Hoş geldiniz gençler. Her birinizdeki hayatınızın en önemli günündeki heyecanı anlayabiliyoruz.
Bir üniversite kazanmamın mutluluğuna karışan gelecek endişelerinizi anlayabiliyoruz.
Yabancısı olduğunuz bir şehirde nelerle karşılaşacağınızı merak etmenizi doğal karşılıyoruz.
Barınma ve beslenme konusunda bilinmezlikleri bilmek için gayretinizi biliyoruz.
Yaşadığınız rutin bir hayatın tamamını bir kenara bırakıp farklı bir hayat tarzına dalmanın endişeleri içinde olduğunuzu da biliyoruz.
Ama bilin ki bunlar çok tatlı ve güzel telaşlar.
Karaman tahsil hayatınız boyunca yaşayacağınız en güzel şehirlerden birisidir.
Eğer ki tahsil hayatınız boyunca namuslu şerefli iffetli ve sizler için canını feda edecek aile büyüklerinize yaraşır bir hayat yaşamak istiyorsanız…
Yok, eğer “ben artık büyüdüm, bağımsız ve kendi başıma buyruk yaşama hakkını kazandım, ötelediğim, aile ortamında yapamadıklarımı yapmak için bir fırsat buldum” diyorsanız o başka.
O hayatı yaşamak için de Karaman biçilmiş kaftan. İçersiniz, gezer tozarsınız, baldır bacak gübek teşhiri yaparsınız, gelecekteki evlilik düşüncenizin stajı sayılacak ortamları yaşarsınız. Kimse size karışmaz. Eğer tüm hayatınızı bu tür bir yaşantı ile mahvetmek istiyorsanız, gelecek te bu yaptıklarınızdan dolayı kafanızı taşlara vurmak istiyorsanız Karaman yine de müsaittir.
Ama ilk günden şunları da bilin isteriz.
Karaman on binlerce yıllık tarih içinde onlarca medeniyetin merkezi olmuş kadim bir şehirdir. Malazgirt’ten çok daha önceleri Türk boylarının yaşadığı, üstelik çeşitli etnik gruplarla barış ve huzur içinde medeniyet kurdukları bir bölgedir.
Tartışmasız mükemmel bir kültürü vardır. Bu kültür Türk/İslam kültürü ile mayalanmış bölgede yaşayan diğer etnik grupların kültürlerinin güzel yanları ile beslenmiş bir kültürdür.
Vilayet olduktan sonra ve sanayide dev atılımlar olunca büyük göç alan Karaman’da, bu kültür biraz karmaşaya büründü ama yine de temel yapısında hala vardır.
Sizler eğer yukarıda yazdığımız aile ortamında gelecekte pişmanlık duymayacak bir hayat yaşamak istiyorsanız bu temel kültürdeki Karamanlılar ile irtibatta olun.
Elbette okulunuzun Rektörü ve akademik kadrosu da sizleri kayıt için geldiğinizde bir misafir edası ile karşılamak isterlerdi. Sembolik de olsa küçük ritüellerle sizleri mutlu etmek isterlerdi.
Ama kusura bakmayın lütfen, işleri başlarından aşkın. Her an ziyaret, kabul, misafir ağırlama işleri ile öylesine yoğunlar ki. Zaten ömürleri hep onlarla geçiyor. Bir yandan da bu acımasız sıcaklar yok mu?
Kusurlarına bakmayın olur mu…
Yine bazı sivil toplum kuruluşları KMÜ, Valilik ve Belediye ile işbirliği yaparak girişte bir karşılama alanı kurup sizlere Karamanımızın meşhur elmasından, tadına doyum olmayan bulgurundan, Türkiye üretiminin yarısına yakın bisküvi çikolata kek ve benzeri ürünlerini üreten fabrikaların eşsiz lezzetlerinden, Ermenek helvasından sunmak isterlerdi.
