ZAFER TARGAN
24 Haziran seçimleri siyasi hayatımızın kritik bir dönemeciydi. Ohal gölgesinde, güvenlik sorunu olmadan, demokratik bir ortam ve olgunlukta seçimleri gerçekleştirdik. Bu nedenle seçimlerin ve ilk defa uygulanacak olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni edelim.
Öncelikle belirtmeliyim ki; seçim sonuçlarına göre Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha başarılı olmuş; toplum nezdindeki güvenini tazelemiş, milleti ile ilgili gönül köprüsünün zafiyete uğramadığını yeniden test etmiştir. Seçmen de Erdoğan’a beslediği muhabbet ve güven nedeniyle “metal yorgunu” Ak Partililere tahammül ettiklerini, edeceklerini biraz da olsa ders vererek göstermiştir.
Şunu da söylemek gerekir ki; her seçimde olduğu gibi bu seçimin de en fazla yorulanı R.T.Erdoğan’dır.
Ancak Ak Partisinin aldığı oylarla Cumhurbaşkanlığı oyları arasındaki %10’a yakın fark üzerinde analiz yapmak gerekmektedir.
Birkaç gündür sosyal medya ve yazılı basında yapılan analizlerde ilimizle ilgili genel kanı olarak;
1-Milletvekili aday seçimlerinde isabetli karar verilememiş,
2-Teşkilat yeterli çalışma yapmamıştır tezleri ön plana çıkmıştır.
Doğrudur; adayların kişilikleri ile ilgili olmamakla beraber, ilimiz için belirlenen adaylar ve belirleme yöntemi toplum nezdinde tam karşılık bulmamıştır. Ak Partisine has temayül, anketler, partinin kendi kamuoyu yoklamaları, il teşkilat görüşü, kanaat önderlerinin tercihleri, STK ların katkıları adeta hiçe sayılmıştır.
Genel merkez bu tavrıyla KARAMAN’a adeta; “artık burnu uzamış, halka tepeden bakmaya başlamış” bir tavırla aday belirleme süreci yaşatmıştır. Çoğu ilin milletvekili adayları alt komisyonda netleşmiş; Reis bütün adaylar üzerinde etkili olmamıştır.
Yetersiz ve pasifliği her ortamda dile getirilen 1. sıra adayı, Ak Partisi ile ilgisi çok yeni, toplumdan uzak, tanınırlıkları yetersiz 2. ve 3. sıra adayları; seçim çalışmalarında çoğu partilinin şevk ve heyecanına olumsuz etki yapmıştır. İnşallah seçilenler ilimiz ve ülkemiz için bu kanaati yıkacak verimli çalışmalar yaparlar.
Teşkilatın çalışmadığı tezi ise; uçup giden bir milletvekilliği ve düşen oylar nedeniyle mukadderdir.
Esasında bu düşüşü yalnızca yukarda sayılan iki nedene bağlamak da haksızlık olur.
Genel Merkezin “halka tepeden bakma” zafiyeti ile birlikte daha birçok neden sıralanabilir.
Bunlar arasında yerel yönetimlerin ve buralarda görev yapan; daha çok AKP li olarak nitelendirilen, Ak Partisi ve Recep Tayyip Erdoğan’ın misyon ve vizyonundan bihaber, yorgun, çıkarcı siyasetçilerin görüntüleri, varlıkları ve kamuoyuna yansıyan olumsuz yönleri halkın oy vermede tavır almasında etkili olmuştur.
Dünü yaşamamış ve anlamamış genç kesimler de yeteri kadar partiye destek verememiştir. Geleceği inşa etmek için dünü unutmamak lazım. Ama onlar dünü yaşamadılar ve Ak partililerde onlara yeteri kadar dünü anlatamıyor, anlatamadılar.
Umulur ki; Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın dediği, “seçmenin sandıkta verdiği mesajı aldık” mesajını, yereldeki siyasetçilerde almış ve gereğini yapma iradesini göstereceklerdir.