Türk Dil Bayramı bitti. Kutlamalara uzak yakın gelen dostlar gitti. Atilla İlhan’ın dediği gibi;
“Şenlik dağıldı, bir acı yel kaldı bahçede yalnız”
“Bitti” hicranlı kelime.
“Ne zaman?”
İkinci “a” uzun söylendiğinde daha da hicranlı.
Bir acı yel kaldı mı bahçemizde! Kaldı.
Lakin en sert poyrazlara dayanıklıdır bu yurt ve yurdun insanları...
Ecdattan gelen bir tavırdır Türkçe!
Sahip çıkanlara selam olsun.
Ermenek Belediyesi, Kartap, Karaman dernek ve vakıf temsilcilerine elbette bir teşekkür borcumuz var.
Bu tür etkinlikleri günümüz koşullarında ayağa kaldırmak hiç kolay değil... Çok heyecan, çok emek, çok çaba ama herşeyden önce “sorumluluk” duydular. Keşke bu sorumluluk bir tutarlılığa ve bütünlük fikrine de sahip olabilseydi! Sanırım bunu da bir tecrübe sayacağız. Bir ayrı gayrı olduk bu bayram. 745. Türk Dil Bayramı törenlerine emek verenlere, sahip çıkanlara, katkıda bulunanlara, kafa yoranlara teşekkür ederiz. Kol da bizim yen de! Ferman da bizim bahçedeki acı yel de...
12 milyon kilometre karelik bir bahçeye neyi sığdıramadık sormazlar mı? Sorarlar elbet. Karaman’daki dostlar Ermenek’teki birbirinden güzel açık hava etkinliklerinden neden mahrum kalsınlar? Ermenekli çocuklar neden Karaman’daki Türkçe yürüyüsünde elimizden tutmasınlar! Bu hicranı da hak etmediğimizi düşünüyorum. Önümüzdeki yıl acısını çıkaracağımız güçlü bayramlara vesile olması dileğimle memlekete bir şenlik borcunuz var beyler!
Bu borç her gün sırtımızda dursun.
Daha önceki yazılarımda da sıkça anlatmaya çabaladım. Türkçe bir yaşam biçimidir. Geçmiş ile gelecek arasındaki zaman cümlelerimizin köprüsüdür. Her günü bu sorumluluk içinde yaşamak, yaşatmak en çok da Karamanlıya yakışacaktır. Her hal ve durumda gelecek nesiller açısından son derece önemlidir. Bayramlar ise sadece sosyalleşme merkezidir. Coşkulu kutlamaları, yan yana durmayı, kol kola olmayı hak eder. Şenlik dağılsa da bir tatlı şenlik tadı kalır bahçede...
Teşekkürler Osman Nuri Koçak
Türkçe, dünyanın neresinde olursa olsun bir aydının dilinde şiir olur, türkü olur, roman olur gün gelir kişisel tarihinde ant olur.
Türkçe Andımız, tarih içindeki duruşunuza çok yakıştı sevgili Osman Nuri Koçak. Türkçe ve milli kültürün korunması için Türk’ün ve Türkçenin tarihine billur bir kapta armağan ettiğiniz Türkçe Andı okullarımızın duvarları başta olmak üzere; andımız olsun ki kalbimizin duvarlarında da asılı duracaktır.
Bu vesile ile kişisel sergileriyle kutlamalara katkıda bulunan tüm yerel sanatçılarımızı, bilim adamlarımızı canı gönülden tebrik ederim. Varlıkları daim olsun.
Gelelim bahçedeki yalnızlığımıza!
Karaman Valiliği, KMB Üniversitesi ve Karaman Belediyesi’nin törenlere güç ve ilham verecek hiç bir etkinlik icra etmemesinin bir izahatı var mıdır? Bilemem.
Lakin Türkçeyi bir çocuğun başını okşar gibi geliştirmek ve büyütmek görevleri vardır. Bu görev baba saydığımız devletin, anavatanımız yerel yönetimlerin, medeniyet yuvamız üniversitelerindir. Söz konusu Türkçe ise birbirimizi sevmek, saymak durumundayız. Kendinden ayırmak, yalnız bırakmak hiç bir ana babaya yakışmaz.
Türkçe bir büyük bahçe...
Ekip büyüten, yetiştiren, geliştiren, seven, düşünen, yorulan herkesin alın terine ihtiyacı var.
Can suyu olan herkese minnetle.
Türkçeyi öksüz bırakmayın beyler!
Hay dilimi arı Türkçe soksun ama!
Türkçe giderse Karaman gider.