Evlilik özgürlüktür.
Şaşırdınız mı?
“Evlilik bir sınırlamalar manzumesi değil miydi?” Yani bir tür tutsaklık…
“O zaman nasıl özgürlük olabiliyormuş?” diyenleri duyar gibiyim.
Böyle diyorsanız özgürlük anlayışınıza bir göz atmanız gerekir.
Özgürlük, azgınlık değildir.
Özgürlük azgınlığı sınırlar.
Özgürlük planlanabilir lezzetlerin toplamıdır. Evlilik de bu planlanabilen alanın bir parçasıdır.
Azgınlık insani değerlerden sapmadır. (İfrat veya aşırılık da diyebiliriz)
İnsan doğulmaz, insan olunur.
İnsan olmak ise değerler çerçevesinde oluşan sınırlar sayesindedir.
Bu süreç yaşam boyu devam eden mihnetli ama kutlu bir süreçtir.
İnsan olmanın bir merhalesi ve yeterlilik limiti yoktur.
“Ulaştık yeter” diyeceğimiz bir varış çizgisi aramayınız.
Nirvana, dört kapı, takva vb. hepsi de süreçtir. Sonuç değil.
İnsani yücelmenin bir sınırı olmadığı gibi alçalmasının da yoktur.
Özgürlüğü bir daha düşünelim mi? Elbette tutsaklık içinde bir perspektif oluşturacak şekilde.
Doğasında insani değerler olan hiçbir çaba sınırlanamaz.
İnsani olmayan bütün sapmalar özgürlük eleğinin denetimine tabidir.
***
Evlilik -doğru evlilik- insani sınırlamaların en önemlisidir ve dahi en değerlisi.
“Evliyim, bu nedenle yaşamla aram pek hoş değil” diyorsanız önce yaşamdan beklentilerinize, sonra eşinizin ve sizin bu beklentilere yaklaşımlarınızı değerlendirmeniz gerekir.
Evliliğin temel beklentisi mutluluktur.
Mutluluk hazır bir aşa ulaşım değildir.
Hatta mutluluk, herhangi bir güç tarafından bize sunulan bir ödül de değildir.
Mutluluk, kendimizin kurguladığınız ve pek de sınırları olmayan bir ruh halidir.
Yani mutluluğun yaratıcıları bizleriz. Beklentilerimizin ve seçimlerimizin boyutlarının bize sunduğu öznel vaziyettir. Süresine ve devamına da bu beklentilerin yarattığı açlık veya doygunluk hali karar verir.
Ustası kendimiz, ıstarı yaşam biçimimiz ve beklentilerimiz, dokuduğumuz ise mutluluğumuzdur.
Yarattığımız eseri beğenip beğenmemek, yeterli olup olmadığını düşünmek ve o eserin bize kattıklarını değerlendirip değerlendirememek, mutluluğumuzun kaderini belirler.
Çünkü nefsin azgınlığının hududu yoktur.
Onun doymak bilmeyen taleplerinin izinden sorgulamadan gitmekle mutluluk arasında olumsuz ilişki vardır.
***
Aile ile mutluluk ve özgürlük arasındaki ilişki matematiksel bir çıkar ilişkisi gibi görünse de, tam olarak öyle olduğuna ikna olmuş değilim. Yani evlilik, salt tarafların birbirleri için sağladıkları çıkar ve güvenlik alanı değildir. Ancak unsurlardan bir tanesi olabilir.
Aşk, bir olmak, feda etmek, nesil sürdürmek kavramlarının her birisinde, tüm çıkarların üstünde, ilahi bir cevher var gibi.
Evlilik ve şans konusu ise bir ayrı metafizik alan.
Ama şans var ise geride kalan elli yıla baktığım zaman şanslı birisi olduğumu düşündürecek olan şeylerin pek sınırı yok.
Ama ben maşukumla birlikte dokuduğumuz kilimin daha değerli olduğunu düşünüyorum.
Bu kilimi dokumaya başladığımızdan bu yana elli yıl geçmiş. Her santiminde kendi beğenilerimizin ve ona verdiğimiz emeğin süslerinin izleri var. Büyük acıların saklanmaya çalıştığı ve sadece kendimizin bildiği gizler de var.
***
Elliye, Altın Yıl diyorlar.
