Popüler kültürün her şeyi silip süpürdüğü bir zaman diliminden geçiyoruz. Dinlemeyen, hoş göremeyen, empati kurmayan, paylaşmayan bir toplum haline geldik. İnsanların insanlara tahammülü yok, sevgisi-saygısı yok. Empati yeteneği herkeste olsaydı, anlam kazanırdı hayat.
Toplumun ahengini bozan, kalitesini düşüren en tehlikeli insan tipi, basit düşünen, önyargılı davranan, yüreğinde sevgi duyguları yerine nefret duyguları hakim olan kişilerdir. Bir insana en güzel yakışan değer merhamettir. Ne yazık ki çıkarlar konuşunca merhamet susar!
İnsanlar bir adama “şişko ayı gibi” diyor. Kilosunu hızla artıran bir hastalığını bilmeden...
15 yaşındaki bir kız kucağında bebekle çöpleri karıştırırken insanlar ona “dilenci-çingene” diyor. 13 yaşında tecavüze uğrayıp sokaklarda kaldığını bilmeden.
Bir kadına “kel” diyor. Kanser hastası olduğunu bilmeden... İnsanlar ayağı olmayan, yüzü yaralar içinde bir adama “çirkin” diyor. Ülkesi için savaşırken bu hale geldiğini bilmeden...
Herkes bu hayatta kendi çektiklerini bilir. Uzaktan bakıp “ Ben olsam şöyle yapardım veya yapmazdım” demek ne kadar kolaydır. Başkalarını eleştirmek ne kolay!
Çirkin hayat yoktur. O hayatı çirkinleştiren insanlar vardır. Ve bu o kişinin hırsından, cahilliğinden ve komplekslerinden kaynaklanır. Ne yaparsanız yapın ama insanların duygularını incitmeyin. Küstürmeyin hayata... Ah almayın... Bedduanın bulamayacağı adres yoktur. Allah’a emanet edilenlerden olun. Allah’a havale edilenlerin vay haline!
Bizim topraklarımızda yaşamış, bizim bağrımızdan gelmiş olan Mevlana ne güzel öğütler vermiştir. Ona göre sevginin üstesinden gelemeyeceği zorluk yoktur. Kapısını herkese açmış ve
“ Gel ne olursan ol gel.
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da, yine gel,
Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir.” demiştir.
“Cömertlikte akarsu gibi, kusur örtmede gece gibi,
Hiddette ölü gibi, tevazuda toprak gibi, hoşgörüde deniz gibi...” olmamız için ne güzel mesajlar vermiştir.
“Edep nedir” diye sorarsanız eğer, edepsizin edepsizliğine sabır göstermektir. Ama edepsizliği marifet sananlar edepli insanı aptal sanarlar...
Tüm dünyanın sevgi gösterdiği hoşgörü insanı Karamanlı Yunus Emre’miz ise,
“ Bir kez gönül yıktın ise / Bu kıldığın namaz değil /Yetmiş iki millet dahi / Elin yüzün yumaz değil” diyerek gönül alan ve huzur veren kişiler olmamızı öğütlemiştir.
Bir vefa, bir selam, bir de habersiz yapılan dua ne güzeldir. Bu devran hep dönecektir. Sabırlı olun size yapılan haksızlık ve kötülükleri Mevla görecektir. Bir gün sıra onlara da gelecektir. Dilin kemiği yoktur ama bir vuruşta öldürdüğü insanlar çoktur.
Unutulmamalıdır ki bir insan aldığı diplomalarla ve parası ile değil, sergilediği hoşgörü ve terbiye ile kendini sevdirir.
Velhasıl, haddini bilmek en güzel erdemdir.
Yüreğine emeğine sağlık kardeşim. Çok güzel ve anlamlı bir metin kadınlarımız üzerine yazmışsın. Sizin şahsınızda tüm kadınlarımızım "Kadınlar gününü" saygı ile kutlarım.
Değerli yazarımız Özden hanımefendiye bizi geçmişin güzel anılarına götüren yazısı için teşekkür ederim eline sağlık
Tebrikler çok güzel bir yazı olmuş
Tebrikler Özden hanımcım, çok doğru tespitler ve yüreklere dokunmuşsunuz, Sevgilerimle
Tebrikler
Tebrikler.. Hoşgörü bu kadar güzel anlatılırdı.Emegine yüreğine gönlüne sağlık..
Kalemine, yüreğine sağlık arkadaşım.
Yüreğine sağlık hocam. Güzel bir konuya değişmişsiniz.
Yüreğine Kalemine Sağlık Arkadaşım.Çok güzel olmuş Selamlar.
Tek kelimeyle mükemmel.Yureginize,kaleminize sağlık.