Deniz hırçın ve dalgalı olduğu bir yaz günü. Denize girmek isteyene karşı vurduğunu sendeletiyor. İnsanlar ayakta durmakta zorlanıyor. Kumsaldaki şezlong ve şemsiyelerin ayaklarını kuma gömmüş. Denize girenler dalga geldiği zaman yukarı doğru hoplayıp eğlenmeye çalışıyor.
Kıyıda oynayan 10, 12 yaşlarında çocuklara soruyorum.
Denizi kim kızdırdı böyle?
Ben kızdırmadım amca diyor.
Az ilerde aynı yaşlarda oynayan çocuklara aynı soruyu soruyorum.
Ben bilmiyorum, bana ne amca, kendi kendine kızmıştır.
Bir diğeri Allah’ın işine neye karışıyorsun sana ne, kızarsa kızsın.
Beş on dakika sonra aynı yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim başka bir çocuğa soruyorum.
Denizi kim kızdırdı böyle?
Denize çöp atanlar kızdırmış olabilir.
Neden diye soruyorum? Onların attığı çöpleri dışarı atmak istiyor.
Başka bir çocuk da benim kızdırmaya gücüm yetmez ki nasıl kızdırayım.
Bir diğer çocuğa; denizi kim kızdırdı?
Annem kızdırdı denizi diyor. Neden diye soruyorum. Bana çok kızdığı için diyor.
Bir başkası aynı soruya; Şezlong ve şemsiyeciler kızdırdı. Neden dediğimde? Çok para istedikleri için diyor.
Plajda kıyıda oynayan birine aynı soruyu sorunca; bana ne ben kumda oynarım.
Aynı soruyu büyüklere sorsak nasıl cevaplar alırız acaba.
Eğitim sisteminin, ailenin ve çevrenin çocuklara yansıması…