Son yıllarda Karaman bir garip hallere sahne oluyor. Siyasi ve idari birimlerde olması gereken faaliyetleri görmek özlemi gün geçtikçe artıyor.
Geçtiğimiz hafta sonu Vekilimiz Osman Sağlam Bey basın toplantısında yüreğimize su serpen açıklamalar yaptı. Kişisel gayretlerini anlattı.
Ancak kurumlar arası iletişim ve ortak harekette bir sıkıntı gözleniyor.
Sık sık idareci değişikliği, gizli baskı söylentileri, bu durgunluğa sebep mi bilemeyiz.
İhtiyaç olan pek çok konu dururken, toplumda son satırlarda ihtiyacı duyulan etkinlikler yeterli olmuyor. Bazı gerekli etkinlikler de bir anlamda adet yerini bulsun kabilinden, boş salonlara, meydanlara yapılıyor. Programın hedef kitlelerine ulaşılmadan, yeterli duyuru yapılmadan, konuya dâhil olması gerekenler dışlanarak yapılan faaliyetler genel amaca hizmet etmiyor.
Dünyaya yön veren âlimlerimizden Hz. Mevlana’nın Şeb-i Aruz törenleri çok önemli bir etkinlik. 7-17 Aralık da bu etkinliklerin yoğun kutlandığı hafta olarak etkinlik takvimlerine geçmiş durumda.
Bir zamanlar bu hafta Karamanda başlardı. Salonlarda anma töreni düzenlenir, sema ayinleri tertip edilirdi.
Daha sonra bir adım ileri gidilerek Mevlana Hz. ve ailesinin Karamandan Konya’ya hicreti için Uğurlama Törenleri de Karamanda kutlanmaya başladı.
Bunlar elzemdi, şarttı…
Zira Mevlana çocuk yaşlarda ailesi ile Karamana gelmiş, öğrencilik hayatını Karamanda tamamlamıştır. O dönem bir ilim irfan şehri olan Karaman medreselerinde fikri temellerini atmış, o temeller üzerine inşa edeceği bilgileri dağarcığına doldurmuştur.
Konya’ya hicret ettiği yaşlarda artık olgun birisi idi ve bu sıfatı Karamanda kazandı.
Annesini, kardeşlerini ve akrabalarının bazılarını Karaman topraklarına emanet ederek ayrıldı Karamandan. Bir anlamda yüreği kısmen Karamanda kaldı.
Bu nedenle Mevlana haftasının ve Mevlana törenlerinin Karamandan başlaması şarttır. Uygundur.
Geçmiş programların oluşumunda kısmi görevler aldığımızdan yakinen biliyoruz ki Konya da bu konuya sıcak bakmakta ve yardımcı olmaktadır.
Ayrıda Kültür Bakanlığı da iyi bir proje ile gidilince tüm yardımları sağlamaktadır.
Geçtiğimiz hafta sonu başladık sormaya… “Herhangi bir etkinlik var mı?” diye. Şu saate kadar olumlu bir haber alamadık.
Kültürel etkinlik ve törenler için aç bir kent oldu Karaman.
Karamana yön verenler vefa gecesi konuşulur, (Ahirete intikal eden ve yaşayan) teklif edilir ama ne bekleniyor bilmiyoruz.
Karaman sanayi şehri diye övünürüz... Festival havasında bir sanayi fuarı fikri hep havada kaldı.
Dil bayramları malum.
Dil bayramlarından ayrılan Yunus Emre Hz Anma programları ilgilenecek birilerini bekliyor.
Ulusal ve yerel bazda olmak üzere 2 bölümde dil ödüllerinin verilmesi, her yıl tekrarlanan etkinlikler olması fikri hala sahibini bekliyor.
Milyonlar harcanıp tadilatları yapılan şaheserlerimiz boş halde tekrar ören olmaya feda ediliyor.
Ecdadın Mevlanalar, Yunuslar, Karabaş Veliler yetiştiren ilim irfan örneği mekânlarının kapısında koca koca kilitler… Halkın ve ziyaretçilerin istifadesinden uzak. Tabiata karşı yıkılmamak için direniyor.
Akademik eğitimi olmayan branşlarda ciddi ve yeterli eğitim faaliyetlerine ihtiyaç var.
Gazi İlkokulu Eğitim Müzesi örneği gibi, tarım, ticaret, sanayi ve etnoğrafik müzelere ihtiyaç var.
Daha tespit ve planlamalarını tamamlamadan değişen valilerimiz oldu. Şu anki Valimiz ilk intiba olarak her kesimden övgüler almaya başladı. Dileriz bürokrasinin o demir leblebisi “kabul ve ziyaretler, çiçek ve çelenkler faslı” bir an önce biter ve söylemlerindeki mükemmelliği yaşama mutluluğuna erişiriz.
Bu faaliyetlerde tüm kurum ve kuruluşlar bir yumruk olur kenetlenir ve “Her Şey Karaman İçin” sloganı ve felsefesi ile sorumluluklarına sahip çıkar. Vali Bey’e güç verir…
Şehrimiz uykuda falan değil. Baygın. Acil bir yoğun bakıma ihtiyacı var.
Canlı bir Karaman özlemi ile saygılar…
20241210
Çok açık ve güzel ifade etmişsiniz. Bazen Karaman'a yönelik bazı kesimlerce bilinçli bir sabote etme olduğundan şüphe etmiyor değiliz. Sahip çıkanı yok; bir elin parmaklarını geçmeyen bazı düşünen, Karaman'ın geçmişini bilen, hakiki Karaman'lılar dışında.