Yaz aylarında Karaman Buğday Pazarının üzerinde her zaman bir şölen vardır. Dünyanın en güzel hayvanlarından olan güvercinler telaşlı bir sevinç ile iner kalkar, uçar süzülür…
Pazarın ortasındaki yığınlardan hisselerine düşenleri alırlar…
Geçtiğimiz günlerde o mekânda bir yağmur duası vardı. Dualar edildi, Rabbimizden rahmet dilendi.
Birkaç gündür de çok şükür güzel yağışlarımız var şükür…
Bölgenin birisinde de böyle kuraklık hüküm sürer. Uzun bir süre damla düşmez. Defalarca dualar edilir, yalvarılır, yakarılır ama sonuç olumsuzdur.
Bölgeye Allah’ın sevgili kulu olduğuna inanılan birisi, yani Şeyh sıfatı takılmış bir muhterem gelir.
Bölge insanları etrafını alır ve yalvarmaya başlar. “Ne olur bir nefes edin bir dua buyurun”
Allah’ın sevgili kulu şöyle bir düşünür ve sakince cevap verir: “Bakarız bir çaresine. Ama önce bölgeyi bana bir gezdirin bakalım”
Düşerler yollara. Gezmeye başlarlar.
Kuytu köşelerin birisinde, yıkık dökük bir evin önünde ağlayan bir yaşlı kadın görürler. Birkaç çocuk da etrafta dolaşmaktadır.
Ev epey bakımsız, çocukların kılık kıyafeti de çok kötüdür. Giyecekleri eski püskü, ayaklarında ayakkabıları bile yoktur, yalınayak gezmektedirler.
Adam kadına yaklaşır, selam verir ve sorar: “Derdin nedir? Neden hüzünlüsün neden ağlarsın?”
Kadın: “Evim yıkık dökük. Çatısı çökmek üzere, yağmurda akıyor ev su doluyor, kapı penceresinin hayrı yok, geceleri buz gibi oluyor, donuyoruz.
Torunlarım öksüz ve yetim. Çocukların da giyeceği yok, yiyeceği de ona göre… Rabbimiz bir yağmur ve soğuk verecek diye hep tedirgin yaşıyoruz...”
Adam sessizce uzaklaşır yola koyulur. Kadından uzaklaşınca “Sizin şeyhiniz varmış da neden ondan istemediniz duayı” der.
Köylüler şaşırmıştır, konuyu anlamaktan acizdirler.
Adam tane tane izah eder: “Binlerce dua etseniz, birilerine ettirseniz, şu muhterem kadının duasının yerini tutmaz. Siz yağmur yağsın diye dilekte bulunurken onun duası da yağmasın diye. Siz o kadının ve yetimlerin sıkıntılarını görmez, o sıkıntıları gidermezseniz o kadının duasını olumlu yöne çekmedikçe başka şeyle uğraşmayın.
Boşuna şeyh, şıh vb. de aramayın”
Karaman Buğday Pazarında yapılan Yağmur Duası elbette güzel bir yakarış. Maneviyatımızın bir eseri.
Ama o Pazarın ortasındaki tahıl öbeklerinden haklarını alan güvercinleri de unutmayalım.
Daha da önemlisi ve dikkat çekici olanı ise Karaman’a misafir ettiğimiz yüzlerce deprem mağduruna Karaman Halkının müşfik, şefkatli ve özellikle saygılı yaklaşımları da kaç şeyhin, kaç şıhın duasına bedeldir, oturup bir düşünelim.
Karaman halkı bir seferberlik bilinci ile bu yaraların sarılması için canla, başla ve tüm imkanları ile çabaladı. Allah Razı olsun ve kabul etsin.
O büyük sıkıntıları yaşadıktan sonra güldürmeye gayret ettiğimiz insanların ve özellikle de sabi, sübyan ve yaşlılarımızın yüzü suyu hürmetine Rabbimiz bizlere ihsanını eksik etmesin.
Buğday Pazarındaki Törende elbette Allah’ın gizli Sevgili Kulları da vardı. Ama o yağmur duası bir vesile bir sebep ve istida dilekçesi altına atılmış bir imza idi.
Gerçek sebep; güzeller güzeli güvercinlerimiz ve yüzleri gülen mağdurlarımızdır.
Rabbimiz bu güzel hasletlerimizi bizden eksik etmesin.
Şükür, çok şükür, bin şükür…