KMÜ açık yazlımı ile Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi nihayet yeni rektörüne kavuştu.
Hayırlı olsun...
Bir zamanlar slogan arayışı “Aranan Üniversite” ifadesi ile son bulmuştu. Güzel bir niyet, iyi bir yaklaşım idi. KMÜ’ni eğitim kalitesi itibarı ile üst sıralarda aranan bir eğitim kurumu olarak tanıtma arzusu idi.
Karamsar ya da katı muhalefetçi olmadan kabul edelim ki pek çok da başarıya imza atıldı. Zaman zaman ses getiren etkinlikler ve projeler de oldu.
Ama bir gerçek var ki; Karaman halkı hala üniversitesini arıyor. Zira halkla kaynaşma noktasında hep eksik kalındı. Bazı dönemler bir açılım gözlenir gibi olsa da olması gereken kaynaşma bir türlü sağlanamadı.
Bir başka olumsuzluk da kurum içinde mücadele. Seçimli dönemlerde başarı çizgisi yükselen kim var ise gelecek seçimlerde rakibim olur mantığı ile budandı, dışlandı ve uçuruldu. Şimdi her biri bir başka yerde başarı grafkllerini yükseltiyor.
Dönem dönem öyle kadrolar oluştu ki KMÜ içinde bahar havaları esti.
Sade yüksek öğretimde değil tüm eğitim kurumlarındaki bizi bizden alan bir yanlış, elbet orada da var. Eğitim sıfır, öğretim ezbercilik...
Bizi bizden alan haçlı kültürüne karşı eğitim kavramı yok edilerek tehlikeli bir oyun oynanıyor. Elbet bundan tüm eğitim kurumları, -adları eğitim kurumu olsa da- nasbini alıyor... Çocuklarımız ve gençlerimiz yitip gidiyor...
KMÜ nün fiziki gelişmesi emsal kurumları kıskandıracak kadar mükemmel. Bunda Karaman’ın Ankara’daki gücü elbette etken. Bu rahatlık hizmete çok büyük bir avantajla başlamayı sağlıyor. Her ne kadar az önce değindiğimiz sebeplerle kadrolar ciddi bir dağılıma tabi tutulsa da hala başarılı ve yetkin bir kadro da mukim...
Tüm bu sistem içinde rektörlük makamı çok mu önemli? Evet... Hem de çok önemli.
Peki, o makam kişiler için de çok mu önemli? Öyle imiş ki aday sayısı 60 a yakın idi.
Bu adaylar içinden hemşerimiz olduğu söylenen bir eğitimci talip olduğu bu göreve atandı.
Hayırlı olsun...
Her ne kadar Karamanlı olduğu söylense de ismini ilk defa duyduk. Bu söylem elbette şüpheci, peşin hükümlü olmamızı gerektirmiyor. Yürüyüp geldiği yollarda yol arkadaşlarından epey çevremiz varmış. Hakkında güzel şeyler duyduk.
Bu 60 a yakın aday içinde bir değil, epeyce kefil olabileceğimiz, gönlümüzün istediği, yararlı olacağına inandığımız değerli şahsiyetler var idi. Ama son cümlemiz hep “Hayırlısı Olsun” idi...
Kişiler için o makam ne kadar cazip olursa olsun aslında bir iğneli fıçı... Her babayiğidin harcı değil. O kurumda görevli yüzlerce çalışanın, binlerce öğrencinin vebali ne kadardır kim bilir?
Bitti mi? Hayır... Karaman gibi binlerce yıllık tarihin değerlerini üzerinde taşıyan bir kadim vatan parçasının vebali de vardır. Daha geniş kavramla bu ülkenin vebali vardır.
Tüm bunların altından kalkmak iğneli fıçı değilse nedir?
Şimdi sayfanın karşısına geçelim...
Karaman gelişmiş bir şehir. Bu gelişmeyi sağlayanlar başarılı ve memleket sever insanlar. Bu tür makamdakilere yardım, destek ve moral olarak tüm güçleri ile çabalarlar.
Maddi ve fiziki imkanlar eksiksiz ve hatta fazlası ile mevcuttur.
Aday olup da seçilememiş öğretim görevlileri arasında bizim tanıdığımız kadarı ile bu işi hakkıyla başaracak çok insan var. “Bunlar ben seçilemedi isem yansın bu dünya” demeyecek kadar ahlaki olgunluğa sahip kişiler. Onlarla bir yeni hizmet ordusu oluşabilir. Bu en büyük destektir.
Karamana dışarıdan gelen öğrenciler ciddi bir arayış içindedirler. Yeni ve bilmedikleri bir hayatın kapısından girip de bocalama dönemlerinde, önlerinde rehber olmayınca soluğu kafe denilen yerlerde almakta, geyik muhabbetlerini, haçlı kültürü tartışmalarını, bizi yok etmek için televizyonlarda dayatılan dizilerdeki örneklerin hayatlarını yaşama yolunu seçmektedirler.
Adeta işlenecek boş bir defter gibi... Bu da en büyük sermayedir. Onlara bu zengin olanaklardan kültürel ve eğitici faaliyetler yapma imkanı sunulmalıdır. (Elbette ayda bir alkolün su gibi aktığı, ağaç altlarında çirkinliklerin sergilendiği, haçlının adı ne olursa olsun cıstak müziklerinin sunulduğu konserler değil)
KMÜ üç günlük bir kurum değil. Fiziki yapılanmanın yanı sıra idari yapılanması da büyük oranda gerçekleşmiş durumda. Her ne kadar bazıları son yollarda satranç oynar gibi günlük değişiklikler yapsa da kurumun hafızası niteliğinde çok değerli öğretim görevlileri var. Gelecekte benim yerime rakip olur diye düşünmeden onlara yetki, görev ve moral vererek idari yapı çok kısa sürede mükemmel hale gelebilir. Bu da çok büyük bir fırsattır.
Türkiye’nin gelecekte tüm dünyaya karşı durabilecek idarecilere, bilim adamlarına, sanatçılara, sporculara, fikir adamlarına ve vatan evlatlarına ihtiyacı vardır. Bu görevi üstlenen KMÜ gibi kurumların zafiyete hakları yoktur.
Soyadı ilginç olan yeni rektörümüze (Garamanca) iyi gavgalar diliyoruz. Bu kavgası kötülüklerle olsun, cehalet ile olsun, haçlı zihniyetini dayatan çevrelerle olsun, vatan hainleri ile olsun, yanlışlarla ve yanlış kişilerle olsun.
Üstelik bu kavgasında tek de değil. Karaman her kesimi ile yanında, tüm imkanları ile yanı başındadır. Yanlış yapmasın, yanlışlara da alet olmasın yeter...
Bilmelidir ki – biliyordur- halkın içinden geldi ise, o halk ile hemhal olur ise, yüksek makam şerbetinden başının dönmesine izin vermez ise, dünü unutmadan yarının endişesini gidermek adına bugün güzellikler üretir ise, Karaman ve Türkiye aranan Üniversite olarak KMÜ yü parmakla gösterecektir. Bu başarı altına “imza atan” olarak da anılacaktır.
Bunu başaramayanların adını üç gün geçmesine rağmen unuttuk gitti.
Kamyonlar dolusu çiçek, yüzlerce hayırlı olsun ziyareti, mesajlar, gülücükler-kahkahalar arasında bu satırlar biraz farklı mı oldu ne? Ama aşa tad veren, kıvamını ve demini sağlayan tuz ve biberlerdir.
Yeni Rektöre ve memleketimize bu görev hayırlı, kıdemli olsun.