Günümüzde yerel gazete çıkarmak her geçen gün zorlaşsa da Karaman’da 56 yıldır ayakta kalmayı başarmış, basın sektörünün çınarı olma yolunda ilerleyen Uyanış Gazetesi’nin geçmişten günümüze kadar olan zorlu yolculuğunun değerli hocam Osman Nuri Koçak’ın kaleminden çıkacak kıymetli cümlelerle bir kitap haline getirilecek olma fikri tüm Uyanış ailesini tatlı bir heyecana sürükledi.
Uyanış ailesinin bir üyesi olarak benden de yazı talep edildiğinde heyecanımdan ne yazsam, nasıl başlasam, Uyanışı nasıl anlatsam gibi bir endişeye kapıldım. Bugün bu ailenin üyesi olmaktan mutluluk duyduğum, mesleğimin en kıymetli yıllarını geçirdiğim, değer gördüğüm, üzerimde baskı hissetmeden işimi yapabildiğim, yuvam diyebileceğim Uyanış’ı ulu bir çınara benzetirim. Çünkü çınarlar içi kurusa bile yaşamaya devam ederler. Gölgesinde soluklanabileceğin, nefes alabileceğin, heybetli duruşuyla asil bir ağaçtır. Uyanış da tıpkı bir çınar gibi 56 yıldır kadir-kıymeti bilinmeyen bu sektörde eğilmeden, bükülmeden, yaşadığı tüm zorluklar karşısında dik durarak bugünlere gelmiş bir kurumdur. Bende 3 yıldır bu çınarın gölgesinde huzurla, mutlulukla ve keyifle çalışmanın hazzını yaşayanlardan biriyim. Bizim çalışma ortamımızda patron-çalışan ilişkisi, bey-hanım unvanları yok. Bu ailede abi, abla, kardeş dayanışması var. Ahmet Küçükcicibıyık hiç birimize patron değil, abi, bazen de bir baba olmuştur. Keza ailesi de öyle. Uyanış ailesinde büyüğümüze saygı, küçüğümüze sevgiyle yaklaşılır her zaman.
“Uyanış Yazdıysa” ilkesiyle şehrin markası haline gelen Uyanış Gazetesi ailesinin her ne kadar 3 yıldır içinde olsam da aslında benim onlarla tanışıklığım çok eskiye dayanır. 16 yaşında küçük bir kız çocuğu olarak mesleğe adım attığım yıllarda o zamanki gazetem Karaman’ın Sesi’yle aynı pasajın içinde yer alan en dipteki dükkânın adıydı Uyanış Gazetesi.
90’lı yılların başlarında benim çalıştığım gazete birkaç yıl önce ofset teknik denilen bilgisayarlı baskı sistemine geçmiş, ancak Uyanış Gazetesi halen entertip denen kurşun harfleri satır olarak dizen ve döken dizgi makinesiyle yayıncılık yapıyordu. Zaman zaman pasajın içinde entertip makinasında dizilen kurşun harflerin sesi duyulurdu. Kocaman bir makinanın başında kurşun harfleri dizen abiler, ablalar olurdu. Ben hep merak ederdim acaba kos koca gazeteyi bu kadar kısa bir zamanda, harfleri tek tek dizerek nasıl hazırlıyorlar diye. Çünkü bilgisayar dizgisi, entertipe göre daha kolaydı. Bazen merakımdan kapıdan bakar onları izlerdim. Harfleri nasıl dizdiklerini, baskıya nasıl girdklerini çocuk gözüyle izler anlamaya çalışırdım. Anlayamadığım içinde kurşun harflerle gazete nasıl çıkar diye sorardım ara sıra. Rahmetli Alibey (Akkan) abi o dönem bizim matbaanın ustasıydı. Gazetenin montajını, baskısını yapardı. Alibey abi meraklı sorularımı sakin bir şekide yanıtlar bir zamanlar kendilerinin de aynı sistemle çalıştıklarını söylerdi.
Uyanış uzun bir süre böyle çıkmaya devam etti. Sonra onlarda teknolojinin yeniliklerine ayak uydurup ofset baskıya geçtiler. Aynı sisteme geçince de haliyle bilgi alışverişimiz de oldu. O dönem bugün olduğu gibi 6 gazete yoktu. Günlük çıkan sadece Uyanış ve Karaman’ın Sesi Gazeteleri vardı. Her sabah resmi kurumlardan gelen bir görevli gazeteleri alır amirlerine götürür, Karaman’da olup bitenlerden haberdar olmaları sağlanırdı. Sabahın erken saatlerinde ise esnaf daha dükkânını açmadan gazeteler dağıtıcılar tarafından okuyucuya ulaştırılırdı. Bizim için gün her gün yeniden başlardı. Halen de öyle. Benim için dünden bugüne değişmeyen tek şey içimdeki meslek aşkıdır. Her gün gazeteme aynı heyecanla gelip yazdığımız haberlere ruhumuzu katarak emek vermek, okuyucudan gelen geri dönüşlerle topluma değer katmak en büyük mutluluğumuz….
29 Ağustos 1968’de temelleri atılan ve o günden bugüne, kendini her yeni yılda daha da geliştirerek bu zorlu yolda önüne çıkan her türlü engeli aşarak ayakta kalmayı başaran Uyanış Gazetesiyle geçte de olsa iyi ki kesişmiş yollarım. İyiki bu koca çınarın dalında bir yaprak olmuşum. Sen hep var ol Uyanış...
Uyanış bir cumhuriyet gazetesidir aynı zamanda... Cumhuriyet’imizin 100. yılı kutlu, bu kutlu yolda dilerim, Uyanış da hep var olsun…
Yorumlar
Kalan Karakter: