ÇOBAN ATEŞİ/ Yasemin Küçükcicibıyık
BAYRAMDA YAZARLARIMIZ Geçmişe duyduğumuz özlemle başlayan ve derin bir ahh…çekip eskitmeye çalıştığımız bayramlar…
Oysa bu bayram da bir sonra ki yıl özleyeceğimiz bayramlara aday sadece… Sonuç olarak gelecekte özlenilecek bir bayram geçirmek aslında bizim elimizde, bayram sevgisi şüphesiz güzel sevinçleri de beraberinde getiriyor.
Çoban Ateşinde bu hafta Gazete yazarlarımızın bayram sevinçlerine ortak olmak istedik.
Yazarımız Ahmet Talat Duru
Sevgili Talat Amca gittikçe kalabalıklaşan bayram hatırası fotoğrafını bizi kırmayıp paylaşırken bayram sofralarını önemine değindi.
Bütün İslam dünyasında kutlanan Kurban Bayramı’nın şüphesiz Türkiye’de daha çok anlam bulduğunu belirten Duru; ‘’ Bayram coşkusu, haftalar öncesi başlayan hazırlıklarla anlamını buluyor… Eskiden bayram sabahları bayram yemeği yenirdi, zamanla yemeklerin yerini özenle hazırlanmış kahvaltılara bırakırken asıl olan bayram sofrası etrafında bir arada olmaktır.
Bayram sofrası, bana göre bayramı bayram yapan en önemli buluşmadır. Çünkü o sofrada hüzün ve sevinci bir arada yaşıyorsunuz. Bu sofraya kimler gelmiş, kimler geçip gitmiş, kimler gelecek ve kimler geçecek anılır. Bir yandan eksilen, öte yandan kalabalıklaşan ailemizin keyifli sohbetlerini seviyorum.’’
Bu bayramı, 3 çocuğu, 6 torunu ve torunu Berna Duru Erdoğan’ın oğlu ile geçiren Talat Duru, bayram sofralarının ailenin en önemli ve hasret giderdiği yıllık toplantısı olduğunun söyledi. Duru ‘’ Bayram sofrasında bulunabilmektir bayramı bayram yapan en güzel hasletimiz. Bayram; biraz yolunu gözlemektir, kapı zilinin çalmasıdır, hatırlamak ve hatırlanmaktır.’’ dedi.
Zaman içinde değişen toplumsal yapı ile birlikte, bayramların da eski önemini kaybettiğini ifade eden Duru, komşuluk bağlarının gittikçe zayıfladığını, pek çok ailenin ise bayramı tatile gitmek olarak algıladığına dikkat çekti.
Bayramlar paylaşıldıkça, hatırlandıkça ve hatır aldıkça güzelleştiğini söyleyen Talat Duru tüm okurlarımızın bayramlarını tebrik etti.
Sevgili Talat Duru, Ömrünüzden eksilmesin bayram sevinciniz çok teşekkür ederiz.
Yazarımız Mahmut TOPTAŞ
Kimileri giderek yalnızlaşırken, kimileri ise giderek kalabalıklaşıyor bayram sabahlarında… İşte böylesi güzel bir kalabalığı bir arada tutan ve bayram sabahına ev sahipliği yapan gazetemiz yazarlarından Mahmut Toptaş Hocamızın bayram sevincine ortak olmaya çalıştık.
Her türlü övgüye layık bir bayram fotoğrafını görünce kocaman bir ‘’maşallah’’ çekiyoruz evvela…
Çünkü anlaşılan o ki fotoğraf karesine sığmayanlar da var. Çocukları ve torunları ile 24 kişiyle bayram geçiren Mahmut Hoca’nın ise neşesine diyecek yok… Bir kez daha anlıyoruz ki, ne önemlidir evin reisinin o koltukta oturması ve etrafını çoluk çocuk torunların sarması…
Bayramların her yönüyle bir arınma ve tek çatı altında toplanabilmek olduğunu ifade eden Toptaş, ‘’dünya görüşü, bağlı olduğu cemiyet, dernek ve kulübü ne olursa olsun bayram namazlarında yan yana duruşumuzun adıdır bayramı anlamlı kılan…’’
Rabbimizin iki tane emri, toplumun bütün kesimleri tarafından uygulanınca üç günlüğüne ülkemizde fakirliğe ara verildiğini belirten Mahmut Toptaş;
“Rabbin için Bayram namazı kıl, Kurban kes” emri bir insan tarafında gelmediğinden, aklımızı ve kalıbımızı yaratıp yöneten Rabbimizden geldiğinden o emirlere hepimiz uyduğumuzdan üç günlüğüne terör, gasp, hırsızlık, tecavüz de durdu. Evler, sokaklar, elbiseler, tenler, canlar, üç günlüğüne tertemiz hale geldi. Küsler barıştı, dostlar karıştı.’’ dedi.
