Cemalettin TAŞKIRAN
Son hafta en çok konuşulan konulardan biri de eğitim meselemizdi.
2018 Üniversite sınavı sonuçları açıklanmıştı. Açıklanan sonuçlar dehşet vericiydi ülkemiz ve geleceğimiz açısından.
Sonuçlarda bazı rakamlar şöyle:
Sınava katılan: 1.877.568. Yaklaşık 1.900.000.
Konulara göre ortalama doğru cevap sayıları :
Din kültürü ve ahlak bilgisi: 6 soruda 2,09, Coğrafya: 6 soruda 2,27 , Felsefe: 12 soruda 2,02,
Türk Dili ve Ed : 24 soruda 4,74 , Tarih-:10 soruda 1,61, Fizik: 14 soruda 0.5 ,
Kimya: 13 soruda 1 , Matematik: 40 soruda 4.
Bu sonuç eğitim sistemimizin iflasıdır. Bu sistem devam etmez, etmemeli. Çünkü bu sistemle ülkemizin ve milletimizin geleceği olamaz. Olursa da bir 3. Dünya ülkesi derecesinde olur.
Üstelik 2002 yılından beri ülkede hiç değişmeyen, 16 yıldır her istediği kanunu hemen çıkartabilecek siyasi güce sahip bir iktidar var. Ama maalesef yönetime hakim olan “bizden olsun da, isterse çamurdan olsun” zihniyeti ile, liyakat da bir kenara atılınca; eğitimde eskilerin tanımıyla “Kara Düzen” hakim oldu.. Bilimsel bir düzen, çağdaş bir sistem yok. Sabah akıllarına gelenle eğitimi yürütmek demek “Kara Düzen” eğitim. Yani keyfi, bilimden uzak ve temelsiz.
OECD ‘nin yaptığı PISA sonuçları da bu verileri doğrular nitelikte. Son PİSA sonuçlarına göre 72 ülke arasında Türkiye, matematikte 49. sırada. Fen bilimlerinde 52., okuduğunu anlamakta 50. sırada.
Bizce bunlardan daha da vahimi 2017 de, ataması yapılacak öğretmen adaylarına yapılan öğretmen alan bilgisi sınav sonuçlarıdır. Bu sonuçlar arada “kaynadı gitti” ama bugün karşı karşıya olduğumuz bu olumsuz tablonun asıl sebebi bu sınav sonuçlarında saklı.
Öğretmen adayları alan bilgisi sınavında , 27 bin 863 matematik öğretmeni, 50 sorudan ortalama 9 soruyu doğru yanıtlayabildi. Fizik öğretmenleri 50 sorudan 15 soruya, kimya öğretmenleri ise 50 sorudan 17 soruya doğru yanıt verebildi.
İşte en ürkütücü tablo budur. Çocuklarımızı, gelecek kuşaklarımızı dünyaya ve rekabete hazırlayacak öğretmenlerimizin bu durumda olmaları, bu eğitim sisteminin baştan sona acilen değişmesini gerektiriyor.
Elbette eğitim sistemi bir bütündür. Okullar, öğretmenler, müfredat programları, kitaplar, öğretim malzemeleri, aileler… Ama bu bütünün en önemli parçası, olmazsa olmazı öğretmendir. Diğer bütün unsurlar çok iyi olsa, mükemmel bir de sistem kurulsa, kötü bir öğretmen, işini iyi bilmeyen bir öğretmen çok kötü sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Aksine, en kötü sistemde, en olumsuz şartlarda iyi bir öğretmen, işini iyi bilen bir öğretmen çok iyi sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Bir ülkenin geleceği eğitim sistemine; eğitim sistemi de öğretmene dayanır. Öğretmen sistemin temelidir. Önce öğretmenlerimizi iyi yetiştirmeliyiz. Bunu yapmadan sistemi ne kadar değiştirirsek değiştirelim sonuç almak mümkün değildir. Öğretmenlerimizi çok iyi yetiştirmeliyiz. Çünkü öğretmen, geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur.
Yukarıda bahsettiğim bugünkü eğitim durumumuz bizce gayri milli düzenin ve liyakat eksikliğinin gayri milli ve niteliksiz sonuçlarıdır maalesef..
Hiç unutmamalıyız: Ana Sınıfından Üniversiteye, KALİTELİ EĞİTİM DEMEK KALİTELİ ÖĞRETMEN DEMEKTİR.
Her seviyede, her kademede…