1930 Yılında Çanakkale'de kendilerine ait bir Anıt Mezarı açmak için gelen Fransız Generali Guro, Şehit Türk Askerlerinin mezarlarını da ziyaret etmek isteyerek etrafında bulunan ve çoğunun Fransız olduğu topluluğa şu konuşmayı yapar:
“Bir sabah günün ilk ışıklarıyla birlikte Türklerle süngü harbine başlamıştık. Onlar çok ama çok mahir dövüşüyorlardı. Kendileriyle başa çıkmak mümkün değildi. Akşam geç vakte kadar süren bir çarpışmadan sonra yaralılarımızı toplamak üzere karşılıklı bir anlaşma yaptık. Her iki tarafta yaralılarını almaya başladıklarında, bende harp sahasına çıktım. O karışıklık içinde gördüğüm bir manzara, değme ressamların fırçalarından bile çıkmayacak bir tablo karşısında şaşkına döndüm.
Her Şeyi Unutup Şaşkınlıkla Ve Hayranlıkla Seyre Koyuldum.
Bir Türk Askeri, kendi yaralarına yerden aldığı toprakları bastırıyor, kucağında taşıdığı yaralı içinde gömleğini yırtıp onun yarasını sarmaya çalışıyordu.
Efendiler! Kendi yarasına toprak bastırdığı halde, kucağındaki yaralı için gömleğinden parçalar koparan bu vefakâr ve Asil Askerin kucağında taşıdığı yaralı kimdi biliyor musunuz?
Sözlerinin burasında hıçkırmaya başlayan General, gözyaşlarını mendiliyle silmeye çalışarak derin bir iç çekti ve boğuklaşan sesiyle :''Efendiler! O Türk yiğidinin kucağındaki yaralı bir Fransız Askeriydi. Bir Fransız Askeri'' dedi ve iki dizleri üzerine yere çöktü, elini yüzüne kapatıp ağladı, ağladı, ağladı.
Sevgili Dostlarım: Bu hatırayı size yazarken gözlerimden akan yaşlardan hem gözlüklerim ve hem de bilgisayarım ıslandı ve birkaç kere yazıyı bıraktıktan donra ancak bir saat içerisinde yazıp tamamlayabildim.
Ancak 1971 Yılının 18 Martında ziyarete gittiğim Çanakkale’de gördüğüm manzara beni çok üzmüştü. Çünkü bizim şehitlerimizin bulunduğu mezarlıklar çok bakımsızdı. Ancak bu vaziyetin daha
İleriki yıllarda düzeltildiğini öğrendim.
‘Vefalı Türk’ olma hasletimizi unutmayalım ve başta yüce Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimize Allah’tan Rahmet diler, Gazilerimizi minnet ve şükranla yâd ederim.
Yüce Allah Türk Milletinin her zaman yardımcısı olsun ve onu yüceltsin.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.