Karamanı tanıtan broşür, bülten ve kitaplardan, minicik de olsa bir anahtarlık, magnet gibi günün anısını her an hatırlayacağınız bir hediyenin de olduğu bir çanta ile sizi karşılamak isterlerdi.
Ama dedik ya bu sıcaklar ve bu protokol işleri ah ki ah…
Onlar istemez miydi, kaydınız bitince sizlere bunları ihtiva eden bir karton çanta hediye etmeyi. Evinize, ailenizin yanına varınca ne hava basardınız değil mi? “Anne-Baba Bakınız Karamanlılar bizi nasıl karşıladı, neler hediye ettiler. Ben artık Karamanlıyım. Kararmanın artık kültür ataşesi olacağım” demenizi isterlerdi elbet. Akşam sofrada Karaman bulgurundan mis gibi pilav ve arkasından kütür kütür Karaman elması ne güzel olurdu. Yemek sonrası da o Karamanı tanıtan belgeler, kitaplar elden ele dolaşır, Karaman için “vay be ne şehirmiş” denilmez miydi?
Siz de Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerde bir okula yerleşemedim diye üzülmez küçük ama ne kadar da güzel bir yermiş bu Karaman derdiniz.
İşleri çok kardeşim adamların, başlarını kaşıyamıyorlar. Hep kariyerimde bir basamak yukarı nasıl çıkarım arayışı içinde kör karanlıkta vakit mi bulabiliyorlar sanki…
Kusura bakmayın gayrı…
Yeni öğrencilerimizi ve eski öğrencilerimizi eski günlerde ve kültürel zenginliğimizin derinliklerinde olduğu gibi ağırlayabilsek ve topluma yararlı birer birey olarak uğurlayabilsek... O günlerin mükemmel öğrencileri hala dostlarımız, kardeşlerimiz ve Karaman ile irtibat halinde olan Karamanseverler…
“KMÜ ye ilk kayıt yaptıran öğrenci misafirimizdir, bu öğün yemeği bizden yazan” lokantaları ve dürümcüleri vb. görmediniz sanırım. Ne güzel bir davranış değil mi? 2 veya 4 yıl kalacağınız şehirde belki de ilk tanıyacağınız esnaf onlar…
Görmediniz değil mi?
Göremezsiniz… Çünkü Tomatis böber badılcan ile uğraşmaktan akıl edemediler…
Kusura bakmayın gayri…
Hoş geldiniz…
Önünüzde iki yol var…
Aileniz ile birlikte yaşadığınız hayatı yine sizin gibi düşünen arkadaşlarınız ile bir bütün oluşturup dayanışma içinde rahat, huzurlu, gelecek yolunda sağlam ve emin adımlarla yürümek. Amacı sizi geleceğe hazırlamak olan bu eğitim sisteminden en fazla istifadeyi sağlayarak, şan ile şeref ile alnınız ak ve gelecekte pişmanlık duymayacağınız bir huzur ile diplomanızı alıp Karamanı hep güzel hatırlamak BİRİNCİ YOLUNUZ…
İkincisi de; artık ben hür, bağımsız ve özgürüm. Ertelediğim her şeyi, aile ortamının müsaade etmediği her davranışı yapma hakkım var. Ortam da buna müsait.
Seçim sizin.
Birinci yoldan yürüyenler için temeli sağlam Karaman halkı sizlere saygı ve sevgi ile yaklaşım gösterir rahat olun.
Hoş geldiniz.
Hangi yolu seçerseniz seçin Karaman sizindir.
Karamanlı Yunus Emre Hz.’lerinin sevgisi, Yıllarca Karaman’da yaşamış Mevlana Hz.’lerinin hoşgörüsü, Kazım Karabekir Paşanın vatan sevgisi ve onlarcasını saydığımızda çok uzayacak bir listenin yaklaşımı ile sizlere
HOŞ GELDİNİZ diyoruz…