Karaman’ın fikir dünyasına çok genç yaşlarda adım attım. Belki de neye talip olduğumun farkında bile değildim.
O zamanlarda Uyanış Gazetesi sağ bir gazete olarak ilgi alanımız içine girmiyordu. Bu nedenle de yakından tanımıyordum.
İddiaları nelerdir? Tutarlılığı nasıldır? Toplumsal desteği nedir?
Gerçekten bilmiyordum ve bilmek için de bir adım atmayı gerekli görmüyordum. O dönemlerin siyasi ikliminde bu normal bir davranış idi.
Belki boy ve kilo olarak aynı kaldım ama giderek aynı Osman Hoca olmadığımı da görebiliyordum. Çünkü Uyanış ve Uyanış gazetesinin yaşamasını sağlayan güçleri daha yakından tanımaya başlayınca düşünce ölçütlerimde önemli kırılmalar oldu. Elbette bu kırılmalar salt Uyanış ile sınırlı değildi. Birçok bileşeni olan bir değişim süreciydi bu süreç. Sözkonusu süreç hâlâ da devam etmektedir.
Kendimi sınırlayan bazı zincirlerden kurtulduğumu hissettikçe içinde yaşadığımız kuyunun – ki bu kuyu bizim toplumda yaşayan herkesin gerçekliği- ağzına doğru yaklaştığımı görüyor ve büyük bir açlıkla ülkem insanının her kesimini tanıma ve onlar ile hemhal olma arzum da artıyordu..
Bu yıllarda Uyanış’ ın imtiyaz sahibi Sevgili kardeşim Ahmet Cicibıyık ile gittikçe yakınlaşan bir gönül birlikteliğimiz oluşmaya başladı.
Yıllarca yazı yazdığım ve televizyon programları yaptığım bir güzel kurumdan ayrılarak Uyanış’la yolumuza devam etmek istedim. Her ikimiz de büyük bir içtenlikle olurladık.
Tedirgindim.
Ahmet sağcı ben solcu… Gazete de sağ kesime hitap eden bir gazete. Yazılarım rahatsız ederse ya. Bu birliktelik güzel başlar ama çabuk bitmez miydi?
Fakat 10 yılı aşmak üzere olan Uyanışlı yıllarımda Ahmet kardeşimden yazdığım bir virgüle dahi itiraz gelmedi.
Her yazdığıma katıldığı için mi?
Hayır?
Gerçek ve haysiyetli bir gazeteci olduğu için.
Düşünce ve düşünceyi ifade özgürlüğüne sonuna kadar inandığı için.
Gazete dediğimiz organın onu çıkaranların değil milletin malı olduğunu bildiği için.
Gazeteci haysiyetinin çok değerli olduğunu bildiği için. Haysiyetini yitirmiş bir gazete ve gazetecinin millete karşı doğrultulmuş bir silah olduğunu bildiği için.
Sevgili eşleri Çoban Ateşi ve yazar arkadaşım Yasemin ile de yazarlık anlayışı açısından hayli düzeyli bir nokta yakaladık ve onu ayakaltına düşürmeden devam ettirmek istiyoruz. Düşürmeyeceğiz de.
Ben kendimi çok şanslı hissediyorum. Karaman’ da Uyanış gibi namusun mihenk taşında sınanmış bir onur abidesinde pişirilen aşa, bir damla da olsa katkı verebilmenin onurunu taşıyorum.
Yazarlık ve hele de milletin yazarı olmayı hedeflemiş bir yazarlık mihnetli bir iştir. Çünkü hedefinizde hep güçlüler vardır. Bu arbedede sizin sırtınızı dayanabileceğiniz bir yayıncılık iradesi yoksa helak olur gidersiniz.
Ahmet Cicibıyık’ ın gazetesi Karaman’ da Uyanış bu konuda tam anlamıyla arkanızda bir Karadağ.
Haysiyet çıtasını giderek daha da yükseklere taşımayadır gayretimiz.
102. yılında aynı coşku ile milletin yolunu aydınlatmaya ve onları Uyandırmaya devam etmesi dileklerimle sen çok yaşa Uyanış ve ona emek veren herkes. Çok yaşayın. Mutlu yaşayın.