Türkiye'nin son 45 yılında besteleriyle, sanatıyla var olmuş bir sanatçıydı "Ferdi Tayfur" ve arabeskçi olmak galiba pek çoğumuzun ruhunda vardı. Ya da ne bileyim doğduğumuz yer kaderimiz ise eğer; anasının karnından Almanya'nın başkentine doğan bir Türk çocuğu elbet “Ferdici” doğardı.
Bir tek Ferdi Tayfur mu? Orhan Gencebay, Müslüm Gürses, Yıldıray Çınar, Neşet Ertaş, Mine Koşan, Orhan Akdeniz, Esengül, Hakkı Bulut, Kamuran Akkor... Bir çırpıda daha ne çok isim sayabilirim. Çünkü bütün bunlar, bana babamdan yadigârdı.
Nedir hatıra? Hafızamızda canlı tuttuğumuz ve sık sık anmaya değer bulduğumuz şeylerdir... O şey; Bende "babamdır" ve gurbetin çocukları galiba biraz doğuştan “Ferdicidir”
Ahmet Kaya şarkılarını dinlediğini gizleyen bir kuşağın çocukları ne kadar gerçekse bu topraklarda, (dinleyen dinlemeyen herkese saygımla) Ferdi Tayfur şarkıları da ayran kadar gerçekti bazılarımızın hayatında...
Dilini bile bilmediği bir ülkede gurbetten sılaya “Huzurum kalmadı, bende özledim, merak etme sen” demenin en iyi yoluydu Ferdi Tayfur şarkıları... Tüm gurbetçilerin milli şarkısı haline gelmişti “Almanya Treni”
Ne zaman duysam babamın Sirkeci Garından Almanya'ya uzanan öyküsü gelir hep aklıma...
“Almanya treni kalkıyor gardan/ Gönül ister mi hiç ayrılmak yardan / Feleğe sözüm yok böyle yazmış yaradan/ Belki bir gün dönerim sen gelme ardımdan...”
70'ler ve 80'lerde tüm özlemlerini ve kederlerini bu şarkılarla dindirmeye çalışmıştı gurbetin çocukları, gelinleri, gençleri... Bugün bu hatıralara "içim yanar, yanar" diye eşlik etmeleri hep bu yüzdendir işte...
Ferdi Tayfur'un Berlin konserine gittiğimde çocuk yaştaydım. Hatıramda salona sığmayan bir izdiham ve şarkılarını ezber eden koca bir gurbetçi nesil vardı. Bütün bu hatıralar hafızamda ne kadar gerçekse, Ferdi Tayfur da bu ülkenin kültürel bir gerçeğidir.
Şimdi kendisini, sanatını sevelim sevmeyelim; Her faniye nasip olmayacak bir gerçekle, ömründe bir kere bile olsun çıkamadığı AKM sahnesinden veda edecek sevenlerine...
Güle güle Ferdi Tayfur
“Bir gün gitsen bile,
(Ruhun şâd olsun)
Hatıran yeter”