ESKİ GÜNLERE DÖNÜLMÜYOR Kİ
Muzaffer CAN
Mekke ye geleli dört gece oldu, zaman burada o kutlu diyarda dakikalarla yürümüyor, belki saatler dakika yerine geçmiş gibi öyle süratli akıyor ki. Belki de ihtiyarlık alametinden olsa gerek, Mekke dağlarına 10 dakikada çıktığım günleri bir bir hatırlayınca, dağa tırmanmaya başlayan orta ve üzeri yaşta olanlar yavaş yavaş dökülmeğe başladıklarını görünce kardeşlerime biraz soluk verebilmek için, hemen mikrofonu alıp yukarıya tırmananlara bakan kayanın üstüne çıkarak;
Gafil ne bilir neşve-i Pür şevk-i vegayı,
Meydan -ı celadetteki envar-ı safayı.
Merdanı gaza aşk ile tekbirler alınca,
Titretti yine ruyi- zemin arşı semayı.
Allah yoluna cenk edelim, şan alalım şan,
Kuranda zafer va’d ediyor Hazreti Yezdan.
diye okumağa başladım mı, Nur dağına tırmanan her kese müthiş bir gayret gelir, her müslüman derhal ayağa kalkarak bir yandan tekrar yürüyüşe geçerken öte yandan marşın bir kelimesini bile anlamayan Pakistanlı, Afganistanlı, Afrikalı, Asyalı, hacca gelen kardeşler marşın ritmine katılarak ruhlarını tazeledikleri gözümün önüne, yaşlı ve yaslı gözlerimin önüne gerilerek derin bir “aaahh” çektirir.
Evet sevgili kardeşler, bu ahlar ve vahlar ne kadar deruni olursa olsun Allahın hakkımızda ki verdiği takdir-i ezelide kararlaşmış olan hükmü hiç bir şey değişmeyecektir. Ancak hatıraları tekrar canlandırmamız yine hakkımızdaki takdir-i ezelinin bize lütfettiği bir an olarak, en tatlı, en güzel, yerine göre en dokunaklı yanıdır. İşte ben şimdi böyle bir tablonun karşısında ne yapacağına karar veremeyen insanlar gibi bir halet içindeyim. Son kırk küsür yılını hac ve umre hizmetinde geçirme bahtiyarlığına erişmiş bir insan olarak tekrar hac hizmetine devam demek en büyük arzum. Tavafa giderken onca gayretime rağmen en önde başladığım yolu en sonuncu olarak bitirmem ise beni gizli yerlerde hep ağlatıyor.
Ne kadar hırs gösterirsek gösterelim,
Ne kadar genç kalacağım diye çabalarsak çabalayalım.
Ne kadar okumuş olursak olalım, bir an gelecek ki ondan sonrası sadece iniş, ama her şeyde iniş, tırmanışı bir daha olmayan iniş. Çünkü Allah Nahil suresinde şöyle buyurdu;
وَاللَّهُ خَلَقَكُمْ ثُمَّ يَتَوَفَّاكُمْ ۚ وَمِنكُم مَّن يُرَدُّ إِلَىٰ أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْ لَايعلم بعد علم شيعا إن الله عليم قدير (70)
“Allah sizi yarattı, Sonra sizi vefat ettirecek, İçinizden kimini ömrün en reziline kadar uzattı ki ,bildikten sonra hiç bir şey bilmez olsun. Allah şüphesiz en iyi bilen ve takdir edendir.”
Mekke-i Mükerreme, Devamı gelecek……..