Akıl sahibi huzur ister.
Nefsinin esiri rahat ister.
Huzur, ucuz değildir.
Emek ve bedel ister.
Huzurlu kişi, rahat eder.
Daha doğrusu, ruhu rahat eder.
Dolayısıyla hayatını rahat yaşar.
Ruhen rahat olan, her haliyle rahat demektir.
O yüzden çok az dünyalığa sahip, ibadet ehli insanlar çok fazla kaygı taşımazlar.
Gelecek tasası ya hiç olmaz ya da çok az olur.
Sigortaya vs. ye fazla güvenmezler.
Onların sigortası:
"ALLAH'IN DEDİĞİ OLUR" dur.
Başkada güvence aramadan uyurlar.
Şimdi bu kadar mı HOCA'm, diyenler olacaktır.
İnanın bu kadar.
Çok İMRENDİĞİM ADAMLAR var böyle yüzlerce.
Bu tevekkül neden ben'de kıt diye hayıflandığım olur zaman zaman.
Belki de nasihatini biz yapıyoruz, meyvesini tevekkül ehli topluyor.
Olsun.
Bazen bilen yaşamaz, yaşayan bilmez denir ya.
İşte öyle bir şey.
Belki de huzuru, huzurda aramıyoruzda ondandır.
Arayan bulurmuş.
Veyâ bulanların hepsi, arayanlarmış.
Yıllanmış şarapta huzur arayan da var denebilir mi?
Denebilir elbette.
Onları da sakın ola ki ayıplamayalım.
Hz Ömer ra. müslüman olduğunda kırk yaşındaydı.
Öyle bir arkadaşım vardı benim.
Yıllanmış mı içerdi bilmiyorum.
Fakat onlar çok pahalı olurmuş diye duyarız.
Ben'im arkadaşım olduğuna göre o kadarı onu aşardı.
Fakat o hâline içtenlikle hıçkıra hıçkıra ağlardı.
O ağlamayada imrenirdim iyi mi?
Hasılı demem o ki;
Müslüman rahatı huzurda bulurum diye inanmalı.
Çok mal peşinde değil, helâl rızık derdinde olmalı.
Aldığı nefesin değerli olduğunun farkında olmalı.
Ve kendini zengin saymalı.
Sağlam bir böbreğin milyon lira olduğunu unutmamalı.
Sakın yanlış anlaşılmasın.
Ben'im bahsettiğim şükür yokluğa şükür değildir.
Allah'ın Resulü, "Fakirlik küfür olayazdı." buyururlar.
İnancın emrindeki mal mahzâ nimettir.
Malın esiri insan, acınası canlıdır.
Anlatmak istediğimizde budur zaten.
Huzurluca rahata erenlerden olmak umuduyla.
Kalın sağlıcakla.