Neden Çok Yanlış Yapanlar Hayatta Daha Başarılıdır!
Ali KONUKSEVEN
Post it kullanmayan var mıdır acaba?
Zannetmiyorum!
Post it, özellikle çalışan insanların vazgeçilmez bir dostu gibidir adeta.
Peki, Post it nasıl ortaya çıktı biliyor musunuz?
Büyük bir planlamayla mı dersiniz?
Çok düşünüp, gecelerini gündüzlerine katan kariyer insanlarının üstün çabaları sonunda mı dersiniz?
Müthiş bir disiplin sahibi olmanın bir getirisi olduğundan mı dersiniz?
Yoksa geleceği çok iyi tahmin edebilen bireylerin bir başarısı mı dersiniz?
Cevap hiçbiri.
Çünkü bu buluş, yapılan bir yanlış sonucu ortaya çıkmış!
Bunun gibi insanlık tarihindeki birçok buluş yapılan yanlışlıklar sonucu ortaya çıkmıştır. Kendimizi düşünelim yanlış yaptığımız zaman çok kızarız niye bunu düşünemedim neden böyle yaptım diye. Hele çocuklarımızın yanlış yapma hakkı hiç yoktur. Denemelerde yanlış yapamazlar, kardeşiyle oynarken yanlış yapamazlar ve biz bu düşüncelerimizden dolayı sanki çocuklarımızı her an yanlış yapacak gibi görürüz ve onlara güvenemeyiz. Hâlbuki yapılan yanlışlar doğruyu bulmamıza yardım eder. Edison ampulü bulmak için yaptığı 2000 denemeden sonra arkadaşları daha devam edip etmeyeceğini sorduğunda “artık işim daha kolay çünkü yanlış olduğunu bildiğim 2000 tane yol var önümde” demiştir.
Deneme sınavları da öğrencilerin zaman zaman hata yapabileceği lise ve üniversiteye hazırlıkta gerçek sınavlar öncesi bizlere ipuçları veren çocuklarımızın hangi dersten hangi konularda eksiği olduğunu tespit ettiğimiz en önemli veri kaynaklarındandır. Biz anne babalar da sınavlara bu gözle bakmalıyız. Çocuklarımızın sınav sonuçlarına bakarak kızmak, neden yanlış yapıyorsun diyerek aşırı baskı kurmak, onun hatalarını sürekli eleştirmek sınava hazırlık sürecine bir katkı sağlamayacak sadece çocuklarımızın sınav kaygılarını artıracaktır.
Çocuğunuzdan beklentinizin olmaması elbette mümkün değildir. Ancak beklentilerinize sınır koymanız faydalı olacaktır. Ondan neyi ne kadar isteyeceğinizi, onun bireysel yeteneklerini ve farklılıklarını göz önünde bulundurarak beklentilerinizi gerçekçi bir şekilde belirlemeniz gerekmektedir. Bu, çocuğunuzun yapabileceğinden fazlasını bekleyerek onu yoğun kaygıya itmenize engel olur.
Sınavların sizin tarafınızdan çocuğun bir kişilik ölçümü olarak görülmesi, başkaları ile kıyaslama, sınavda yeterli başarı elde edilmezse "başkaları ne düşünür?", "ya rezil olursak?" vb. anlamlar yüklenmesi kaygıyı yaratır. Bu çocuğunuzun kişilik değerlendirmesi değildir, başkalarının ne düşündüğü de önemli değildir. Önemli olan yapılan sınavlarla, yazılılarla çocuklarımızın eksiğini tespit edip bu eksikleri nasıl telafi edebiliriz ona yoğunlaşmaktır. Yapılan her yanlış doğrusu öğrenildikten sonra ve bir sonraki sürece yansıtılmadıktan sonra bir tecrübe olarak kabul etmeli ve çocuklarımıza koşulsuz destek vermeye devam etmeliyiz.
Bu şekilde yetişen çocuklar yanlış yapsalar dahi onun doğrusunu öğrenmeye çalışarak özgüvenleri yüksek bireyler olarak hayatta daha başarılı olacaklardır.