Modern şehir hayatındaki insanlar önce mahalledeki komşularından, akrabalarından uzaklaştı. İnsanlar sosyal hayata yabancılaştı. Eskiden herkesin onlarca arkadaşı varken, şimdi etrafında birkaç kişi kaldı. Akşam oturmaları, birinin sıkıntılarına birlikte göğüs germe ortadan kalktı. İnsanlar tamamen kişisel hayatlarına döndü. Tamamen bireyselleşmiş ve benmerkezci bir hayatın esiri oldu. Bu da yaşadığı hayattan zevk almaz bireyler yetiştirdi. Her şey görevlerden ibaret. Bir bilgisayar oyununda seviye atlamak gibi yaşanıyor hayat. Periyot periyot sahneleniyor hayat. Çemberin içinde kalman isteniyor. Çıkanlara da pek hoş bakılmıyor. İşe gidilecek, dolmuşa binilecek, ev taksiti yatırılacak. Hepsi birer mekanik, duygu yoksunu şartlı refleksten ibaret. Pavlov'un deneyindeki köpek gibi zil çalmasını bekliyoruz. Hayatlarımız tamamen sentetikleştirildi. Hayal kurmaktan yoksun, yarına umutla bakmayı bilmeyen, gününü yaşayıp tüketen insanlar olup çıktık.
Nüfusun çoğunun yaşadığı şehir toplumlarında teknolojinin gelmesiyle eskiden yaptığımız bazı faaliyetler bitti. Bu bile streslerin artmasına insanların şiddete eğilmesine sebep olmaya önemli bir etkendir. Önceleri ağustos ayında kışlık odunumuzu, kömürümüzü tedarik ederdik. Kış aylarında azmı odun kırdık. Odun kırmak insan ruhunu acayip rahatlatan bir faaliyettir. O baltayı kavrayan insan hırsla oduna indirir, içindeki şiddet duygusunu öldürür. İçinde yaşamak istediği şiddeti odun kırarken boşaltır. Hırsla vurur oduna, kızdığı bir olayın, moralini bozan kişiyi düşünürken baltayı var gücüyle indirir. İnsan farkında olmasa da, rahatlama düşüncesi ile yapmasa da odun kırmak insanı çok gevşetecek bir çalışmadır. Şimdilerde doğal gazımız var. Basarız düğmeye iş biter.
Sonra kullandığımız eşyalar, yaşadığımız evler... Bu tür detaylar fark edilmese de insan ruhunu yoran şeylerdir. Eskiden bahçeli evlerimizde yaşardık. Her evin bahçesinde iki sıra yeşillik ekiliydi. Asması olmayan ev yok gibiydi. İnsanlar toprakla haşır neşir olurdu. O meşguliyet kafalardaki düşünceleri dağıtırdı. Şımdi apartman dairelerinde bitkilerin adını bilmeden, ağaçların cinsini, kuşların türlerini bilmeden, bilgisayar oyunlarında adam öldürerek yetişen bir nesil var. Sonra evlerimiz hava alırdı. Ahşap camlarımız gayet sağlıklıydı. Şimdi evimiz ısıya, sese karşı izole ediyoruz diye nefes almasını kestik. Eskiden camdan soğuk girerdi hava içerideki havayı değiştirirdi.
Annelerimiz, kadınlarımız kazak örerdi. O güzelim deseni çıkartabilmek için bütün dikkatini oraya verirdi. Hayata dair her şeyi bir kenara bırakır rahatlardı.
Yürümeyi bile unuttuk. İki adımlık yere arabayla gidiyoruz. Vücutlar hareketsizleşti. Kullandığımız eşyalar, yaşadığımız hayatlar vücudumuzda elektriklenmeye neden oldu. Bu iç gerilimimizi atamadığımız için dışa vuruyoruz. Şiddete yöneliyoruz.
Bütün dünya insanların konforuna göre düzenlense de onu mutlu etmedi. Oradan oraya koştururken gerçek hayatı ıska geçti insanlar.
Yorumlar
Kalan Karakter: