HAYAL DÜNYAMIZA AÇILAN KAPILAR: KİTAPLAR!
Ali Konukseven
Merhaba değerli okurlarım bu haftaki yazımda uzun zamandır değinmek istediğim ve beni rahatsız eden bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. “Kitap okumak” veya okumamakta diyebiliriz buna; çünkü şöyle bir araştırma yapınca kitap okuma konusundaki istatistiklerimizin gerçekten çok can sıkıcı boyutta olduğunu hatta bazı Afrika ülkelerinin bile gerisinde olduğunu gördüm. Örneğin:
*Japonya’da toplumun % 14’ü,
*Amerika’da %12’ si,
* İngiltere ve Fransa’da % 21’i düzenli kitap okur iken,
* Türkiye’de durum % 0, 01 yani on binde bir.
* Toplam nüfusu sadece 7 milyon olan Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100.000 tirajla basılırken, Türkiye’de bu rakam 2000- 3000 civarında basılmaktadır.
Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Rapor’unda kitap okuma oranında Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sıradadır.
Bir yılda kişi başına okuma sayıları:
* Bir Japon bir yılda ortalama 25 kitap okuyor.
* Bir İsviçreli bir yılda ortalama 10 kitap okuyor.
* Bir Fransız bir yılda ortalama 7 kitap okuyor
* Türkiye’de 6 kişiye yılda 1 kitap düşüyor.
Türkiye’de bir kişinin kitap okumak için ayırdığı zamanın;
*300 katını bir Norveçli ayırıyor.
*210 katını bir Amerikalı ayırıyor.
*97 katını bir İngiliz ayırıyor.
*87 katını bir Japon ayırıyor.
* Dünya ortalaması bile bizim ayırdığımız zamandan 3 kat fazla.
Türkiye’de okuma ve izleme oranları:
* Dergi okuma oranı % 4
*Gazete okuma oranı % 22
*Radyo dinleme oranı % 24
*Televizyon izleme oranı % 95
Konu kitap okuma olunca hiç zaman bulamayan bizler günde ortalama 5 saat TV seyredebiliyoruz, facebookta Çin’den sonra en çok vakit geçiren ülkeyiz ve bir espri sayfasını 800 bin kişi beğenebiliyoruz. En verimli saatlerimizi dizi izleyerek veya bilgisayar başında sosyal paylaşım sitelerinde geçiriyoruz. Her gün birkaç sayfa okuma zahmetine ise zamanımız olmadığı için katlanamıyoruz. Ne garip değil mi? Basit bahanelerimiz, diziler, filmler için geçerli olmuyor. Zamanının çoğunu internette geçiren çocuklarımız, gençlerimiz bir müddet sonra asosyal bireyler olarak karşımıza çıkıyorlar. Bu harcadığımız zamanların hiç değilse bir kısmını kitap okumaya ayırabiliriz.
Kitap okuma özellikle okul başarısını artırmada en önemli etkenlerden biridir. Bursluluk sınavlarında lise sınavlarında ve üniversite sınavlarında en belirleyici puanlar, okuduğunu anlamaya ve yorumlamaya dayalı uzun paragraflardan oluşan Türkçe sorularından gelmektedir. Paragraf ve kelimeleri tahlil edebilmenin tek şartı kitap okumaktır. Kitap okumanın diğer derslere de faydası vardır. Özellikle kapsamlı düşünme kabiliyeti isteyen fizik ve matematik konuları, iş, güç, enerji gibi fizik konuları alternatif düşünme kabiliyeti yüksek olan insanların daha başarılı olacağı derslerdir. Kitap okumanın diğer sayısal dersleri de olumlu etkilediği asla unutulmamalıdır. Günümüzdeki sınavların özelliği, zamanı iyi kullanmak, yani hızlı soru çözmektir. Çok kitap okuyan öğrenci, hızlı okuyup anlayarak dakikaların altın değerinde olduğu sınavlarda diğer öğrencilerden daha başarılı olacaktır. Eğer sınavlarda başarılı olmak istiyorsanız kitap okumayı asla ihmal etmemelisiniz.
