KPSS ve ÖSYS sorularının başlarına gelenler konusunda uzun uzun düşündüm.
Kim ve neden böyle bir şeyler yapma gereği duyuyor?
Bir siyasi grup mu?
Bir cemaat veya tarikat grubu mu?
Peki, neden böyle bir şey yaparlar?
İleride devleti yönetecek olan kadroların tamamen kendilerinden olması ve devleti bir şekilde ele geçirmek için mi?
Böyle bir şey mümkün mü?
Denediler ve çok da kolay olmadığını gördüler.
Hatalarını anladılar, yeni gruplarla ve metodlarla yeni bir ele geçirme sürecini başlattılar diyebilir miyiz?
Cumhuriyet ve demokratik devletin bu kadar korumasız olduğuna nasıl ikna olmuş olabilirler?
Devletin şu anda başında bulunanların bir kısmından yeterli himaye veya desteği alabilirlerse yeni denemelerden bir sonuç alabileceklerine imkân var mı?
Neden olmasın?
Peki, böyle bir süreç nelere gebedir?
Öncelikle devletin her kurumunun başına veya gövdesine kendi adamlarını monte etmeye çalışmanın bir süre sonra kadro sıkıntısı çekmesi ve kayaya toslaması kaçınılmazdır. O zaman yeterli yetersiz her önüne gelen tarikat ve cemaat üyesini olur olmaz yerlere atayarak ülkeyi bir liyakatsizler ve cahiller cenneti haline getirirsiniz ki bu durum kimseye yaramaz. Çöken devletin altında sadece karşıtlarınız değil siz de kalırsınız. Siyasal terminolojide “dar kadroculuk” diye tanımlanan bu tutum yüzyıllardır, hiçbir ülkede gelişme ve kalkınma için olumlu sonuçlar vermemiştir.
İkincisi ve bence en tehlikelisi de; Ne yaparsa yapsın, ne kadar yeterli ve iyi olursa olsun KPSS, ÖSYS gibi sınavlarda vya mülakatlarda elenenler ve mağdur edilen milyonlarca insanın, devlete olan güven ve bağlılık duygularını tüketirsiniz. Ülkeye ait olmak duygusu onu mutlu edemiyorsa başka arayışlara girmesi kaçınılmazdır. Bu arayışlar da genellikle hayırlı sonuçlar vermezler. Çünkü onlar da ülke düşmanlarının cereyanlarına açık hale gelirler ve bir kısmı ülkelerine düşman olabilirler.
Sonuç olarak devlette ve toplumda o kadar büyük çatlaklıklar ve düşmanlıklar üretirsiniz ki, bu durumdan mağdur olanlar da sebep olanlar da ciddi yaralar alırlar.
Atatürk’ ün dediği gibi, ülke harap ve bitap düşer.
Buna kim sevinir?
“Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar değerlidir” diyerek biz bu topraklardan kovmak isteyen emperyalizm.
Siz kendinizi nasıl tarif ederseniz edin, bu tutumlarınızı devam ettirdiğiniz sürece ülke kardeşler arasına sokulan ve tamiri mümkün olmayan hasımlıklar nedeniyle batar.
Kazandığınız paraları yiyemezsiniz.
Kazandığınız meslekleri yapamazsınız.
Kazandığınız koltuklarda istediğinizi yapacak şekilde oturamazsınız.
İstediğiniz kadar yerli ve milliyiz deyin, yerli ve milli olamazsınız.
Çünkü bu işlerin tamamına artık siz değil sizi bu hale getirenler karar vereceklerdir.
Bence Gençliğe Hitabe’ yi her gün okuyacağınız bir yere asınız ve gün içinde defalarca okuyunuz.
Ülkenin eğitimi, hukuku ve bunları uygulayacak kadroları çökerse devlet otomatik olarak çöker. Sorunları, Millet İttifakı artı, HDP ve artı FETÖ diyerek başkalarının üzerine atarak, halkı aldatarak çarpıtır veya öteleme yoluna gider ve ülkeyi seçim kazanmaya kurban ederseniz salimen aradan sıyrılabileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Hadi canım sen de…
Yakın tarihimizde tıpkı sizin gibi yapanlar oldu ve ülkemiz battı. Yeni bir ülke kazanmak için ne bedeller ödedik. O dönemlerde halkın arasına atılan düşmanlık, ayrılık ve fitne tohumları bu gün bile siyasete yön veriyor. Yani açılan yaralar asırlarca kanıyor ve topluma güç kaybettiriyor.
Tarihimizi de çarpıtmak yerine doğru öğrenin de bari ders alın.
Yaptığınız iş çocuklarınıza daha iyi bir yaşam sağlamak için çaldığınız birkaç sorudan ibaret değil. Bunu görün artık. İnsanlarımızın kardeşliği ve bu topluma olan aidiyet duyguları yok oluyor.
Adalet, adalet, adalet…
Adalet yoksa devlet de yok.
Kardeş olmak yerine düşman olmayı seçiyorsak devlet de yok.
En azından yeni yapacağınız sınavlarda adaleti hatırlayarak yerli ve milli olmaya başlasanız derim.