Milletimizin başı sağ olsun. Sağ kurtulanlar tesellimiz oldu. Bunlardan yaralı olanlara acil şifalar diliyoruz. Baki aleme göç edenlere de Rabbimiz şehitlik mertebesini lütfetsin İnşallah…
Deprem pek çok klişe ifadeyle anlatıldı. Çağın felaketi vb…
Ancak şu anda bile hala hastanelerde ve çocuk yurtlarında sahipsiz çocukların olması kadar bu felaketi anlatan bir gerçek olamaz.
İnsanlar gözlerinden sakındıkları, kılına zarar gelmemesi için can verecek evlatlarını bile hala sahiplenemedi ise bu durum olayın vahametini ortaya koyuyor. Ya çocuğu sahiplenecek yakın akrabası kalmadı ya da öyle bir haldeler ki sağlık sorunlarından dolayı çocuklarını hatırlayabilecek ve arayabilecek durumda değiller.
Millet olarak sergilenen tablo bize yakıştı. Maddi olarak tüm varlığını ortaya koyan toplum, manevi olarak da üzüntüleri yok etmek için var gücü ile çabaladı, çabalıyor…
Devletin ve sivil kurumların sergiledikleri alicenaplık ise tüm dünyaya gelecekte örnek olacak nitelikte.
Psikolog veya pedagog değiliz. Ancak bir konu dikkatimizi çekiyor ve çok da olumlu bulmuyoruz.
Depremden en fazla etkilenen elbette çocuklarımız oldu. Depreme maruz kalanlar gibi, olayları TV ve basından takip eden yavrularımız bile gerçek bir travma ile karşı karşıya kaldı.
Onlar için kontrollü, kontrolsüz sayısız etkinlikler düzenleniyor, destekler verilmeye çalışılıyor. Bu iyi bir şey.
Ancak bunların bilimsel olarak kontrol altında tutulması çok önemli. Çocuklarda daha faklı sonuçlar oluşturacak işlerin yapılmaması gerekmez mi?
Çok abartılı, günlük yaşantının dışında bir masal dünyasında yaklaşım gören çocuklar neler hissedebilir?
Bu felaketin onlara bir bayram getirdiğine, bir eğlence dünyası hediye ettiği fikrine kapılırlarsa, onların geleceğinde bu duygu nasıl etkili olur ki?
Ömründe görmediği, göremeyeceği, hayal dahi edemeyeceği bir ilgiye ihtiyacı olduğu günlerde bu ilginin dozajı fazla kaçarsa nasıl bir netice doğar?
Tıklım tıklım dolu bir stadyumun türbinlerinden sahaya fırlatılan binlerce oyuncak çocukta hangi etkiyi yapar?
Nihayet cümlenin yüklemi ATMAK… Onlara oyuncağı ATMAK çok mu yakışık alıyor. İnsanlar çöp atar, sevmediğine taş atar, taciz için laf atar, sobaya fırına odun atar vs vs… Yani kendisine gerekli olmayanı veya karşısındakine karşı duruş olarak bir şey atar.
El yaptı biz de yapalım diyerek göz bebeğimiz KaramanSpor FK nın da aynı şeyi yapacağını duymak üzdü bizi.
Bir hediyeyi atarak vermek mi yoksa nezaket çerçevesinde, güzel bir sunumla ulaştırmak mı daha güzeldir. Sahaya atılırken per perişan olan, saha temizlenirken tekmelenen bez bebeği bir çocuk nasıl şefkatle kucaklayıp uykuya dalacaktır.
Onları hediyelere boğmak ve oyalamak adına taleplerinin ne olduğuna bakmadan bir şeyleri onlara servis etmenin psikolojik etkisi ne olacaktır.
Bunları yaparken gerçekten onlara yararlı olmayı mı amaçlıyoruz, yoksa kişisel tatmin için mi bunları yapıyoruz?
Kişisel görüşümüz ve bunca yıllık hayatımızın verdiği derslerden sonra, bu fikirlerimizin yüzde yüz ısrarcısı olmasak da uzmanların bu konuları dikkate almaları, gözden geçirmeleri o yavruların gelecek hayatlarına yapılacak en büyük katkı olacaktır.
Deprem saniyeler içinde yıktı geçti. Can kurtarma çalışmaları günler içinde tamamlandı. Baki aleme intikal eden şehitler dünya görevinden terhis oldu. Yıkılan binaların yapımına başlandı ve görüyoruz ki kısa sürede yerine konulacak. Ama beyinlerde, gönüllerde, duygularda ve fikir dünyasında bıraktığı etkileri normal hale getirme çalışmaları yıllar sürecektir.
Bunun da son derece dikkatli ve yapıcı bir biçimde yapılması onlara ev yapmaktan çok daha önemlidir…
Rabbimiz insanlığı böyle büyük afetlerden uzak tutsun ve böyle derin acılar yaşatmasın…