Karaman’ın marka kent olması için uzun yıllardır hülyalar kurarız. Arada sırada sade suya tirit toplantılar da düzenleriz. Bu toplantılarda büyük büyük laflar eder ve bir başka toplantıya kadar arzularımızı tehir ederiz.
Yani idare ederiz.
Dil gibi müthiş bir marka potansiyeli bizi çok devindiremez.
Yunus Emre gibi bir dünya markası bizim kılımızı bile kıpırdatamaz.
Manisa’ da Kocacık Yörükleri Sıla Festivali düzenlerler ama bizim haberimizin olduğundan bileşüpheliyim. (Kocacık Yörükleri, Atatürk’ ün aşiretidir ve Karamanlı olurlar efendim)
Yani Atatürk’ün Karamanlı olması bile markalaşmamıza çinkem yardım edemez.
Piri Reis, Uluç Ali Reis, Edebali, Cem Sultan, Nure Sufi’ leri saymaya bile gerek yok.Türk Büyükleri ilgi alanımız içine girmezler. – Kadir Mısıroğlu hemşehrimiz olsaydı nasıl olurdu acaba?-
Binbir Kilise, Barata Harabeleri, İncesu Mağarası, Maraspolis Mağarası, Manazan Yerleşkeleri, Gödet Saklıkenti vb. onlarca zenginliğimiz,sahibinden mülhem yan gelmiş yatmışlar.
Biz de markalaşacak alan ararız.
Elma, armut, bisküvi, bulgur seçeneklerininpeşine düşeriz. Keşke çözümü oralarda bulsak ama beyhude çabalar onlar…
Ama bir konuda kesin markalaştık.
Trafikte…
Artık bazı mahfillerde, kaos durumlarına “Karaman Trafiği gibi” deniliyor.
İçinden çıkılamaz, çözülemez bir sorun. Tam bir kaos… Ormandaki uyum bile bizim trafiğimizden evla.
Birçok yola tek taraflı park kuralı getiriliyor, eskisinden daha fazla çift taraf kullanılıyor sanki. Uygulayamayacağınız kuralları niye koyarsınız ki? Devlet gülünç duruma düşsün diye mi?
Şehrin içinde, hem seyir ve hem de park sorunu, sorun niteliğini aşmış ve maraziyete dönüşmüş ama polisimiz, belediyemiz, İl Trafik Komisyonumuz durumu öylece seyrediyorlar gibi.
Trafikteki insanlarımız pimi çekilmiş bomba gibi. Kural, kaide, teamül tanımıyorlar. Altta kalanın canı çıksına dönüşmüş her şey.
Polisimiz de evrak kontrolünde… Çünkü yukarı para bekliyor.
Zaten Karaman dışında geçtiğimiz yakın tarihte başımıza gelen bazı menfur hadiseler ile yeterince hayırla anılmıyorduk ve başımız beladaydı bir de trafik kaosu üzerimize ankebit gibi çökünce markalaşmada iyi bir yolda olduğumuz konusunda derin şüpheler içindeyim.
Söylenecek o kadar çok şey var ki, dinleyenimiz var mı bilemiyorum.