Kitap okumanın faydaları anlatmakla bitmez en büyük liderler kitap okuyanlardır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün hizmetkârı olan Cemal Granda bir hatırasını şöyle anlatıyor: ”Bir gün Atatürk, tarihle ilgili kalın bir kitap okuyordu. Öylesine dalmıştı ki çevresini görecek hali yoktu. Ülke ile ilgili bir sürü sorunlar dururken Devlet Başkanı’nın kendini tarihe vermesi, Vasıf Çınar’ın biraz canını sıkmış olacak ki Atatürk’e şöyle dediğini duydum: '-Paşam! Tarihle uğraşıp kafanı yorma. 19 Mayıs’ta kitap okuyarak mı Samsun’a çıktın?' Atatürk Vasıf Çınar’ın bu samimi yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi: 'Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım.' demiştir. Atatürk, kazanılan zaferlerden sonra en büyük savaşın cehaletle olacağını belirterek kültür savaşını kazanacak malumatla donanmak için her zamankinden daha çok okumaya adamıştır kendini. Değişik konulardan kitapları toplayıp okumuş, yurt içinde bulunmayan kitapları yurt dışından getirtmiştir.
Eskiler: “Sanat altın bileziktir.” demişler. İnsanın iyi bildiği bir sanatı(kuaförlük, ayakkabıcılık vs.) varsa hangi halde olursa olsun ihtiyaç duyduğunda ona fayda sağlar. İnsan çok zengin olup iflas edebilir. Büyük bir makamda olup makamını kaybedebilir. Ama okuma sayesinde elde edilen bilginin ve onun getirmiş olduğu itibar mezara kadar devam eder. İnsanlar arasında sizi hiç terk etmeyecek asil bir konumunuz olmasını istiyorsanız çok okumalısınız.
Bu kadar veriden sonra ben bu istatistiklerin bir parçası olmak istemiyorum. Birçok kişinin de benimle aynı fikirde olduğunu düşünüyorum. Kendimizi tekrar sorgulayalım. Gelişme arzusunu yıllarca içinde taşıyan bir toplum olarak kitap okuma alışkanlığı kazanmayı ne zaman önemseyeceğiz?
Değerli okurlarım kitap okuma alışkanlığı küçük yaşlarda kazanılması gereken bir alışkanlık. Bifa Bisküvi bir sosyal sorumluluk olarak gördüğü okuma alışkanlığını geniş kitlelere yaymak için ilimizde daha önceki yıllarda 5.sınıflardan itibaren dağıtılan okuma kitaplarına bu yıl 4.sınıfları da ekledi. İlimizdeki tüm okullarda 4.sınıf öğrencilerine edebiyatımızda önemli yer tutan Kemalettin Tuğcu Klasikleri, Ömer Seyfettin ve Evliya Çelebi gibi her öğrencinin mutlaka okuması gereken onların hayal dünyalarına farklı kapılar açabilecek klasikleri set olarak dağıttı. Toplamda 15 bin eser öğrencilerle buluşturuldu. Bifa Bisküvi Onursal Başkanı Yılmaz Babaoğlu ve Bifa Bisküvi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Necati Babaoğlu’na okumaya ve eğitime vermiş oldukları destekten dolayı sonsuz teşekkür ediyorum.
Okumak, anlamak, anlatabilmek... Bu kavramların hepsi kitap okuma alışkanlığında yatıyor.
Kendi çözümsüzlüğümüzü kendimiz yaratmayalım. TV alışkanlığımıza, eğlenceye biraz daha az zaman ayırarak, bu toplumu hep beraber geliştirelim. Çocuklarımıza, ailemize de bu alışkanlığı kazandıralım. Unutmayalım çalışmanın kölesi olmadan bilginin efendisi olamayız.
Artık uyanma zamanıdır...