2022 de Mehmet Akif Ersoy yılı ilan edildi.
2021 de güya Yunus Emre ve Türkçe yılı.
Güya diyoruz çünkü ne yerel ortamlarda ne de ulusal ortamlarda şu ana kadar sıradan şeylerin dışında olması gereken bir etkinlik ve başarı göremedik. Hatta yapılacak olanlardan bu tarzda bir planlamayı da duymadık.
O olay, bu konuda mesuliyet sahibi insanların işi. İş onların, sorumluluk onların. Çünkü yetki onlarda, ipler onların elinde…
Sorumluluk deyince tüm Dünyanın, tüm Türk Dünyasının, Türkiye’nin ve özellikle de kültür ve adaletin üzerinde büyük bir sorumluluk var.
Ortada koskoca bir YALAN var. Bu yalana ortak olan devlet erkanı, akademik çevreler, fikir ve sanat adamları bile var. Bunların büyük bir çoğunluğu da masum. Çünkü onlara verilen bilgi ve dayatılan bu yalanın, yalan olduğunun bile farkında değiller.
Cumhurbaşkanı desteği ile kurulan bir Yunus Emre Enstitüsü var. Bu konuları omuzunda taşıyan bir Kültür Bakanlığımız var. Çok sayıda üniversitemiz ve bunların edebiyat ve tarih bölümleri var. (KMÜ de buna dâhil) Tüm bu birimler omuzlarındaki sorumluluk nedeni ile bu yalana bir son vermelidirler.
Yüzyıllar sonra bir caminin bir taşının nasıl değişeceğini düşünen ecdat, her konuyu kayıt altına almış. Bizlere saygı göstermiş.
En küçük tapu kaydından tutun, sosyal ve kültürel olaylara varıncaya kadar her şey kayıt altına alınmış. Tonlarcası harf inkılabının yanlış uygulamaları nedeni ile yok edilse de, dış ülkelere sakız parasına satılsa da, kalanlar içinde bile geçmiş tüm aydınlığı ile durmakta.
Evliya Seyyahımız bile satır satır en küçük detaya varıncaya kadar anlatmış, yazmış Yunus Emre’nin Karaman’da yaşadığını ve Karaman’da metfun olduğunu...
Ama bizim ecdada hiç saygımız yok ki onların ayan beyan bilgilerini çarpıtıp, eğip büküp, aydınlığı yok sayıp karanlıklardan ve izbelerden sahte sonuçlar çıkarıyoruz.
(O sonucun hangi gayri meşru yollardan çıktığı konusunu bilenler bilir, bilmeyenlere anlatsın)
Hemen bir savunma devreye giriveriyor: “Yahu mezarının, kabrinin nerede olduğunun ne önemi var, aslolan onun felsefesi, çağlara verdiği mesaj. Hatta haçlı gavuru falanca demiş ki… “ diye bir de haçlı desteği ilave ediliveriyor.
Önemli efendim, çok önemli hem de. Vebal var, sorumluluk var. Ecdat bu kadar belge bilgiyi bize saygı için hazırlamış ve bu günlere gelmiş ise, biz de o belgeleri dikkate alarak konuları gerçekler vadisine aktarmalıyız.
Tüm eğitimini Karaman’da almış, genç yaşında müderris mertebesinde bilgilerle donatılmış Mevlana’yı, Konya ne güzel sahiplendi. Mevlana Hazretleri Konya toprağına Karaman eğitiminden aldığı maddi ve manevi ilmi taşımış, güçlü bir müderris olarak Konya’da hayatına devam etmiştir.
Bizler onun çocukluk, gençlik ve eğitim yıllarına, topraklarımızda dinlenen Muhterem Annesine ve kardeşlerine sahip çıkamadık ise Konya tüm güzelliği ile ona sahip çıkmıştır.
Ama ne yazık ki tüm felsefesine baktığımızda, daha dün söylenmiş sözlerin sahibi, tüm çağlara bir çağdan seslenmiş Koca Yunus, bir takım kişilerin, bir takım yanlış davranışları neticesi, yanlış işlere alet edilmiştir. Kemikleri sızlayarak yattığı Karaman Yunus Emre Camisi yanındaki mütevazi türbesinden azad edileceği günü beklemektedir.
Bu vebal bir an önce ortadan kaldırılmalıdır. Sıradan bir Karamanlının bile izah edip, ispat edeceği bilgileri savunacak çok değerli bilim adamlarımız, tarihçilerimiz ve araştırmacılarımız vardır.
Bu vebalin kaldırılmasında Yunus Emre Enstitüsü ve Kültür Bakanlığı birinci derecede sorumludur. Gerçekten MANEVİYAT temelinde olan ve ADALET kavramını düstur olarak topluma kefil gösterenler bir an önce harekete geçmelidir.
Onlar çok yüce makam ve mevkide olduklarından, o yüce mevkilere bu yazı ulaşmayabilir. Ama umarız ki Karamanın siyaset için bir birini yiyenleri bir araya gelir, güzel bir çalışma başlatır, o yüce makamlara ulaşır. Kurulacak bilimsel, akademik ve maneviyatını bilen bir ekip ile gerçekler açıklanır. Hem bu gerçekler öyle ayan beyan ve güçlü ki. Karaman evlatları içinde bunları onlara kanıtlayacak binlerce kişi çıkar.
Bu konuda bir gram sorumluluğumuz var ise, vebal denilen şeyin iki cihandaki önemini biliyor isek, baki âlemde ecdadımıza ve özellikle de KOCA YUNUSA karşı morarmış yüzümüzü yerden kaldırmak düşüncemiz var ise 2021 yılı bulunmaz bir imkândır.
Kaleminize yüreğinize sağlık.Umarım maneviyat temelinde o*** ve adalet kavramını düstur olarak topluma kefil gösterenler bu uyarı ve ikazınızı vakit geçirmeden dikkate alırlar.