Cumhuriyetin 100. Yılında bir Cin Ali ile tanıştım. Cin Ali 1968’li yıllarda hayatımıza giren ilk okuma kitabımızın kahramanıdır. Eğitim tarihimize damgasını vuran Cin Ali’nin kitapları hepimizin hafızasında yer edinmiş ve bir neslin Cin Ali ile mutlaka bir macerası olmuştur. Cin Ali hayallerimizi besleyen bir kahramandı. İşte öyle bir kahramanla tanıştım bu yaz adı Ali Yağcı. Hollanda’da yaşayan bir Karaman sevdalısı... Öyle böyle bir sevda değil anlatacaklarım.
Yaptıkları inanın bana akıllı adam işi değil... 30 yıldır 3 bine yakın eğitim araç gereç ve objesi biriktirmiş Ali Yağcı. Yetmemiş o binlerce koleksiyon parçasını Hollanda’dan Karaman’a getirmiş. Şimdilerde Karamanlıların mazisi olan tarihi Gazi İlkokulu binasında bir eğitim müzesi kurmak için bir başına mecaz değil boncuk boncuk terler döküyor. Anlatırken nasıl heyecanlı olduğunu anlatamam size... Türk ve Hollanda medeniyetinin mazisine duyduğu inanılmaz diri bir merakı var bizim Cin Ali’nin... Anlatırken gözlerindeki ışıltı bütün Karaman’ı aydınlatmaya yetecek kadar güçlü görünüyor. Demem o ki içinde kesinlikle bir Cin Ali yaşıyor.
Müzedeki eserlerin sergilenmesinden, saklanmasına, temizliğinden gerekli teknik bilgileri bıkıp usanmadan büyük bir disiplin içinde hala öğreniyor olmasına doğrusunu söylemek gerekirse hayran kalmamak mümkün değil... İçinde bir tutam delilik olmayan hayat kesinlikle eksik hayattır. Ali Yağcı ile sohbet ederken içindeki Cin Ali’yi, Hans’ı, 12 Eylül ihtilalini, memleket sevdasını, öğretmenlik aşkını, bitmeyen öğrenciliğini ve içinde ukde kalan her şeyin sonunun Karaman’a çıktığını gördüm. Gidin tanışın bu Karaman sevdalısı ile... Çünkü inanın ne söylesem eksik kalıyor.
Karaman Eğitim Müzesi’nde çalışmalar sona doğru yaklaşırken, Ali Yağcı elinde sönmüş purosu tatlı bir yorgunluk içinde anlatıyor: “ 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na müzemizin kapılarını Karamanlılara açacağız. Cumhuriyetimizin 100. Yılına en büyük armağanımız bu Eğitim Müzesi olacak” diyor. Dedim nerden aklınıza geldi böyle bir koleksiyona başlamak? 12 Eylül ihtilali sanırım bir nesle çocukluğunu, gençliğini ve hayallerini borçlu. Ali Yağcı’da onlardan birisi, ihtilal sonrası yurt dışına giden bir eğitimci... Aklı hep vatanında memleketinde, mesleğinde kalmış gerçek bir Karaman sevdalısı. Hayatını idame ettirmek için çeşitli işlerde çalışmış göç yutmuş bir gurbet adamı. Boğazında takılı duran o yumruk acısından bahsetti uzun uzun... İçinde hep şu soruyla yaşamış “Memleketime ne yapabilirim?” Bu soru büyümüş büyümüş ve bugün 3 bine yakın bir koleksiyonu sırtlayıp memleketine getirmek ile cevabını bulmuş. Sayısız okul araç gereçleri ve objesi biriktirmiş 30 yıl boyunca... Gitmediği antikacı, müzayede, bitpazarları ve panayır kalmamış. Koleksiyonundaki her parçanın bir hikâyesi var. Ali Yağcı aynı zamanda çok iyi bir hikâye anlatıcısı da, gidin tanışın bu Karaman sevdalısı ile...
Koleksiyonunu sırtlanıp Karaman’a geldiğini duyanlar şahane teklifler sunmuş Ali Yağcı’ya... Ret ettiği tekliflerden bir tanesi komşu ilimiz Konya Büyükşehir Belediyesi’nden gelmiş. “Eğer koleksiyonunuzdan ayrılamazsanız işiniz de hazır” denmesine rağmen bu muazzam koleksiyonu Karaman’a hediye eden Ali Yağcı’ya ne kadar teşekkür etsek az sanırım. Bilgi edinmenin en zevkli yollarından birisi müzelerdir. Şimdi böyle bir bilgi hazinesi 96 yıllık tarihi Gazi İlkokulu binasında cumhuriyetin 100.yılına ve Karaman’a armağan... İnanın neşe doluyor insan. Emsalleri içinde çok özgün bir müze ile karşılaşacağınıza inanıyorum. Büyük küçük herkesin ilgisini çekecek 4 ayrı sınıfta farklı konsept ve tema göreceksiniz. Bu muhteşem müzenin arkasında insanüstü bir emek ve içindeki Cin Ali’yi yaşatan bir kahraman var. Cin Ali’yi görünce şaşırmayın biraz kilo almış, göbeklenmiş, gözlüklenmiş fakat hala cin gibi maşallah.
İyi ki tanıdım sizi Ali Yağcı... Yeni eğitim öğretim yılı başlarken, siz de gidin tanışın, tanıtın, anlatın. Duyanlar duymayanlara haber etsin! Cin Ali Karaman’da müze kuruyor desin.