Birlik beraberlik içinde idrak edilen bayramların ekonomiye yansıyan bereketi ve hareketine değinen Toptaş ‘’Tekstil sanayi, şekerciler, çikolatacılar, besiciler, kamyoncular, samancılar, bıçakçılar, bileyiciler......yüzün üzerinde iş kolunda para hareketleri oldu. Velhasıl bayram ömrümüze berekettir, sevinçtir, birlik beraberliktir. Ya Rabbimizin bütün emirlerini uygulasak 365 günümüz nasıl olur bir düşünüverin…’’ diyerek bayramla ilgili duygu ve düşüncelerimize manidar bir soru işareti ile vedalaşıyor Sevgili Mahmut Hoca bizimle…
Nice güzel bayramlarınız olsun Sevgili Toptaş Ailesi…
Yazarımız Osman Nuri Koçak Torunları, çocukları, yeğenleri, kardeşleri ve sevdikleri ile yuvasında kalabalık bir bayram geçirenlerden Osman Nuri Koçak… Çoban Ateşi olarak soruyoruz kendisine; ‘’Bayram deyince…’’
Yüreğinden kopup geliyor o güzel başlık ‘’Bayram bir muhasebe günüdür, içe dönük bir hesaplaşmanın adıdır…’’ Ve bir solukta bayramın düşündürdüklerini şöyle anlatıyor Osman Nuri Koçak;
‘’Bir işletmenin yıl boyunca yaptığı çalışmalarının bilançosunun çıkarıldığı günler vardır. Kâr ve zarar hesabının yapıldığı ve traşımızın önümüze indiği günler bu bilanço günleridir.
Yaşamın özünün de buna benzer muhasebe günleri vardır.
Günlük yaşam trafiği içinde durup düşünme olanağımızın olmadığı zamanlar çoğunluktadır. Şahsen, ne zaman Bayram gelmişse o zaman içe dönük bir hesaplaşmayı yaşadığım günlerin geldiğini düşünürüm.
Bayramların uhrevi iklimi içinde geriye dönük kendini hesaba çekme duygusu daha da bir anlamlı hale geliyor gibi…
Hem uzak yerlerde oturan kardeşlerim, akrabalarım, çocuklarım ve torunlarımı daha yakından görme ve ağırlama olanağını buluyor hem de aile ve milli toplum denilen olguların ne büyük bir nimet olduğunu görme imkânına kavuşuyoruz.
Bu güzel günlerde dahi komşularımız kan deryası içinde bir birinin boğazını sıkarken, bize huzur içinde bir bayram yaşatan gelişmiş bir devletin ne büyük bir servet olduğunu da düşünmeden edemiyorum.
İyi ve gelecekten umutlu bir aile, ulusal bir toplum ve kaliteli bir devlet…
Üçünün buluşmasındaki erdem…
Üçünün oluşturduğu özgürlük ve güven…
İşte Bayramların gerçekten anlam kazanabileceği iklim böyle bir buluşmanın ürünü olan iklimdir.
Bu devleti kuranlara ve onu yücelterek yaşatanlara ne mutlu…
Ona sahip çıkanlara ne mutlu…
Dövüşsek de, çekişsek de güçlü ve kapsayıcı bir devletimin olduğu için Allaha şükrediyorum.
Milletin ayaklarını bağlayan tüm bukağıların çözülerek daha mutlu bir ülke, daha mutlu bir dünya özlemlerimizi de Bayramlar vesilesi ile hesaba yatırma olanağı da buluyoruz.
Bayramların bende bıraktığı izler bunlar. Sizi bilemem.
Daha nice bayramlara…’’
Sevdiklerinizle sevinç içinde nice bayramlar diliyoruz bizde Koçak ailesine…
Naçizane bana ayrılan dört çizgili köşem bayram münasebetiyle çizgilerin dışına taşarken, bir bayram yazısına yakışan bu güzel kalabalıktan bende son derece mutlu oldum.
Gazete yazarlarımıza Çoban ateşine yaktıkları ışıktan ve umuttan dolayı çok teşekkür ederim.