Toprakla uğraşan, üreten ve arz eden çiftçiye selam olsun derken;
“Köyüm Büyükkarapınar” kitabını (2009) yazarken çocukluğumda hayatıma giren her şeyi kaleme aldım, bunlardan biri de her eve az da olsa ekonomik yönden katkı sağlayan keçiler ve koyunlardı. Hazırlamaya çalıştığım kitaba bir keçi ya da davar sürüsü fotoğrafı koymak istedim. Köyde keçi kalmamıştı, bulamadık. Dolaysıyla bizim Toroslara özgü kıl keçilerinin bir fotoğrafını bulmak için internette arama yaptım ama benzerini bulamadım. Kitapta 450 civarında fotoğraf var. Bunlardan sadece dört tanesi köye özgü, köye ait değil, internetten indirdik bunlar: (çakma fotoğraflar) biri keçi, ikincisi çaşır, üçüncüsü bamya dördüncüsünü hatırlamıyorum şimdi...
Türkiye genelinde kadastro geçince köylerin ortak mera alanlarının daraltıldığı gibi, otlaklar ve meralar da küçülmüştü. Köylerde büyük ve küçükbaş hayvanları erimiş, yok olma noktasına gelmişti. Meyveciliğe dönük bir etkinlik vardı. 2009 yılında hayvan varlığımızın nasıl eridiğini gördüm ve bunun üzerine “İlimiz Karaman’da Hayvan Varlığı” adı altında istatistiklere dayalı belirli aralıklarla yazılar yazdım. (1)
Yetkililer de ilerleyen yıllarda bunu görmüş olmalılar ki, hayvan varlığında biraz iyileşme oldu. Yeterli mi? Hayır, bugün Güney Amerika’dan milyar dolarlara mal olan hayvan ithalatı yapıyoruz. (2)
Toprakla uğraşan, üreten, yoktan var eden, insan ve hayvan kursağına giren her ürünün üreticisinin emeklerini normal ölçülerde karşılamak için mutlaka devlet tarafından desteklenmesi ciddi anlamda önem arz eder. Kentlerdeki insanların gelirleri özellikle enflasyon oranında artarken, artırılırken, köylülerin, tarım üreticilerinin gelirlerinin artacağı yerde azaldığını, giderlerini ise arttığını söylemek doğru bir yaklaşım gerçekçi bir duruş olur.
Boş tarlalarda üretimi devreye sokup tarımda ve hayvancılıkta 86 milyon insanımızı ve ülkeye gelen 45 milyon turisti ve 10 milyon sığınmacıyı beslemek zorunda isek, mutlaka üreten elleri güçlendirip onları desteklemek için çaba göstermeliyiz. Bana göre de daha önce yazdığım gibi bir üretip bir satana doğrudan bir de devlet vermeli ve üreticiyi tarlaya küstürmemelidir. Tarım üreticilerinin, giderlerinde en azından % 80-90 bir artış olurken ürettiği ürünlerde % 50’ye varan bir artış olduğu söylenemez. Toprakla uğraşan, üreten ve arz eden hızla fakirleşiyor. Bu kabul edilemez. Kentlere köylerden göçün en önemli nedenlerinden biri de budur. Dün dünyanın en fazla hayvan üreticisi olan ülkemiz, bu gün et için hayvan ithal ediyor. Büyük kentlerdeki marketlerde sebze ve meyve fiyatları aşır ölçüde artarken, üretici elindeki malı çok ucuza vermek zorunda kalıyor.
Sonuç olarak, üreten bir ton meyve ve sebze mi sattı, bu satış bedellinin bir mislini de devlet üreticiye destek olarak vermeli ve tarım alanları boş, işlevsiz kalacağı yerde, ekili hâle getirilmelidir.
-----------------------------------------
1) Karaman İlinde Hayvan Varlığı, Karamanın sesi internet sitesi, Hasan Şimşek 2012
2) bk. internet siteleri, 2023-2024 yılları Hayvan ithalatı,
3. Gereksinme duyan araştırmacılar için “Köyüm Büyükkarapınar Kitabı” bütün İlimiz kütüphanelerinde ve Taşeli okullarında bulmak mümkün.