Karaman’da Uyanış Gazetesinin, Cumhuriyetimizin 100. Yılını coşku ile karşılaması ve onu bir eser ile taçlandırması, diğer kurum ve kuruluşlara örneklik oluşturacak boyutlardadır.
Milli bir devletin hayallerin bile ötesinde olduğu, Türk kimliğinin kerhi bir ifade olarak kullanıldığı zeminde, Türklük şemsiyesi altında bir millet ve devlet kurabilme mucizesini gerçekleştiren Atatürk ve yol arkadaşlarını en anlamlı bir şekilde yâd etme zamanıdır. Uyanış bunu yapma gayreti içinde oldu.
Bunu yaparken de ustalıkla yapmak gerekir.
Yemeği güzel yapmak elbette çok önemlidir. Ama salimen ve bütün görkemi ile onu sofraya taşımak yani servis etmek de bir o kadar önemlidir.
Parmakları tabaktaki yemeğin içine batırarak yapılmış bir servisi ne kadar kabullenebilir siniz?
Müşterilerin üstüne başına dökerek servis yapılırsa o lokantaya bir daha uğrar mısınız?
İçinden sürekli kıl, taş gibi maddeler çıkan bir yemeği yeme iştahınız kalır mı?
Yaşamın her alanı yukarıda vermeye çalıştığımız örnekteki gibi muhteşem güzelliklerin ve bir o kadar muhteşem çirkinliklerin bir kıl kalınlığındaki mesafede durduklarını ve her an bir birine karışarak ciddi sıkıntılar oluşturacağını o işin ehli bilir.
Onları bir birine karıştırmayan ve sunum kusursuzluğunu sağlayan ehil kişilere ben sunum mühendisleri diyorum.
Eline aldığı her işi yakıştıran, konuştuğu her kelimeyi yerli yerinde ve yüksek bir letafetle kullanan, sunum yaparken tüm duyularımızı uyarabilen tüm ve beyni hep güzellikleri bulup çıkarmaya kurgulanmış kişiler bu dünyanın toplumsal mimarları ve mühendisleridir.
Onlar olmasa yaşamın sanatsal ve estetik yönü olmaz. Bunun sonucunda da kapkara bir karmaşanın içinde debelenir dururuz.
Atilla Gür arkadaşımız, bu sunum mühendisliğinin en karakteristik şahsiyetidir. Ya da ben başkası ile karşılaşmadım.
Hele sevgili Çoban Ateşi – Yasemin Küçükcicibıyık- ile ortaklaşa bir sunum etkinliği hazırlamış iseler, sunumu sanata çeviren keyfine doyum olmaz bir lezzeti sofraya taşırlar.
Atilla ve Yasemin dört adet yerli televizyonun fiilen ayakta durabildiği coşku dolu bir habercilik dünyasının mihenk taşından yetişegelmiş iki seçkin gazeteci ve sanatçıdır.
Onları değerli kılan şeylerin sadece mesleklerinde sebat etmiş olmaları değildir. Farklarını, ruhlarında saklı olan ve inciyle ile arpanın ayrımını bilen sağlam yapı taşlarında aramak gerekir.
Yaşam bir sunum mühendisliği yarışıdır.
Atilla, belki koca koca üniversitelerde bunu okumamış ama beyninin bir yerlerinde ona lütuf olarak sunulmuş ayrıcalığının farkına varmış.
Karaman’ da Uyanış gazetesinin en anlamlı gününe damgasını vurmuş sunum güzelliğinin yaratıcılarına geç kalmış bir teşekkürün yanı sıra, Atilla ve Yasemin’ in genç kuşaklar tarafından rehber olarak seçilmesi kendi gelişimleri için çok kıymetli olacaktır diye düşünüyorum.
Biliyor ve inanıyorum ki, yerde bulduğu bir inciyi kuyumcuya götürüp bir avuç arpa ile değiştiren iklimden, Atilla ve Çoban Ateşi gibi mühendisler ile çıkacağız.
Nice güzelliklere…