Genellikle kinaye yapmak amacıyla kullandığımız “Bulunmaz Hint Kumaşı” deyiminin ardında acıklı bir hikâye olduğunu biliyor muydunuz?
Sizler için bu deyimin ardında saklı kalmış olan o acıklı hikâyeyi derledik…
“Bulunmaz Hint Kumaşı”
1612’de İngilizler Hindistan’ı işgal ettiler ve sömürgeye ticaret merkezi kurarak başladılar. Dönemin usta çıkrıkçıları tarafından dokunan Hint kumaşları İngilizlerin ilk hedefi oldu. İngilizler pahalı olan Hint kumaşının yerine kendi tekstil fabrikalarında ürettikleri kumaşları daha ucuza pazarladılar. Fakat İngiliz kumaşları Hintliler tarafından pek ilgi görmedi. Daha pahalı olmasına rağmen kendi yerli kumaşlarını tercih ettiler.
Bunun üzerine İngilizler Hint kumaşını piyasadan kaldırmak ve kendi ürettikleri kumaşları satabilmek için canice bir yönteme başvurdular. El tezgâhlarında kumaş dokumalarını ve düğüm atmalarını engellemek amacıyla Hintli çıkrıkçıların özellikle başparmaklarını ve ellerini kestiler. Artık Hint kumaşını dokuyabilecek ustalar olmadığı için Hint kumaşı da bulunmaz oldu. Böylece İngiliz kapitalizminin bir sonucu olarak “Bulunmaz Hint Kumaşı” deyimi ortaya çıktı.
Alıntı
Tıpkı bizim "Zeytin" ağaçlarımızı kestirip, "Zeytinyağlı yiyemem basmada fistan giyemem" adlı türküyü bestelettirenler de aynı güçlerdi.
* “Cehennem kutsal kitapların bahsettiği gibi odunlu ateşli bir yer değildir, cehennem insan yüreğinde sevginin bittiği yerdir. Dostoyevski”
Yorumlar
Kalan Karakter: