Önceki makalemizde, sahne ve edebî sanat dallarında ilklere imza atmış; çok yönlü ve üretken kişiliği ile de yirminci yüzyılın ilk yarısında büyük bir iz bırakmış olan Vedat Örfi Bengü’nün sanat hayatına ait mühim noktalardan bahsetmiştik.
Sözü fazla uzatmadan, kendisinin Karaman hakkında kaleme aldığı makalesine dair kısa bir ön bilgi verelim;
24 Teşrinievvel (Ekim) 1934 tarihli Zaman Gazetesinin “Vilayet Haberleri” serlevhasının alt başlığı; “Anadolu’da Seyahat Notları” kısmında Karaman’a dair izlenimlerini aktarmıştır.
Birazdan tam metnini okuyacağınız bu gezi;
Bilhassa yirminci asrın ilk çeyreğinde demiryolunun kente ulaşması, Millî Banka gibi cesur bir teşebbüs ve ardından şehre elektrik - içme suyu getirilmesi gibi kritik projeler ile sosyoekonomik filizlenmelerin görülmeye başlandığı bir devre içerisine rastlamıştır.
Vedat Bey, gayet akıcı Türkçesi ile şehrin doksan bir sene önceki ekonomik, sosyal ve kültürel durumlarını öz bir bakışla okuyucularına yansıtmıştır. Ruhu şâd olsun.
(*Not: Metin, aslına dokunulmadan buraya aktarılmış ve günümüzde artık kullanılmayan bazı kelimelerin anlamları ise parantez içerisinde verilmiştir.)
Anadolu'da Seyahat Notları
Tarihî Şehir: Karaman
Konya’nın 102’nci kilometresinde tren, çok zarif parkların kucağına yaslanmış büyük bir istasyonun önünde durur.
İki tarafı büyük ağaçlarla hudutlanmış [sınırlanmış] geniş bir şosenin sonunda bir şehir vardır. Düz bir sahada kurulduğu için hudutları arasına girildiği dakikaya kadar insan bu yerde binlerce kişinin yaşadığına ihtimal vermez. Bunu haber veren ve yolcuların mühim [önemli] bir yerde bulunduklarını sanki ihtâr eden [hatırlatan] büyük bir kale, şehre yaklaşanlara bir saygı hissi aşılar.
İşte “Karaman” burasıdır.
Karaman’da ne bir büyüklük iddiası var, ne de herhangi bir gösteriş. Bununla beraber Karaman, Konya Ovalarının en mühim merkezlerinden birisi.
Rakım: 1024. Mesâha [Yüzölçümü]: 4750 kilometre. Kazanın nüfusu: 57440. Merkezde yedi-sekiz bin kişi var.
Şehrin içi ilk bakışta büyük bir tesir [etki] bırakmıyor. Bunun en büyük sebebi de belki bu mıntıkalarda [bölgelerde] “toprak ve kerpiçten ev yapmak” adetinin hâlâ hâkim olması. Basit kaidelerle [temellerle] yapılan binalar hep alelâde şeyler. İptidâî [gelişmemiş, ilkel] bir mimari tarzında.
Mâmâfih [Bununla beraber] son seneler içinde Karaman’ın imarı için büyük emekler dökülmüş. Ana cadde tabir edilen yol, şehrin ortasını süsleyen küçük, fakat sevimli bir park, bazı güzel binalar, on sene evveline kadar hayli ihmal edildiği anlaşılan Karaman’ın çehresini bittabi [doğal olarak] değiştirmiş.
Bugüne kadar en büyük bir mazhariyetten [erişmek, kavuşmak], ışıktan mahrum bulunan kaza [ilçe] merkezi, bugünlerde çalışkan bir kaymakamın himmetiyle elektriğe kavuşmak üzeredir. Halk, nûra kavuşacağı günü sabırsızlıkla ve heyecanla bekliyor.
