Bir cemiyet için en büyük tehlike, huzursuz, sevgisiz, saygısız ve ölçüsüz ailelerin çoğalmasıdır.
Böyle ailelerden yetişen çocuklar, cemiyet için büyük tehlikeler oluşturmaktadırlar.
Bunun için Türk aile yapısı korunmalı ve hatta daha da güçlendirilmelidir. Çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren Türk Kültür yapısını, Dilimizi, Edebiyatımızı, ahlaki değerlerimizi, örf ve adetlerimizi, geleneklerimizi öğretip onlarla donatmamız lazımdır.
Geçmiş yıllarda ilkokullarımızda “Aile Bilgisi, Yurttaşlık bilgisi, Din ve ahlak” derslerimiz vardı. Bu derslerde aile bireylerinin görevleri, birbirlerine karşı sevgi ve saygıları, evdeki iş bölümü derslerde öğretmen ve öğrenciler tarafından dramatize edilerek canlandırılır ve öğrenciler bu derse karşı çok ilgi duyarlardı. Yine bu dersler de tıpkı liselerde okutulan Astronomi, Jeoloji, Biyoloji dersleri gibi müfredattan kaldırıldı. Gaflet mi, ihanet mi ileride tarihler bunları yazıp değerlendirecek.
Çocuklarımız ve gençlerimiz çok başıboş bırakıldılar, Okullar ve müfredat artık iyi, doğru ve kaliteli insan yetiştirmeye imkân vermiyor. Her akşam haberlerde, soygun, vurgun, adam öldürme, kadına şiddet olayları her gün artarak devam etmektedir. Televizyon kanallarında çocuklarımıza, gençlerimize örnek olabilecek eğitici yayınlar yerine aile içi mahrem sayılabilecek her türlü ahlaki değerleri yerle bir eden programlar yapılıp sunulmakta ve buna seyirci kalınmaktadır. Bütün bu yaşananlar göstermektedir ki verilen eğitim iyi, doğru ve kaliteli insan yetiştirmemektedir.
Yine kontrolsüz bir internet yayınlarıyla, cep telefonları aracılığı ile ve adına sosyal medya denilen her türlü gayri ahlaki ve aile düzenini bozan konuşmalar ve buluşmalarla Türk aile yapısı çökertilmekte ve bu gidişe dur diyebilecek birileri bulunmamaktadır. Cep telefonları sadece haberleşme olarak kullanılacak şekilde düzenlenmelidir.
Bu bakımdan ilkokuldan başlamak üzere tüm eğitim kademelerinde yeniden bir düzenleme yapılarak, yanlış imalata sebebiyet vermeyen, “Türk için, Türk’e göre” bir anlayışla “Türk Milli Eğitim” kanunu ve müfredatı hazırlanmalı ve yeniden dirilişi sağlayacak kadrolar yetiştirilmelidir. Bütün bunlar ehil, liyakat sahibi Türk kültürünü ve Türk tarihini çok iyi bilen bilim adamlarımız tarafından hazırlanmalıdır.
Ben Eğitimin her kademesinde “İlk-Orta-Lise ve Üniversite” de görev yapmış bir öğretmen ve bir eğitmen olarak, görev verilirse bilgi birikimimle yüce Türk milletime her türlü katkıyı vermeye hazırım.