TURİZM PAZARLAMASI
H. İbrahim İNCEKARA
İl Turizm eski Müdür v.
Karaman ESOB Genel Sekreteri.
Bundan yüzyıl önce insanların neredeyse tamamı doğdukları köyün hiç dışına çıkamadan hayatlarını tamamlıyordu. Şimdi ise doğduğu şehrin dışına çıkmamış olanlar neredeyse yok gibi.
Eskiden uçağa sadece zenginler binerken bugün uçakla seyahat etmek hemen herkesin ulaşabildiği bir imkan haline geldi.
2011 yılında bütün dünyada yaklaşık bir milyar turist başka bir ülkeye seyahat etti.
Dinlenmek, kendilerini yenilemek ama en çok da yeni yerler görmek, yeni lezzetler tatmak, yeni insanlar tanımak için seyahat eder insanlar. Turizm sektörü bizim keşif merakımız üzerine kurulu bir sektördür.
Keşfetme arzusu çocuk yaşta gelişir. Hemen her gencin bir “dünya turu” yapma hayali vardır.
Çoğunluk için yurtdışına çıkmak, adeta rüştünü ispat etmektir. Hele tek başına bir yurt dışı seyahati yapmak özgürlüğün ve bağımsızlığın ispatıdır sanki.
Hiç yurtdışına gitmemiş olmak ise bir eksikliktir. Dünya Turizm Örgütü tarafından hazırlanan araştırma uluslararası turizm talebindeki büyümenin devam edeceğini öngörüyor. Seyahat fiyatlarının düşmesi ve insanların farklı kültürlere olan ilgisinin artması bu büyümeyi tetikleyen sebeplerin başında geliyor. Çalışma sürelerinin kısalacağı, tatil sürelerinin artacağı; emeklilik süresinin uzayacağı (65 üstü yaş grubunun toplam turizm içindeki payının artacağı); bekâr ve çocuksuz çiftlerin seyahate ve eğlenceye daha fazla zaman ve kaynak ayıracakları dünya turizmini büyütecek nedenlerin başında yer alıyor.
Son yıllarda klasik tatil turizminin yanında ön çıkan kongre, inanç, kültür, sağlık gibi turizm alanları sadece turizm çeşitliliğini sağlamakla kalmadı, turistlerin profillerini de farklılaştırdı.
Yeni kuşak turistler artık yılda bir tatille çıkmakla yetinmiyor. Hafta sonu gezmeleri de dahil olmak üzere yılda birkaç kez geziye çıkıyorlar.
1990’ların sonunda hayatımıza giren internetin belki de en çok etkilediği alan turizm oldu. İnsanlar tatile gitmeden önce internetten araştırma yapıp, gidecekleri yeri, kalacakları oteli, katılacakları etkinlikleri inceleyip satın almalarını internetten yapıyorlar.
Yeni nesil turistler klasik turistlerden farklı olarak çok daha seçiciler ve beklentileri çok daha yüksek. Daha önce bu kentleri ya da otelleri ziyaret etmiş kişilerin yorumlarını internetten okuyor ve kendi deneyimlerini de yine internet ortamında milyonlarca potansiyel ziyaretçi ile paylaşabiliyor.
Artık tur operatörleri ve seyahat acentaları yepyeni bir dönemde iş yapıyorlar.
Sistemin sürekli şeffaflaşması aslında dürüst çalışan işletmeler için güveni de artırdı. Bu bazı markaların işlerini olumsuz etkiledi ama yaratıcı turizm pazarlamacılarına da yeni fırsatlar sağladı.
Turizm Türkiye’nin karşılaştırmalı rekabet üstünlüğünün bulunduğu sektörlerin başında yer alıyor. Sadece iklim ve deniz değil, Anadolu’nun zengin tarihi, doğal ve kültürel mirası, gelenek ve göreneklerimizle beslenen konukseverliğimiz, Doğu ile Batı’nın egzotik bileşimini temsil etmemiz bizim turizm alanında elimizi güçlendiriyor.
