bulunarak Siyahser (Karabaş) Veli’nin yazdığını söylemiştir. Oysa Karabaş Tecvidi, Siyahser (Karabaş) Veli’nin değildir. Ad ya da lakap benzerliğinden kaynaklanana bir karıştırma söz konusudur.
Yine Siyahser Camii üzerindeki tuğra I. Abdulhamit’in değil II. Abdulhamit’e aittir.
Özel adlar
Binâ, ‘Alâeddîn, Karabaş Velî, Binâ, Câmi’si, Siyâhser Mahallesi, Tecvîd-i Karabaş, Hamîd-i Evvel, Küçük Ayasofya,
Tamlamalar, söz öbekleri …
nâs arasında, munkarız, mürur-ı zamân, girift yazıyla,müştemilâtı meyânında,
Değerlendirme
1922 yılında Siyahser Camii, artık şehir dışındadır ve halk buraya “Bina” camisi de demekteditr.
Sapancalı, II. Abdulhamit döneminde, cami kapısı üzerine konulan tuğrayı, yanlışlıkla I. Abdulhamit’e ait olduğunu söylemiştir.
Ayrıca Karabaş Tecvidi’nin da Siyahser Sultan’ın yazdığını sanarak yine yanlış bilgi vermiştir.
Sapancalı, Siyahser Camii’nin genel cephe görüntülü bir fotoğrafını çekerek kitabına koymuştur.
Sonuç
Sapancalı, yanlış bilgilerle de olsa, mevcut tarihi eserlere dönem kaydı oluşturmuştur. Ayrıca Siyahser Sultan Camii’ni çektiği fotoğraf da döneminde tarihi eserini durumunu göstermesi açısından önemlidir.
Kaynak
Sapancalı Hasan Hüsnü, Karaman Ahvâl-i İctimâ’iyye, Coğrafiyye ve Târîhiyyesi, Karaman 1922, Süleymaniye Kütüphanesi, İhsan Mahvi Koleksiyonu, No: 66, 85 sayfa