Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi (KMÜ) vekâletle idare ediliyor, rektör seçim süreci devam ediyor. Bir an önce açıklanmasını bekliyoruz.
Vekâleten bu görevi yürüten Sayın Rektör, hiçbir şey yapmadan süresini bekler ya da kronik bazı konuları gücü nispetinde çözmeye çalışır. Hiçbir şey yapmaz ise kimsenin “neden yapmadın” sorusunu soracağını zannetmiyoruz, zira vekalet söz konusu. Kısa zamanda çok güzel şeyler yaparsa da önce amel defterine işlenir, aynı zamanda da bu kadim şehrin hayır duasını alır.
Geçmişe dönmeyi istemiyoruz, hele hele kişiler hakkında olumlu/olumsuz eleştirilere girmeyi hiç istemiyoruz. Sadece ders alınsın yeter!
Ülkemizin başta gelen ve her geçen gün de dağlar kadar artan sorunu eğitimdir. Eğitimin zirvesi olan yükseköğrenim ise gelecek yıllara şekil verecek insanların yetiştirilme alanıdır.
O nedenle bu güne kadar hep yönetim sıkıntısı yaşamış –kısa birkaç dönemi hariç tutuyoruz- KMÜ için bu seçim çok önemli bir hale gelmiştir.
Aileleri ile birlikte on binlerce insanın hayatının en önemli kurumudur KMÜ. Evlatlar gelecek hazırlama derdinde, aileler evlat kurtarma derdinde, toplum onlardan gelecek bekleme derdindedir. Bu dertlere bir de YÖNETİM derdi eklenince sonuç hayal kırıklığı oluyor.
Güzel bir slogan bulunmuştu bir zamanlar. Hani fikir yoksunluğumuzu sloganlarla kapatma adetimiz var ya… “Aranan Üniversite” sloganı.
İroni yaparsak bu slogan zaman zaman cuk oturdu. Zira mumla, detektörle, radarlarla, sonaralarla arasak da bulunmayan bir hale düşmüştü. Sadece mikroskopta bazı emarelere rastlamıştık.
Gün bu gün.
REKTÖR istiyoruz. Makamı işgal edecek ama sıfatını hak etmeyen kişileri değil.
Bir dönem oluşan müthiş kadroyu birileri gelecekte benim yerime geçemesin diye harcama yoluna gitse de o kadrolar dağınık vaziyette hala akademik camia içinde başarı ile devam ediyor.
Gelecek olan rektör eğitim almaya değil, eğitime yön vermeye ve yükseltmeye gelmelidir. Bunun için de rektörlük eğitimi stajını tamamlamış olmalıdır. Yani akademik kadrolarda yönetici olarak bir geçmişi olmalıdır.
Daha önemlisi yan yana iki köyünün yapısı farklı ülkemizde, bölgeyi, şehrimizi ve o şehrin yapısını bilen birisi olmalıdır. Geldikten sonra bu konularda aylarca zaman kaybı olunca iş tavsıyor. Hatta etrafına birkaç da müptezel çöreklenip de yanlış yönlere sevk edince, seyreyle sen gümbürtüyü.
Yani rektör olacak kişinin diplomaları, akademik kariyeri ne olursa olsun ilk yeterliliği “Çevremizi Tanıyalım Dersinden” olmalıdır.
Mesleğinde sevgi yağmurları ile büyümüş, sosyal çevresinde gönüller kazanmış, ama mutlaka üretmiş kişilere ihtiyacımız var.
Bu işler sahipsiz olduğundan adaylık müracaatı için kaç başvuru var net öğrenemedik. Ama her duyduğumuz rakam çok ama çok fazla. Yarın onlardan birisi eşleri arkadaş olan, birlikte kahve içip de güzel birkaç dakika geçirilen, falancanın yeğeni, feşmancanın kapı mandalı, bizim teşkilattan, bizim şehrin uşağıdır diyenler tarafından gönderilirse bu kadim Şehre ve tüm Ülkeye büyük zarar verir.
Yukarıda bahsettiğimiz mükemmel kadro içinde başka üniversitelere geçiş yapmış, ya da her türlü baskı, sindirme ve tacize rağmen KMÜ ye sadakatinden vazgeçmemiş çok ama çok değerli akademisyenler var.
Üstelik o kadrodan kim olursa olsun, diğerleri hasetlik, kıskançlık veya yenilgi sıkıntısı yaşamadan, bir yumruk olarak yeni rektörün yanında bir kadro olarak olacaklardır. O kadro liyakat olarak kendisini yıllardır kanıtlamıştır.
Liyakatsizi ahbap çavuş mantığı ile kaz çobanı yapsarsanız, tilkiler size dua eder. Tilkilerin duasına ihtiyacınız yoktur inşallah.
Karaman’da Molla Fenariler, Edebaliler, Aziz Sancarlar, Kazım Karabekirler, Karabaş Veliler, Yunus ve Mevlanalar yetiştirmeye namzet bir kurum olarak KMÜ bu liyakate uygun Rektör bekliyor.
Haçlıya asker yetiştirecek bir kurum olmamalıdır.
Akademik özgürlüğü haşa tanrılaşarak kıyma makinesi olmayacak akademik eğitiminin yanı sıra sosyal eğitimini ve özellikle de nefsani eğitimini tamamlamış yapacağı işin en kitabını yazacak kadar liyakatli birisine acil ihtiyaç var.
Şimdi bunları yazdık…
“Kim duyar kim bilir, kim dikkate alır” mı diyeceksiniz. Haklısınız.
Birileri çıkar gelir de yine zamanı yıkım için kullanmaya başlarsa, çevresini tanımak ve makamı öğrenmek için bir kaç yılı feda ederse, birileri savunmaya geçmesin istiyoruz. “Bize soran olmadı ki” bahanesine sığınmak sahtekârlık olur. “Soran olmadı ise siz söylese” idiniz diyebilmek için, şehrinin en önemli makamına yapılacak bir atamada etkin olmuyorsan “aldığın vekâleti iade et” demek için, “böylesi önemli bir atama yapılırken sen nerede idin” diyebilmek için sadece biz değil tüm Karaman kamuoyu bunları söylemeli, yukarıdakileri bu konuda uyarmalı, durumu açıklamalıdır.
Testi kırıldıktan sonra tokat vurmanın anlamı yok.
Ahbap çavuş ilişkileri ile liyakati eksi olanları da böyle bir kurumun başına getirmenin ahlaki veya mantıki bir izahı da yok.
Diliyoruz bu yazımız boşa çıkar ve gelecek Akademisyenin, atanacak rektörün liyakati ile “boşuna uğraşmışız” deriz.
Saygılarımızla…