Son yirmi beş yılda Türkiye’de turizm yatırımlarına verilen önem ve dış tanıtım çabaları sonucunda turizm sektöründe önemli gelişmeler sağlandı. Yat turizminden sağlık turizmine kadar birçok alanda yaratıcı yatırımlar göze çarpıyor. Ancak hala gelinen yerin yeterli olduğunu, turizm alanında tam anlamıyla olmamız gereken noktada olduğumuzu söylemek de güç. Kültürel alanlarımızın restore edilmesi, hizmet kalitesinin yükseltilmesi, tesislerin altyapılarının güçlendirilmesi gibi alanların yanı sıra kentlerimizin, yörelerimizin daha iyi tanıtılması, konumlandırılması gibi iletişim alanlarında da daha yapılacak çok şey var.
En önemlisi de turizm konusunun yerel yönetimler düzeyinde yeni bir anlayışla ele alınmasıdır. Türkiye’de son yıllarda kurulan Kalkınma Ajansları bu konuda çalışmaya başladı fakat bu çabalar henüz istenen sonuçları vermedi. Kalkınma ajansları daha çok yörelerin tanıtımı konusunda duyarlılar ama bence tanıtımdan önce yörede yaşayan insanların ve esnafın yaşadıkları yere sahip çıkmalarını sağlamak gerekir.
Yöre halkının gençleri, ev kadınları, esnafı, çiftçisi, öğrencisi, emeklileri kendi yörelerinin kültürel ve turistik kıymetlerinin bilincine vardıkları takdirde bu değerleri yöreye gelen misafirlere de en iyi şekilde sunulabilirler. Kültürel değerler ve kıymetler ancak böyle bir bakış açısıyla pazarlanabilir ve bu şekilde yüceltilip korunarak gelecek nesillere aktarılır. Yöre halkının işbirliği olmadan tepeden inme politikalarla turizmi geliştirmek mümkün değildir.
Turizm alanında başarılı olabilmek için kentlerin sadece doğal güzellikleri, tarihi ören yerleri değil esas kendilerine özgü bir hikâyelerinin de olması gerekir. Turizm pazarlamasının ilk adımı yörelerin hikâyelerini keşfedip bunları gün yüzüne çıkarmaktır.
İnsanlar küreselleşmeyle birlikte artan aynılaşmadan sıkıldılar; özgün olanı arıyorlar.
Küreselleşme dünyayı aynılaştırmaya devam ettikçe yeni kültürler tanıma, yerel lezzetlerle tanışma geleceğin turizminin en önemli itici güçlerinden birisi olacak. Kültür turizmi özellikle de gastronomi turizmi ön plana çıkacak.
Bu alan gelişip popülerleştikçe de ülke mutfaklarını tanımaya yönelik seyahatler de artacak. Özellikle Avrupa’da iyi yemek yemeğe gösterilen ilgi son yıllarda bir akıma dönüşmüş durumda. Gelir seviyesi yüksek entelektüel turistlerin katıldığı gurme turları bugün küçük bir kesime hitap etse de yarın geniş kitlelere yayılma potansiyeline sahip bir alan.
Türkiye’de turizmi geliştirmek için deniz-kum-güneş turizminin ötesine geçmemiz gerekiyor. Kongre, sağlık, kültür, din, lezzet (gastronomi) turizmi gibi alternatif turizm türlerini geliştirmemiz lazım.
Alternatif turizm alanlarını geliştirmek demek kentlerimizi, köylerimizi, yörelerimizi, küçük işletmelerimizi desteklemek anlamına geliyor.
Turizmin çeşitlendirildiği, alternatif turizm alanlarının oluşturulduğu gelişmiş, turizmden yeterli payı alabilen, istenilen, arzu edilen turist sayısının geldiği bir ülke olmak dileğiyle…