Toplumların ana değerlerini kaybetmesi ve kendi aslına yabancı bir yaşam tarzına kilitlenmesi çok da zor değil.
Uğursuz, kirli ve paralı eller size uzanmaya görsün.
Öncelikle toplumu yönetenlere musallat olurlar ve içlerinden bazılarını mutlaka ağın içine katarlar. Sonra onlar aracılığı ile toplumun üzerine yirmi dört saat zehirli gazlar gönderirler. Bu havayı soluyan toplumun etkilenmemesi imkânsızdır.
Subliminal metodlarla kesintisiz olarak yürütülen bu savaştan, esir alınmak istenen toplumun kurtulmasını beklemek saflık olur. Kahpe içerde olursa kapı kilit tutar mı?
Son zamanlarda sözde yerli diziler, evlilik ve kadınlara yönelik programlar kanalıyla Türk toplumunun aile yapılanması yerle bir edilirken, doyumsuz, ahlâksız, değersiz rol modeller kanalıyla bireylerin yarından beklentileri aşk meşk işleri ve kolay ve haram para kazanma hayalleri ile sınırlı hale getiriliyor.
Ya da sözde tarihi diziler adı altında, tarihimiz bir kan denizinde boğuluyor ve devlet kuran insanlar basit birer sergerdeye dönüştürerek günümüz siyasetinin propaganda unsurlarına dönüştürülüyor.
Öldürmek eylemi o kadar sıradan bir hale getiriliyor ki, tüm toplumların ve bizim de anayasamız ve yasalarımızın birinci sırada korumaya aldığı canı koruma, insanı yaşatma vurguları temelden zayıflatılıyor. Suç olan kavramlar ödüllük sahnelerde filizlenip boy atıyor.
Can almak kutsanıyor.
Başkalarının malına ve toprağına çökmek yadırganır olmaktan çıkarılıyor. Çalışma ve alın terini yücelten bir diziye artık rastlanmıyor.
Mafya ve devletin iç içe girmesi normalmiş gibi dizilerde bunlar işleniyor.
Sabahtan akşama dek car car bağıran ama Türklüğe ve insanlığa has bütün özelliklerini kaybetmiş bir avuç arsıza ekranlar sonuna dek açılarak onlar gençlerimizin rol modelleri haline getiriliyor.
Kadınlarımız, kızlarımız ve son yıllarda sayıları iyice artan ev gençlerimiz bu şerefsiz ve zalim bombardımandan kurtulabilir mi?
RTÜK siyasetin dibine çökmüş debelenip duruyor. Doğal olarak gözlerimizin önünde çalınıp giden ahlâki ve insani değerlerimiz için diyeceği bir şey olmuyor. Onun gözü kulağı başka yerlerde.
Muhafazakâr yöneticilerimiz bu büyük çöküntüden rahatsız değil.
Onların derdi, kim bizim iktidar tekerine çomak sokuyor onları yakala ve cezalandır. Bu işteki maharetlerini toplumun ahlâkını gayya kuyusuna atan dizilerle ilgili gösterebilseler, sorun olan birçok şey zaten olmayacaktır.
Televizyonlardan ve onları denetleyenlerden umudum kalmadı artık. İzlenecek hiçbir şeyleri kalmadı. Haber programları bile propagandadan başka bir şey değil.
Düzelir mi?
Umudum tükenmek üzere.
Büyük bir silkiniş hamlesi gerekiyor.
Bunu kim veya kimler yapacak?
Yangını çıkaranın itfaiyeci olduğu bir toplumda bu nasıl olacak?