Teşekkürler Karaman Gazetecileri
Bir 10 Ocak daha yaşıyoruz. Meslek hayatımızın 55. kutlaması. Aralıklar oldu elbet ama mantık hep gazeteci mantığı idi.
Bu yıl güzel başladı. Nedeni benim lakap olarak “Atom Karınca” diye hitap ettiğim, sessiz sakin ve liyakatli bir meslektaşım olan Sultan Akbulut kardeşimizin, bu gün nedeni ile hazırladığı bir röportajlar dizisini Uyanış Gazetesinde yayınlaması.
Ulusal ve yerel gazetecilere bir takım sorular yöneltmiş. Katkısız katışıksız da yayınlamış. Kendi fikirlerini de dip not olarak iliştirmiş.
Tavsiye ediyorum lütfen bir göz atın...
Sorulara cevap veren meslektaşlarım çoğunlukla kişisel olarak yakından tanıdığımız kişiler. Başarılı ve liyakatleri konusunda hiç kuşkumuz olmadı bu güne kadar.
Ancak röportajda yazılanlar öylesine güzel tespitler, öylesine güzel değerlendirmeler ki... Bir kaç sefer tekrar okuma gereği duydum.
Neredeyse yarın çıkıp damda pabucumu arayacağım...
Her okuyuşumda daha mutlu oldum. Daha fazla keyif aldım. Kalem ve kelam olarak her biri birbirinden değerli açıklamalar.
Konusunu çok iyi analiz edebilmiş, çözümlerini bilen, bunları çok güzel ifade edebilen kardeşlerimi alkışlıyorum.
Bayramı daha keyifli kutlamaya vesile oldular.
Ne var ki sorun olarak ortaya koydukları noktalarda da çok haklılar ve bilinçliler. Yıllardır söylenir, yazılır... 10 Ocak gibi 24 Temmuz gibi basın günlerinde vurgu yapılır. Resmi makamlara duyurulur. Ama o sorunlardan pek çoğu yarım asırdır meslektaşlarımızın önünde bir set olarak durur.
Alınan bazı kararlar nispi bir çözüm getirir gibi görünüyor ama bazen de aksine sorunu arttırıyor.
Yıpranma süresi, sigorta primlerinin yüksekliği, habere ulaşmada zorluklar, meslek içi eğitime devlet desteği gibi daha pek çok sorun kapı arkasında engel olarak dayalı duruyor... Son yapılan dijital medya düzenlemesindeki ağır yükler gibi kötü örnekler de var elbet.
Bu konuda sorumlu olanları, bir süreliğine bu meslekte istihdam etmek gerek. Bir haberin nasıl elde edildiğini, sıcak-soğuk demeden gece-gündüz demeden, saat ve mesai mefhumu düşünmeden, ulaşım imkânlarını zorlayarak çalışmayı görsün. Dahası toplumun 4. Kuvveti olan gazetecinin habere ulaşma çabasında engel olan bilinçsiz kişileri tanısın. Gazeteciyi yanlışlarına alet ederek kazanç sağlama peşindekilerini, sosyal medyanın kirli yapısına feda edilen gerçek haberciliğin emekle temin edildiğini bir anlasınlar...
Sektörün maddi yükünün ne kadar ağır olduğunu, ünü kadar ununun olmadığını, havasının kasaya nakit akıtmadığını bir görsünler.
O zaman anlarlar gazetecilik mesleğinin ne kadar zor olduğunu. O zorlukları kısmen yok edecek tedbirleri o zaman almayı belki elzem görürler...
Teşekkür ederim sevgili meslektaşlarım. Bu röportaja dahil olan ve olmasa da aynı liyakat ve olgunluğa eriştiğine inandığım sektördeki tüm kardeşlerim. Yaşayan en eski gazeteci unvanım ile ahir ömrümde, sizleri mesleğimize bu kadar layık görme bahtiyarlığını yaşattınız... Sağ olun, var olun...
Burada da kalmayın sakın ha... Daha fazla okuyup araştırarak çıtayı daha yukarılara taşımaktan da geri durmayın.
Dev zanaatı icra eden tüm meslektaşlarımın 10 Ocak Gazeteciler gününü kutlar, başarılar diler, sevgiler sunarım...
RABBIM HİZMET ÖMRÜNÜZE BEREKET VERSİN ÜSTADIM...SELAM DUA HÜRMETLERİMLE
Yıllarını bu mesleğe vermiş bir üstattan bu övgüleri hak ediyor olmak benim için çok büyük bir onur. Kıymetli sözleriniz ve bu güzel yazınız için ben teşekkür ederim asıl. İyi ki varsınız...