Biz bugün dokuma yoldaşımla Altın Yıl’ı idrak ediyoruz.
Özgürlüğün, güvenliğin ve mutluluğun kıyaslamasını yapacak kadar bekâr yaşadım.
Bugün oylama yapsak, tercihim evlilikten yana olur.
Evlilik yolunda birçok engebe ve çeldiriciler sizi zor durumda bırakacaktır. Bunlara karşı tutumunuz, elinizdeki hazinenin değerini ne kadar bildiğinize bağlıdır.
İnsanın kötü günü, belki de iyi gününden fazla oluyor. Buna dayanma gücünü ailesinden alanların genellikle sorunları aştığını ve yaşam savaşında çoğunlukla galip geldiklerini görürüz. Yalnız kalanların ise çabucak göçtüğünü...
Geriye dönüp baktığım zaman benim yol arkadaşım ve ailemin, dünyanın en iyileri olduklarını görüyorum.
Megalomanik bir yaklaşımın ötesinde, herkesin böyle hissetmesini istememden dolayı böyle söylerim. İnanırım ki, normal her aile böyle hisseder.
Evlilik, coşkulu ilişkilerin bir yaşam boyu ayakta kalmasından çok öte bir durumdur. Uzun yılların arkasından oluşturduğunuz öylesine lezzetli bir duygusal yığınak daha vardır ki, evlilik dediğimiz zaman asıl kast ettiğimiz budur. Bu duygusal yol arkadaşlığı öyle bir güçtür ki, aşk kavramı asıl bu dönemde zuhur eder.
Yıllar birbirini kovaladıkça, sükûnlu yol arkadaşlığı, oda arkadaşlığından daha değerli hale geliyor.
Bu perspektifle eşsiz yol arkadaşıma buradan derim ki;
“Sen olmasaydın, ilk sert rüzgârda savrulur giderdim.
Senin yarattığın ilgi, sevgi ve güven hareleri sayesinde özgürlüğümü de mutluluğumu da algılayabildiğim kadar sonuna dek yaşadım.
Evlatların, torunların sevgileri ve acıları sevgimizi daha da büyüttü.”
Bir düşünürün dediği gibi;
“Birimiz deli olduğu zaman diğerimiz veli, olmayı” becerdi.
Bitmez görünen yıllar bir çırpıda bitti.
Günlerin lezzeti, gençken de yaşlıyken de hep aynı.
Ha on sekiz, ha yetmiş sekiz. Lezzet, aynı lezzet.
Ama esas olan sizin lezzet tanımınız. Ona yüklediğiniz anlam.
Yaradana şükrederim ki, yaşama ait lezzetlerin âşık olduğunuz insan ile zirve yapacağı konusunda yol birlikteliği bilincini kazandırdı bize.
İnanın bu tatların önemli bir bölümü madde ile ölçülür değildir.
Can kafeste ne kadar daha durur bilemem ama buraya kadar bir itirazımın olmadığını söylemezsem haksızlık etmiş olurum.
Yaşama saygı ile.
Yaşattıklarına saygı ile.
Yaşamı yaşanır kılana sevgi ile…
Altın yılın herkese nasip olması dileklerimle…
Yazınızı büyük bir zevkle okudum. İnşallah ders alanlar çıkar. Gelecek sene de biz altın yılda olacağız. Evlilik kolay bir kurum değil. Maalesef başlarda genelde deliler erkek, veliler kadın. Sonra da ikisi de veli oluyor. :-) . Sizi tekrar yürekten kutluyorum. Sağlık, huzur ve sevgi dolu nice yıllara. Şile’den selamlar.
Canımmm emmim,canım yengem nice yıldönümlerine inşallah.Çok seviyorum sizi,kocaman sarılıyorum.İyi ki
Rabbim mutluluğunuzu artırsın huzurunuzu artırsın sizlere sağlık sıhhat ve uzun ömürler nasip etsin hocam
Evlilik ve mutluluk hakkında ne güzel bir yazı olmuş kıymetli hocam. Okuyanlarında istifade etmesi dileğiyle...
Özgürlük birlikte bir şeyler üretebilmektir. Daha nice mutlu yıllarınız olsun.
Ne güzel bir yazı. Evliliği beceremeyen benden çok alkış.