BİR YOLCUNUN ARDINDAN
Mestan KARABACAK
Aralık ayının yirmi dördünde
Başkent Ankara'dan bir haber uçtu
İkibin on yedi yılı biterken
Ahmet Talat Duru dünyadan göçtü.
Karaman'ın bir tarafı yıkıldı
Feryatlar yükseldi,ağıt yakıldı
Göz yaşları sebil oldu döküldü
Ahmet Talat Duru dünyadan göçtü.
Gitti doksan yıllık bir ulu çınar
Kurudu sayın siz bir ulu pınar
Diyar-ı Karaman elbette yanar
Ahmet Talat Duru dünyadan göçtü.
Geç bulup da erken yitirdiğim dost
Sohbeti içtendi eder idi mest
Boş kaldı Yunus tekkesindeki post
Ahmet Talat Duru dünyadan göçtü.
Ahlâk numunesi,erdem timsali
Dürüstlükte bulunmazdı emsali
Hak'ka teslim olmuş derviş misali
Ahmet Talat Duru dünyadan göçtü.
Zaman öldürmezdi boşta gezerek
Üretirdi okuyarak,yazarak
Sessiz,sakin etrafını süzerek
Ahmet Talat Duru dünyadan göçtü.
Yunus Emre dendiğinde ağlayan
Mehmet Bey'i duyduğunda çağlayan
Hal-i pür melâlle gönlün dağlayan
Ahmet Talat Duru dünyadan göçtü.
Duru gönüllüydü,açık sözlüydü
Sakin bakışlıydı,masum yüzlüydü
Yunus ahfadıydı,sağlam özlüydü
Ahmet Talat Duru dünyadan göçtü.
Dönülmez bir yoldur o gittiği yol
Nafiledir artık,desek de dön gel
Eğer varsa hakkım,helâldir helâl
Ahmet Talat Duru dünyadan göçtü.