Çok bilen bir toplum oluverdik. İnternet ortamı yeni âlimler, bilginler ve dehalar ortaya çıkardı.
Her şey sanal hale dönüşünce de gençlik de sanal bir gençlik oldu çıktı. Hiçbir kontrole tabi olmayan psikolojik, sosyolojik ve pedagojik açıdan birer canavar olan TV dizileri ve programları da çanak tutunca gençlik bu canavarlara yem oldu gidiyor.
Her şey zevk almak ve keyif yapmak üzerine kurgulanmaya başladı. Bunların başında da törenler ve kutlamalar geliyor.
Türkiye’de psikolog ve toplumbilimci yok. Olsaydı kötü alışkanlıklar üzerine bir araştırma yapardı. Sonucu da bunca yıllık hayatımızda edindiğimiz sonuçla bire bir örtüşürdü. Çocukluktan gençliğe geçen bireylerden sigara içen, alkol alan herkes ilk deneyimini bu kutlamalarda yapmıştır. “Bugün özel gün bişi olmaz, hadi oyunbozanlık etme, bir cıgaradan ne olacak, iki nefes çekiver, bir biradan, bir yudum içkiden bir şey olmaz, uyumsuzluk yapma” teşvikleri ile tanışır gençler bu belalarla.
Bu teşvikleri yapan da arkadaştır, yaşıttır.
Günümüzde tatminsizliğin son noktasına kadar gelen gençler arasında çok aşırı bir sigara tüketimi gözleniyor. Sabi sayılabilecek çocukların ağzında sigara…
Tabi bir sonraki adımı da uyuşturucu. Tüm güvenlik çalışmalarına rağmen azalmadan artan uyuşturucu çeşitleri toplumda vebadan daha tehlikeli bir hal aldı.
Tüm çalışmalara rağmen azalmayıp artması da çok ama çok kötü senaryoları akla getiriyor. Çok çirkin söylentileri iddiaları ve şehir efsanelerini haklı çıkaracak kadar sırıtıyor.
Geçtiğimiz günlerde Karaman’da birkaç güzellik üst üste oldu. Saray Holding bilim şöleni düzenledi. Bu konuyu makale olarak işlemiştik. İLESAM Karamanın iki okuluna kitap okuma alışkanlığı ve korsan kitaba karşı çok verimli programlar düzenledi. Vakıflar özlenen bir toplu sünnet şöleni düzenledi.
Bu etkinliklerden bir tanesi de Yeşilay Karaman Şubesindeki tanıtım toplantısı idi. Yerel Basınımız iyi koordine edilmiş bu toplantıya yeterli ilgiyi ve desteği de gösterdi.
Moral bulduk, umutlandık…
Karaman Şube Başkanı Sayın İhsan Duru Beyefendi, Yeşilay ve Yedam ekipleri ile detaylı bir sunum gerçekleştirdiler.
Yeşilay’ın sigara, alkol, uyuşturucu ve ekran bağımlılığını önleme çalışmalarına paralel olarak Yedam’ın bu alışkanlıkları sonlandırmaya yönelik çalışmaları liyakatli kişiler tarafından anlatıldı.
Gayretleri çabaları ve liyakatleri gözlendi.
Tüm anlatılanlarda bir küçük nokta var ki aslında en büyük konu da o. Bu çalışmaların yapılması için kişilerin istekli ve katılımcı olması lazım.
Tiryakilik ve bağımlılık kolay kolay kabul edilen bir hastalık değildir. Hangi tiryakiye veya bağımlıya sorarsanız sorun, o bunun doğal yaşamı olduğunu iddia edecektir. İşte o noktada aile ve yakın çevre devreye girmeli ve Yedam’ın bu çalışmaları için tiryaki ve bağımlıların önünü açmalıdır.
Son yıllarda her şeyde olduğu gibi kavramlarda da bir kargaşa var. Suç ve suçluluğun önlenmesi unutuldu. Suçları işleyen suçluların yakalanması hedef haline geldi. Eh ceza kanunlarında suça ceza yerine bir anlamda suça mükâfat gibi uygulamalar da olunca suç oranları füze hızı ile artıverdi.
Biliyoruz ki bugün bağımlı ve tiryakilerden tedavi talebinde bulunanların sayısı oransal olarak çok düşük.
Yine biliyoruz ki önleyici çalışmalarda birkaç kurumun canla başla çalışmasına karşılık ilgili pek çok kurum ve kuruluş seyirci kalmakta. Hatta bazı zafiyetler ve yetersizlikler bağımlılığın artmasında etken olmaktadır.
İnkâr edilemeyecek bir gerçeğimiz vardır ki; gençlik iyi bir rotada ve düzgün bir istikamette, doğru hedeflere gitmiyor.
Bebekliğinden 12-14 yaş civarına kadar verdiğimiz eğitim, yaklaşım ve yetiştirme tarzlarımız çocuklarımızın o yaşlardan sonra sapkın arayışlara girdiği, dengesini kaybettiği ve kendisini mahvettiği yıllar oluyor.
Yeşilay ve Yedam’ın çalışmaları, gayretleri ve liyakatleri bizde büyük bir güven oluştursa da tek başına yeterli olmayacaktır.
Bu konu önce karar merkezindeki sorumluların, ailelerin, toplumun ve bilimsel çalışmalar temelinde hareket etmesi gereken yöneticilerindir. Örf adet gelenek, inançlarımız ve kültürel yapımız bu belaya dur diyecek güzel hasletler içermektedir.
Tıpkı sosyal medya, TV dizileri, tüketim teşvikleri ve çılgınlığı, geçmişe düşmanlık, maneviyata saygısızlık gibi bu bela da bir haçlı senaryosunun bir ürünü izlenimi vermektedir.
Bunlara karşı cansiperane çalışanlara tüm toplum olarak tam destek vermeliyiz.
Sağ olun Yeşilay gönüllüleri, Yedam görevlileri.
Ama en çok alkış da onlara destek veren bilinçli toplum üyelerine…
Hasan ÖZÜNAL
20241013
Teşekkür ediyorum.Değerli hocam.