25 EYLÜL’DE KUZEY IRAK’TA YAPILACAK REFERANDUM NEDENİYLE ASRI MEV UT MU GELİYOR
Yiğirminci asrın başları, Osmanlı’nın dört bir yanı toz duman. Bir yandan Başkan Savaşları, bir yandan Rusların Doğu Anadolu’yu işgal girişimleri, Cemal Paşa’nın kanal harekatlarında İngilizlere kesin bir şekilde yenilmesi, Fahrettin Paşa’nın hicazı canı pahasına müdafaa ederken, Şerif Hüseyin’in bu mübarek makamı 400 000 İngiliz lirasına İngilizlerin kontrolüne vermesi Arabasitan halkının kendi ayağına kendisi çelme takmıştır. Arabistan’da Yemen, Sina, Bağdat, Hicaz cephelerinde su gibi askerler telef olup gitmektedir. Yemen’e Hicaz’a giden askerler buralarda uzun müddet ömür çürütmektedir.
24 Şubat 1917 ‘de zamanın ve Osmanlı’nın meşhur komutanları Enver Paşa, Cemal Paşa ve Talat Paşa ittifakiyle Medine Müdafasına son verildi. (I) Osmanlı’nın çöküş döneminde Ermeniler ve Yahudiler pay kapmak ümidiyle harekete geçtiler. Ermeniler Samsun’un bir lokalinde belirli zamanlarda toplanarak çöken Osmanlı’dan ne koparabileceklerini hesap ediyorlardı. Ve toplantıların neticesi olarak gizlice Taşnak Örgütü kuruldu. Osmanlı’nın güçlü döneminde servet ve mevki sahibi olan Yahudiler, Türklerin yaptığı iyiliklere rağmen, zayıflama döneminde süper güçler Türk hakimiyetindeki didaşları üzerinde haklar iddi a etmeye başladılar.
Osmanlı’nın mali durumu bozulunca fırsattan istifade (ARZI MEVUD) a dönmelerini sahneye koydular. Bunun için Siyon kongreleri yapmış çeşitli devletlerin yardım ve desteğini sağladılar. (3)
İkinci Abdulhamit zamanında Yahudiler Filistin’i Osmanlı’nın bütün borçlarını ödeme karşılığında kendilerine verilmesini talep etmişlerdir. Bu talebi Abdülhamit şiddetle reddetmiştir. Arzı Mev ud’un kapsamı çok geniştir. Başta Filistin ve Kudüs daha sonra bütün Arabistan’ın kuzeyi daha sonra Fırat be Dicle Nehirlerinin arasında kalan Mezopatamya, Suriye’nin bir kısmı henüz Osmanlı’da iken Yahudiler kendi davalarına Kürtleri alet ettiler. Bu arada Musul Hahamlarından HALLUM adlı bir Yahudi Müslüman bir kişiye küfürle hakaret ettiği için, yakalanıp o tarihlerdeki Osmanlı kanunlarına göre Selaniğe sürgün edilip orada hapishaneye atılmıştır. Selanik deniz kenarı olması dolayısı ile rutubetli havadan hasta olunca oradan da Kudüs’e sürülüp hapishaneye konulmuştur.
Hallum’dan sonra sahneye Molla Mustafa Barzani çıkmıştır. (4) Bu arada Osmanlı’nı elinde kalan Suriye’ye İngilizler ve Fransızlar el attılar. Araya LAVRENS gibi casusları da koydular. Araplarda bir hassa Peygamber soyundan gelen haşimilerle anlaşmaya vardılar. Anlaşmada bütün Arap toprakları Osmanlı’dan kurtarıldıktan sonra, başşehri Şam olmak üzere Büyük Arabistan Devletinin geleceğini kararlaştırdılar. Fakat Osmanlı Suriye’yi terk edince işler değişti. Fransızlar sözünde durmayıp Arablara dirsek çevirdi. Bunu fırsat bilen Yahudiler Filistindeki arabları yerlerini yüksek paralar ödeyerek satın aldılar. Ve sonunda İsrail Devleti kuruldu.
İkinci dünya savaşında yorgun düşen işgalci devletler Arapların egemenliğini tanıdı. Tekrar su yüzüne çıkan Araplar, birleşerek İsrail’e savaş açtılar. Ve kesin bir yenilgiye uğradılar. Bu müsait durumda aslen Yahudi olmakla beraber kendini bir Kürt mollası olarak tanıtan Molla Mustafa Barzan i sahneye çıkıp bütün Kuzey Irak Kürtlerini de arkasına alarak arzı mevud a hizmet etti. Molla Mustafa daha sonra Rusya’ya giderek orada geniş çapta askeri eğitim gördü. Ve hatta bazı seferlere katıldı. Molla Mustafa öldükten sonra yerine geçen Mesut Barzani’de aynı dava için çalışmaktadır. 25 Eylül’de Bağımsızlık için referandum yapılacak. Bakalım hayırlısı.
Talat DURU
DİP NOTLAR
I - ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR İKİNCİ ADAM SAHİDE I06
2- ABDURRAHMAN TÜÇÜK ARZI MEVUD I06 SAHİFE
3- ABDURRAHMAN TÜÇÜK ARZ I MEVUT I05 SAHİFE
4- AHMET UÇAR TARİH VE DÜŞÜNCE DERGİSİ “I” SAHİFE