Her ne kadar sonbahar hüzün mevsimi ve “eylülde aşk başkadır” dense de Şubat ayına girilirken çoğu kişinin aklına hemen “14 Şubat” tarihi ve sevdiğine hediye alma planları düşer.
14 Şubat sadece dış ülkelerde değil bizim ülkemizde de kabul görmüş bir gündür. Kökeni Roma Katolik Kilisesi’nin inanışına dayanan bir günde; Sevgililer birbirine kırmızı güller vermekte, çeşitli hediyeler almakta ve kırmızı giysiler giymektedirler.
Evet, Sevgililer Günü nedir? Ve neden bugünü kutluyoruz konusuna geçelim.
14. yüzyılda Roma İmparatoru Kral Cladius savaşan askerlerin tüm enerjilerini ülke savunmasına vermeleri gerektiğini düşünerek evlenmelerini yasaklamış. Kral evli erkeklerin aile kurarsa iyi asker olamayacaklarını savunmuş.
Kilisede görevli Papaz Aziz Valentine birbirine âşık gençlerin gizlice evlenmelerine yardım etmiş, bu durum ortaya çıkınca kral tarafından hapse atılıp idama mahkûm edilmiş. Valentine’nin idamı büyük bir yankı uyandırmış! Onun ölüm günü “Sevgililer Günü” olarak kutlanmaya başlanmış. Bu hikâyeye dayanarak Papaz Valentine azizlik mertebesine yükseltilmiş…
Ancak bu yazdıklarım birer mitolojik hikâye olup net bir kaynağı olmadığını da belirtmek isterim.
Batıda Valantine kelimesi “sevgili” yani “hoşlanılan kişi” anlamında kullanılır. Bu hikâye ne kadar hazin ve üzücü gözükse de günümüzde büyük bir heyecan ve coşku ile kutlanmaktadır. Zaten pek severiz yabancıların yaptığı kutlama günlerini ve nedense kendi kültürümüzde olan adet ve geleneklerimize bu kadar önem vermeyiz.
Hediyeleşmek güzeldir. Bazı çiftler hediye vererek birbirlerine olan duygularını ifade eder. Bazları bu günlere kapitalizmin bir oyunu vb. derken bizlerde piyasanın canlanması veya esnafın siftah etmesi diye yorum yapabiliriz.
Sevginizi sevdiğiniz insana illa pahalı hediyeler alarak değil; ona güzel bir kahvaltı hazırlamak, sinema, konser, sergi vb. etkinliklere götürmek veya güzel kelimeler yazdığınız bir kartla da sevginizi belli edebilirsiniz. Tabi ki bu benim görüşüm. Tüketim çılgınlığının zirve yaptığı günümüzde kabul görür mü? Tartışılır.
Ben yine de sevginin en yalın halinin tatlı dil güler yüz olduğunu düşünüyorum.
Bir insana değer vermek, kıymetli olduğunu göstermek asaletin ve karakterin bir parçasıdır. Bunlar kimseye sonradan öğretilemez. Yolu insan olmaktan geçer.
Hepinize sevdikleriniz ve sevenlerinizle birlikte sevgi dolu güzel bir ömür dilerken;
Hep sevgiyle kalın, gönüllerde dostça kalın, hoşça kalın.
Çok değerli meslek büyüğümüz Özden Hanım, "sevgililer günün"ü ne kadar güzel yorumlamışsınız. Tarihi bir seyir le günümüze yolculuk yaptım bı nefeste. Kaleminize gönlünüze sağlık. Ssevgile ve sağlıcakla kalın
Özden hanım günaydın, yazınız çok güzel yazmışsınız kaleminize sağlık hem bilgilendik ve günümüze uyarlamanızda güzel bir yazı metin yazısı tşk. ederim. Bende bu yazınız üzerine "sevgi en güzel şeydir, savunulmalı ve gösterilmeli" derim. Bizim gibi yalnızların sevgilisi de KİTAPTIR, onu eline almak, kağıdın kokusunu içine çekerek kitabın içeriğine kendini kaptırmak çok güzel duygu olsa gerek. Tıpkı sevgiliye duyulan özlem gibi...Sağlıklı, mutlu günler dilerim. Selam ve sevgilerimle.
Sevgi, insanların kalbini dolduran en güzel enerji. Sevgi emek, dostluk, iyilik...Sevgiyle kalmak dileğiyle. Kaleminize ,yüreğinize sağlik.
Fuzuli ye sormuşlar sevmek mi sevilmekmi daha iyidir diye.sevmek demis.karsimiza hep bizim sevecek insanların çıkması dileği ile..
Sevgi neydi sevgi emekti.Tesekkurler özden hanim
Sevginin açamayacagi kapı yoktur.Kalemine saglik ablacim
Sevgili arkadaşım kalemine sağlık çok güzel bi anlatım harfiyen katılıyorum sevgiyi göstermek önce davranışlarla gösterilir hediyeyle deyil