Elektrik, gece çöker çökmez zifiri karanlıklara bürünen şehrin bünyesine hiç şüphesiz can verecektir.
Gezilecek yerler var. Hele tarihî eserler ve kıymetli âbideler [anıtlar] her seyyahın merakını çekebilecek derecede dikkate şâyan [değer]. Eski devirlerin çok mühim savaşlarına sahne olmuş Karaman’da, propagandasızlık yüzünden maalesef bu seyyahları çekemiyor.
Kaza merkezinden dört saat mesafede bulunan Karadağ, Bulgar, Geyik Dağları, garbe [batıya] düşen Akbaba Tepeleri, etraftaki ormanlar çok latif [hoş, güzel] manzaralar taşır. İklim mûtedil [orta hâlli, ılıman] olmakla beraber ilk ve son baharlarda yağmurlar, İkinci kânun [Ocak ayı] ile Mart arasında da kar, şehrin yine dostudur.
“İbrala”, “Başkışla”, “İlisıra”, “Kılbasan”, “Bucakkışla” isimli beş nâhiyesi [bucağı] olan kazanın merkezinde maarif [eğitim] hayatı canlıdır.
Şehirde Gazi M. Kemal, Cumhuriyet ve Güneş adlı üç ilk mektep [okul] var.
Gazi Mektebi beş sınıflıdır. Sekiz muallime malik [öğretmene sahip] bulunan bu irfan yuvasında talebe [öğrenci] adedi 350’dir. Cumhuriyet Mektebinde iki sınıfa taksim edilmiş [bölünmüş] 150 çocuk okumaktadır. Güneş Mektebine gelince; üç muallimli ve 200 talebelidir. Bunlardan başka kaza merkezinde 170 mevcutlu bir orta mektep vardır.
Köylerde adedi on yediye varan irfan yuvaları cumhuriyetin feyizli [verimli, bereketli] nurlarını dört tarafa serpmektedir.
Karaman halkının her şeyden evvel göze çarpan hususiyetleri [özellikleri] zekası ve tasarrufa riâyetkârlığı [dikkatlice uyması].
Ekseriyeti [Çoğunluğu] tüccar ve ziraatçiler teşkil ediyor. Şehrin varidâtı [gelirleri] arpa, buğday, tiftik satışıdır. Bilhassa [Özellikle] Karaman’ın bulguru dışarı piyasalarında büyük rağbet [ilgi] görmektedir. İhracatın büyük kısmı İzmir tarîkiyle [yoluyla] yapılmaktadır.
Buna mukâbil [karşılık] kaza diğer şehirlerden epey mal almaktadır. Senede 15.000 kilo kahve ve şeker, 7000 sandık gaz, 100 kilo çay, 20.000 kilo pirinç, 125.000 kilo sabun ve 25.000 liralık manifatura [bez, dokuma] eşyası ithal ve istihlâk edilmektedir [tüketilmektedir].
Çalışkan bir halka mâlik olan Karaman’a, bugün gösterilen alâka ve edilen himmet [yardım], birçok seneler evvel başlamış olsaydı, Konya’nın bu mühim kazası şüphesiz daha başka bir şekil alırdı ve içtimâî [sosyal] hayatı da dört tarafa içtimâî nurlar serpmeğe çalışan muallimler birliğinin çerçevesi dahilinde münhasır [sınırlı] kalmazdı.

YARARLANILAN KAYNAKLAR;
- Zaman Gazetesi, 24 Teşrinievvel (Ekim) 1934 tarihli nüshası
- Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü (TEİS), “Vedat Örfi Bengü” maddesi;
(https://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/bengu-vedat-orfi)
-https://www.kameraarkasi.org/yonetmenler/vedatorfibengu.html
(Erişim tarihi: 19/10/2025)
-https://www.biyografya.com/tr/biographies/vedat-orfi-bengu-95d4a8a5
(Erişim tarihi: 19/10/2025)
Yorumlar
Kalan Karakter: