Yunus Emre ve Türkçe Yılı sona eriyor. Çok daha iyi değerlendirilebilir miydi? Belki… Ama salgın ve çok uzun yıllardır Karaman üzerindeki durgunluktan sonra yapılanlar da inkâr edilmemeli.
Önceki faaliyetlerden sonra özellikle Aralık ayının başlaması ile peş peşe ve sık aralıklarla yapılan programlar bir nevi depar oldu. Veli Bozkır son deparın da olabileceği konusunda ümitli.
Diliyoruz Yunus Besteleri yarışması da 2021 takvim yılında sonuçlanır.
Meslek hastalığımız var. İltifatımızı marifet gösterenlere elbette yaparız, yaparız da biraz cimri davranmayı adet edinmişizdir. Her olaya eleştirel gözle bakma, artık huy haline gelmiştir. Elbette bunda amacımız daha güzelin ve daha iyinin yapılmasıdır.
Sempozyuma katılamadım. Dostlar “duyduk ki özel davet edilmedin de ondan gelmemişsin” diye zarf atıp yoklasalar da ciddi bir mevsim hastalığım var idi. Elbette fani ömrünü bu şehre hizmetle geçirmiş birisi olarak da özel daveti de hak ederiz ama değerimizi o tür şeylere de bağlamayız… Rabbimize bırakırız.
Değerli katılımcıların ve sunumu yapan Sayın Dostumuz Ömer Karayumak’ın başarılarını bant kaydından da olsa izleyip mutlu olduk. Tebrikler.
Kartap’ın ilk oluşumunda lütfettiler dahil ettiler. Naçizane fikirler sunduk. Elbette her fikre her söylenene saygımız var. Ama gördük ki biraz olgunlaşması gerek. Kenardan izlemeyi, sessiz takibi uygun bulduk. En kötü huyumuz olan gruplaşmaların da bu uzak duruşta etkisi olmadı değil. Sevmiyoruz ayrımcılığı ve gruplaşmayı…
Ne var ki son konser ve konferans etkinliklerinde üstümüze vazife bilip yardıma ve desteğe koştuk.
Konser ilk defa tanıdığımız bir sanatçının çok farklı tarzda bir sunumu idi. Ama müzikle çok yakın ilgili birisi olarak “nefis” kelimesi ile değerlendirecek kadar da güzel bulduk. En güzeli de konu tümü ile Yunus Emre Hazretleri idi.
Hem konseri hem de salonu dolduran gençleri izleyerek edindiğimiz izlenim, gençlerin de fevkalade sıcak buldukları bir konser oldu.
Final olarak nitelendirilen konferansa gelince…
Dedik ya gazeteci mantığı ile bakarız diye. Elbette kalemi alsak bir takım eksik, yanlış, hata sıralarız. Ama bunun kime ne faydası olur. Sadece bir sonraki etkinlikte bu tür hataların yapılmaması için gereklidir. Onu da bire bir ilgili kardeşlerimize not ettirdik.
Sevgili Başkan Osman Nuri Koçak’ın sunumu çok güzel ifadeler ve konular içeriyordu. İçinde konferansı verecek olan Hoca için de notlar ve bilgiler vardı. Karamanın tam bir süzgeci yapılmış olarak sunuldu. Tebriği hak ediyor…
Gelelim Hocaların Hocası olarak duyurulan İlber Ortaylı sunumuna.
Tarih bize hep demir leblebi gibi geldi. Genel kültürümüze yetecek kadarını alıp o konuda biraz geri durduk hep. O nedenle de Sayın İlber Ortaylı hakkında olumlu ya da olumsuz bir önyargımız yok idi.
Ne var ki Konya Kitap Günleri Fuarında bizim imza günümüz ile konferansı aynı gün ve saatlere çakışınca “Sen neymişsin be abi” dedik. Selçuklu Kültür Merkezi Salonu saatler öncesinden tıklım tıklım doldu. Ama kafileler gelmeye devam etti. Bina dışında tam bir izdiham yaşanıyordu. Salondakilerin kat be kat fazlası dışarda idi. Gündüz saati ve iklim de uygun olunca konferans açık havaya taşındı ve binlerce insan, alanı hareket edilemeyecek bir sıklıkta doldurdu.
O tecrübeden sonra arkadaşlarımıza Karaman için salonun da izdiham olacağı ikazını yaptık ve haklı çıktık.
Bu kalabalık ve salon yerleşimindeki olumsuzluklar aslında bir güzellik bir övünç kaynağı olmalı. Gencecik görevli kardeşlerimizin tüm iyi niyetle çırpınmalarını üzüntü ile seyrettik ve zaman zaman da moral ve destek verme gereği duyduk.
Eminim ve inanıyorum ki kimse de halinden şikayetçi değildi. Hatta kalabalıktan salona giremeyip geri dönenler bile.
Çok kalabalık etkinlikler gördük ama kültürel bir etkinlikte bu kadar kalabalığı ilk kez yaşadık.
Tarihe uzak da olsak verilen bilgilerin pek çoğu ufkumuzu açtı. Karaman için öneri ve teklifleri de yabana atılacak gibi değildi. Yörük kültürü, arkaik dillere önem verilmesi konuları başlı başına önemli konular. Osmanlı Tarihçilerinden Karamanoğlu tarihini öğrenmek o kadar zor ki. Bunun yolu arkaik dillerde yazılan eserlerin incelenmesi ve o dillerin akademik camia tarafından ele alınması.
Ayrıca gerek göçler ve gerekse mübadele yolu ile giden Karamanlı diğer etnik kökenliler ile diyaloğun arttırılması gizli kalmış pek çok güzelliği de ortaya çıkarabilir. Bizim de yıllardır savunduğumuz bu fikirleri ondan duymak iyi geldi.
Elbette Yunus Emre konusunda yetersizliğini de ortaya koydu. Resmi yapı ne ise bilgisinin o kadarla sınırlı olduğunu gösterdi. O öyle dedi diye gerçekler değişecek değil.
Belki şu yapılabilirdi. Konferanstan birkaç gün önce bu konudaki kaynaklar, belgeler, Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası, Rahmetli İbrahim Hulusi Güngör’ün araştırmaları, Alaaddin Aköz hocanın çalışmaları, Cahit Öztelli belgeleri, Karaman’ı sembolize eden birkaç manevi hediye ile kendisine bir heyet tarafından takdim edilebilirdi. Çay molalarında şöyle bir göz atsa yeterli olur, kanaatlerinde en azından bir bulanma meydana gelirdi.
Artık o kanaatlerin değişmesini, bu gelişinde gördükleri sayesinde daha sonraki gelişlerinde duymayı umuyoruz.
En azından peşin hükümlü olduğunu ortaya koyarcasına belli ettiği hayranlıkları oldu. Belki hafızasında yıllar önce geldiğinde gördüğü kasaba yapısını bekliyordu. Ancak sanayisi ve kentleşmesi ile özellikle de salonu dolduran büyük kalabalıkla tüm bu ön yargıları değişti ve hayranlığa dönüştü.
Belki de en çok etkiyi Divan Nüshası yaptı. Bu noktada Sevgili Yusuf Yıldırım kardeşimizi ve bu çalışmaya sınırsız destek veren İhsan/Emin Duru dostlarımızı ileri görüşlülükleri için tebrik ederiz.
Bir tebriği de sadece bu program için Avrupa’dan, İstanbul’dan, Ankara’dan, Konya’dan, İzmir’den, Antalya’dan ve daha pek çok uzak noktadan gelen hemşeri ve Karaman severlere yapmamız gerek. Teşekkürler.
Dedik ya kelemi alsak olumsuzluklardan bir liste yapar bas bas bağırıp yayınlayıp ne kadar bilgili ne kadar dikkatli olduğumuzu ispat yoluna giderdik. Bunun kime ne faydası olurdu ki. Sadece ilgililerin bilmesi gereken konular bunlar ve ilettik.
Kimsenin yapmadığı düşünülmüş, yapılmıştır. Artıları eksilerini kat be kat örtecek kadar çoktur.
Devamı şarttır. Elzemdir.
Sadece Yunus Emre konusunda değil Karamanın yok olmaya yüz tutmuş pek çok kültürel değeri konusunda heves ve azim kırıcı olmak kimseye bir şey kazandırmaz. Yapacak çok iş var. Onlarca konu bu tür faaliyetlerle çözüm bekliyor.
Maddi destek verenler de görmüşlerdir ki yatırım zihniyeti ile düşünülse bile kârdalar. Ama en büyük kazançları kadim şehir Karamanımıza böylesi güzellikleri yaşatmalarıdır.
Tebrik ve teşekkür ederiz.
Fikrin oluşmasından etkinliklerin sonuna kadar emek veren gayret gösteren iyi niyet ve güler yüzle çalışan herkese teşekkürler. Tebrikler.
Dinlediğim konferansı güzel derlemişiniz. Beğendim meslekdaşım :) Yüreginize sağlık.