Cumhuriyetimizin 99 yılını geride bıraktık ve yüzüncü yılına girdik. Ancak, cumhuriyetimizi, birçok toplumsal kesimin kendi çıkarları zemininde tarif ettiği bir koalisyon gibi olma özelliğinin ötesine taşıyamadık.
Dört bir yana dikkatle kulak verirsek, cumhuriyete alından düşmanlık etmek yerine onun dayanaklarının yerlerini değiştirerek, karmaşıklaştırarak ve içini boşaltarak millete anlatılan birden fazla cumhuriyetin olduğunu rahatlıkla algılayabiliriz.
Körlerin fil tarifi gibi…
Cumhuriyet milli devletlerin zorunlu sonucu olarak temayüz etmiştir.
Dünyanın dağılan imparatorluklarının ürettiği birçok yönetsel anlayışın içinden sivrilerek ortaya çıkan milli unsurlara dayalı devlet biçimini, geç de olsa biz de benimsedik. Doğal olarak imparatorluklarda daha fazla alan bulan etnik mozaikler, yerlerini büyük ve tek etnik grubun şemsiyesine terk etti. Ülkemiz de Türk etnisitesi önderliğinde bir milli modeli benimsedi. Bu durum, daha azınlıkta olan etnik toplulukları yok saymak olarak algılanmamalı. Onlar da eşit vatandaşlık bağı ile bir birine bağlanmış bir toplumun parçası olarak hukuki eşitliğe kavuştu. Cebinde Türk vatandaşı kimliği taşıyan her yurttaş, her alanda bir ve eşit oldu.
Uzun tanımlamalar mümkün.
Cumhuriyetimiz, sahip olunan mevcut sınırlar dâhilinde, aynı dili konuşan, aynı gelecek ülküsüne sahip olan, aynı hukuk ve eğitim sistemini benimseyen, tasada ve kıvançta ortak olan bir büyük tasarımdır.
Cumhuriyetimiz, toplumun tamamının aydınlanmasını hedef alır.
Cumhuriyetimiz, hiçbir toplumsal kesime ayrıcalık tanımaz.
Cumhuriyetimiz, yurttaşlarının bir birini sömürmesine, birilerinin çalışmadan, terlemeden geniş yığınların emekleri üzerinden âbad olmalarına, birilerinin kara yoksulluğu pahasına birilerinin Karunlaşmasına izin vermez.
Cumhuriyetimiz, kadın erkek başta olmak üzere tüm toplumsal kesimlerin mutlak eşitliğini esasa alır.
Cumhuriyetimiz, Türklüğün tarih sahnesine çıktığı günlerden beri onu ayakta tutan görkemli diline ve tarihine topyekûn olarak sahip çıkar. Tarihin bir bölümünü diğerleri ile vuruşturmaz. Cumhuriyetimiz, şanlı tarihimizin en son halkasıdır ve zincirin bu halkalarından bir tanesinin dahi zayıflatılmasının ne denli büyük bir aymazlık olduğunu bilir ve buna izin vermez.
Cumhuriyet akıldır, bilimdir, kültürdür, bilinçtir ve aydınlanmadır.
Bu gün birilerinin anadilimizi karalayarak ve değersizleştirerek Cumhuriyetimizi en temel dayanağından yoksun bırakmaya çalıştıklarını ibret ve dehşetle izliyor ve aziz milletimizi uyanık olmaya çağırıyoruz. Onlar yapının en kolay neresinden yıkılacağını talim etmiş kişilerdir.
Birinci asra son adımını atan Cumhuriyetimizi, demokrasi ile taçlandırarak ebediyete kadar taşıyacak olan yeni nesillerin, bu kutlu nöbeti devralmaya hazır olduklarını mutlulukla görüyor, ona bol asırlı gelecekler diliyorum.