ÇOCUKTAN AL HABERİ
Mahmut TOPTAŞ
Su Profesörüymüş, bir bayram günü komşuma ziyarete gelmiş.
Komşumla bir olup benim de bayramımı tebrike gelmişler.
Kendisini tanıtıyor: “Adım, … su profesörüyüm, Sünni gibi yaşayan Aleviyim, Ortadoğu Teknik Üniversitesi mezunuyum”
Sohbet esansında 28 Şubat’ta Üniversitelerde Öğretim Üyelerine askerler tarafından derslerin verildiği günlerde başından geçenlerden birini aklımda kaldığı kadarıyla özetleyeyim:
28 Şubat günlerinde Fakültemde suyu, suyun kaldırma gücünü, barajlarda alta ve yan taraflara baskı kanunlarını ve hesaplarını anlattıktan sonra sordum: “Suyun kaldırma kanununu suya koyan Arşimet mi, yoksa Amerika mı? Dediğimde,
Öğrenciler, “Arşimet ve Amerika yok iken de su kaldırıyordu” derler.
-Peki, bu kanunu buraya kim koydu? Dediğimde,
Öğrenciler, koro halinde “Allaaaaah” dediler.
Aradan biraz zaman geçince kara gözlüklü kara çantalı iki Profesör irticai faaliyetten ifademi almak üzere geldiler ve yukarda anlattıklarımı söyleyip söylemediğimi sordular.
Ben de söylediğimi anlattım onlara ve sordum: “Sınıfta siz olsaydınız cevap olarak siz ne derdiniz? Dedim,
Cevap olarak “Biz de “Allaaaah” derdik” dediler ve gittiler. Sonunda bir şey çıkmadı.
Türkiye’nin her tarafında bilinen “Şekerci hoca” hikayesi vardır.
“Hoca” deyince cami hocasını anlamayın.
Halkımız “Öğretmen” kelimesini fazla kullanmadı. “Hoca” diyerek öğretmenini yüceltmek istedi ama Köy Enstitüleri mezunları iyi intiba bırakmadılar.
Halkımız, öğretmene “Hoca” derken 26/11/1934 tarh ve 2590 sayılı kanuna göre suç işlediği gibi Generale de “Paşam” derken suç işler ama öğretmen de General de bu yerli kelimelerden keyif alır.
O öğretmenlerden biri demeyeyim. Şeker dağıtma olayı Türkiye’nin her tarafında yapılmalı ki Edirne’den Erzurum’a her yere bu haber ulaşmış.
Köylerde gazetelerin olmadığı, Radyonun bir veya iki kişide bulunduğu 1954 lü yıllarda şehire 45 kilometre uzaktaki köyümde ben duydum.
Öğretmen cebine şeker doldurur ve sınıfa girer. Çocuklara şeker dağıtır. Sonra Allah’tan şeker istemelerini söyler. İsteklerinin yerine gelmediğini görünce öğretmen “Çocuklar, olan verir, olmayan veremez. Allah diye bir şey yok. Bakın ben varım verdim ve size görünüyorum. Var olan görülür. Olmayan görülmez” der.
Beşinci sınıftan bir öğrenci: “Arkadaşlar, öğretmenimiz var, çünkü görüyoruz. Peki, öğretmenimizin aklı var mı? Diye sorar.
Öğrenciler: “Eveeeet var”
-Görüyor musunuz?
- Hayır görmüyoruz.
- Öyle ise öğretmenimizin aklı yok” der.
Ben bu öğretmenlerden birini buldum, dostum oldu ve 42 yıl sonra Cuma namazına geldi, bir de Umreye gitti ve doksana yakın yaşıyla vefat etti.
Öğretmenler ve Öğretim üyeleri ile öğretim görevlileri, dersiniz ne olursa olsun her derste, Fizik, kimya, matematik, coğrafya, deniz bilimleri, uzay bilimleri psikoloji, biyoloji,, maden…bütün derslerin ana maddesini, kanununu, elementlerini yaratanın kim olduğunu mutlaka öğrencilerinize sorunuz.
“Ben ateist bir öğretmenim” diyen de sorsun ve çocuktan alsın haber.
Yorumlar
Kalan Karakter: