SEVGİYİ VE SEVİLENLERİ YARATAN ALLAH’TIR
Mahmut TOPTAŞ
Sevmekte, vermek vardır,
Sevilmekte, almak vardır.
Sevmek, göze girmek değildir, gönüle girmektir.
Gönüle giden yol, gözden geçtiğine göre hedef gönül olunca göze de girilmiş olur.
Hedef göze girmekse orada kalınır.
Ben sevmeyi birinci sıraya aldım, sevilmeyi ikinci sıraya aldım.
Seven hiçbir zaman kaybetmez.
Karşılık görmezse de kaybetmez.
Çünkü sevginin kaynağı kendisidir.
Ama mükemmel olanı ise, hem sevmek hem sevilmektir.
Sevip te sevilmeyenler, sevgilerinin gıdasıyla yaşamaya devam ederler.
Kimi ve neyi seviyorsanız sevin, ama bilin ki o sevdiğiniz, kendini kendisi yapmadı, yaratmadı.
O sevdiğinizi yaratan biri var.
Sevdiğiniz kadın, erkek, hayvan, hava, yiyecek, giyecek, içecek, barınacak, yakut, inci, mercan, altın, pırlanta… her ne ise onu ve onları yaratan Allah celle celalühtür.
Hatta şunu söyleyeyim, sevgiyi yaratan da odur.
Mayamıza verilen o sevgiyi biz kullanırken israf ederiz.
Sevilmek isterken de israf ederiz.
Sevdiklerinizi Allah’ın yarattığını hep hatırda tutarsanız, önce yaratanı seversiniz, sonra o sevdiğinizi Yaratanın kurallarına uygun olarak seversiniz.
Peygamberimizi severiz ama onu hiçbir zaman ilahlaştıracak şekilde sevmeyiz.
Annemizi, babamızı hürmetle, çocuklarımızı şefkatle, eşimizi şehvetle severiz ama bütün bu sevgileri peygamber sevgisinin önüne geçirmeyiz.
Peygamber sevgisini de Rabbimizin sevgisinin önüne geçirmeyiz.
Sevgimizi de sevilmemizi de sağlayanın Rabbimiz olduğunu şöyle haber verir:
إِنَّ الَّذِينَ آَمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَيَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمَنُ وُدًّا
“İman edip, ameli salih işleyenlere Rahmân, şüphesiz bir sevgi yaratacaktır.”
Bir ismi de "Vedud" olan Allah (c.c.) seven, sevgiyi ve sevgilileri yaratan ve sevilecekleri belirtendir.
Rum süresinin 21 nci ayetinde; "Eşler arasındaki sevgiyi yaratanın da Allah(c.c.) olduğunu" haber ve¬riyor.
Eğer mümin insanlar tarafından sevilmek istiyorsak herkesi bulup gönlünü almaya gücümüz de yetmez, paramız da yetmez, zamanımız da yetmez.
Ama bütün gönülleri yaratan Allah'a kendimizi sevdirirsek, O severse sevdirir.
Sevgili peygamberimiz buyurur:
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ : إِذَا أَحَبَّ اللَّهُ عَبْدًا نَادَى جِبْرِيلَ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ فُلاَنًا فَأَحِبَّهُ فَيُحِبُّهُ جِبْرِيلُ فَيُنَادِي جِبْرِيلُ فِي أَهْلِ السَّمَاءِ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ فُلاَنًا فَأَحِبُّوهُ فَيُحِبُّهُ أَهْلُ السَّمَاءِ ثُمَّ يُوضَعُ لَهُ الْقَبُولُ فِي أَهْلِ الأَرْضِ
"Allah, kulunu severse, Cebrail’e “Allah, filanı seviyor, sen de sev” der. Cebrail o adamı sever ve gök ehline “Allah filanı seviyor, siz de sevin” der. Gökyüzündekiler onu severler, sonra yeryüzü ehli de onu kabul ederler” (Buhari, Sahih, K. Edeb, Bab 41)
Düşmanlarımızı bir gün sıcacık dosta dönüştürenin de Allah olduğunu,
Mümtehine SÜRESİNİN 7 nci ayetinde haber verir.
Onun için yeryüzünde yaşayan herkese karşı dürüst davranmakla görevliyiz.
Enfal SÜRESİNİN 63 ncü ayetinde yeryüzünün tamamını versen kalplerini kazanamayacağın kişilerin, kalbini telif edenin Allah oldu¬ğunu bildirir.
İslâmi siyaset yapanlar bilsinler ki; Müslüman halkın sevgisini kazanmak, Hakkın sevgisini kazanmaktan geçer.
Asıl olan Allah’ı seven gerçek Müslümanların sevgisini kazanmaktır.
Gariban bir gerçek Müslümanın sevgisini kazanmak, yeryüzünde Allah’a harp ilan eden bütün devlet başkanlarının sevgisinden daha değerlidir.
Sevgili peygamberimiz, bir gün arkadaşlarına:
قَالَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم أَيُّمَا مُسْلِمٍ شَهِدَ لَهُ أَرْبَعَةٌ بِخَيْرٍ أَدْخَلَهُ اللَّهُ الْجَنَّةَ فَقُلْنَا وَثَلاَثَةٌ قَالَ وَثَلاَثَةٌ فَقُلْنَا وَاثْنَانِ قَالَ وَاثْنَانِ ثُمَّ لَمْ نَسْأَلْهُ ، عَنِ الْوَاحِد
“Dört Müslümanın bir kişiye “iyidir” diye şahitlik yaparsa Allah onu cennete koyar” der.
Arkadaşları “Ya üç kişi şahitlik yaparsa” demişler, “Üş kişi de olsa” diye cevap verince arkadaşları “Ya iki kişi olursa” demişler “İki kişi de olsa” buyurmuş. Ravi derki “Bir kişi de mi” diye sormadık” (Buhari, Sahih, K. Cenaiz, bab 86)
Yani bize “İyidir” diyenin kendisi çok çok iyi olması gerekir.
Yoksa “Çok iyi adamdı. Hortumladığımız dolarları eşit şekilde böler, yalan söylemezdi. Tere yağından kıl çeker gibi çalardı, kitabına da uydururdu. Dış mihrakların “Çok iyi ajanlık yaptı, kendini de hiç belli etmeden gitti, çok iyi bir haindi” şahitlikleri geçersizdir.
Sevgili peygamberimiz bize bir dua öğretiyor. O duayı okuyalım ama dua aynı zamanda kimi seveceğimizi de öğretiyor:
اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ حُبَّكَ وَحُبَّ مَنْ أَحَبَّكَ وَحُبَّ عَمَلٍ يُقَرِّبُنِي إِلَى حُبِّكَ
“Allahm, ben senin sevgini, seni sevenin sevgisini, beni senin sevgine yaklaştıracak amelin sevgisini senden istiyorum
(Tirmizi, Sünen, K. Tefsir, bab süretü Sad, Hakim, Müstedrek, K. Dua, hadis no 1932)
Yorumlar
Kalan Karakter: