Karaman’ın kara taşlarla döşenmiş sokaĝında nal sesleri seherin sessizliĝini bozuyordu..
-Kerim ,abi doktor a ulaştıralım, gelmek üzereyiz, dedi.
Abdullah, Süleyman’ın son nefesi verdiĝini biliyordu.
Ama yinede doktor görsün, belki bir umut dedi.
Doktor uykulu gözlerle geldi..Süleyman’ın nabzına baktı.Kalbini dinledi.
Yarasına baktı..
-Başınız saĝolsun..Yaralı vefat etmiş evladım, dedi..
Abdullah dişlerini sıktı..Kerim aĝlıyordu..
Abdullah, kilimin üstünde uzanmış yatan Süleyman’ın yüzüne mendilini örtü.
Doru atlar tekrar köye dönüyordu..
Bu kez aĝır aĝır gidiyorlar.
Atlar yorgun ve yük aĝırdı.
Bir kaç saat sonra, at arabası Köprübaşın dan köye giriyordu.
Döne kadının evine doĝru aĝır aĝır ilerlerken.
Doru atlar,başlarını yere eĝmiş, gemlerini geviyorlardı.
Birazdan kopacak figanları hissediyorlardı sanki..
Beyaz toprak çilalı ,çift kanatlı tahta kapının önünde Döne kadın ve Süleyman’ın kız kardeşi ve yengesi endişe içinde bekliyorlardı.
At arabasının sesi duyuldu..
Döne kadın yerinden fırladı..
-“Geliyorlar.. Allah’ım Allah’ım Nolur Allah’ım ak saçlarıma merhamet et.
Yavruma bir şey olmasın”,dedi..
Araba yaklaştı, herkes ayaktaydı ,komşular da geldiler..
Araba kapının önüne durdu..
Abdullah kimsenin yüzüne bakmıyordu..Kerim’in gözleri yaş doluydu..
Döne kadın arabanın tahta kasasını iki eliyle tuttu..
Boynunu uzattı ..Yüzün de mendil örtülü Sülaymanı görünce.
Öyle bir feryat etti...
“Guzuuum..Guzuum.Muradına ermeyen guzum ,Yetimim..Babasız büyüttüğüm guzuuummm" dedi
Feryat Karadaĝ da yankılandı..Bulutlar bürüdü Başdaĝın tepesini..
Ahırda ki Süleyman’ın binek atı kişnedi..Ahırın kapısının üstünden başını uzatan Kıratın gözlerinden yaşlar süzülüyordu..Komşular at aĝlıyor diyerek hıçkırıyorlardı.
Figan figan üstüne geliyordu..Bacısı aĝıtlar yakıyordu..
Döne kadın aĝıdına bed dualar ekliyordu”Mehmet yaĝlı kurşunlara gelesin,nasıl kıydın kuzuma,Çiĝerimi yaktın,çiĝerin yansın”diyordu.
Büyük caminin imamı, minareden sela veriyordu..
Selaları duyan Hacı Bayram,eyvah..Eyvahlar olsun çocuk vefat etmiş Marziya, dedi..
Mehmet’e öfkeyle baktı.
-“Neden yaptın oĝlum? ,neden bir cana kıydın.Elin garibine,yetimine kıydın,kendini de yaktın” dedi..
Mehmet ,”Baba valla nasıl oldu bilmiyorum..Amma çok pişmanım ,oldu bir kere “dedi..
Kapı sert sert çalıyordu..Alime koştu kapıyı açtı..
İki Jandarma bekliyordu kapıda..
-“Baba askerler”, dedi Alime.
Mehmet bembeyaz olmuştu..Oldu bir kere dedi kendi kendine..
Jandarma girdi “Hacı Bayram oĝlu Mehmet hanginizsiniz " dedi..
Mehmet yerinden doĝruldu..”benim”dedi..
Jandarma “Döne nin Süleymanı öldürmekten tevkif ediyorum seni”dedi
Kelepçeyi taktı koluna..
Hacı Bayram bir aah çekti..Marzıya kadın “Mehmedim böylemi olacaktı.
Düĝününü görecekken bunu mu görecektim” diye aĝlamaya başladı...
Mehmet İki jandarmanın ortasında Karaman’a doĝru gidiyordu..
Selalar verilirken..
İki haneye birden hüzün çökmüş.Bir hiç uĝruna bir yiĝit topraĝa, diĝeri zindana doĝru gidiyordu..
Köylüler,köyümüz de işlenen ilk cinayet..Yazık oldu iki gençimize diyorlar.
Kimi Mehmet’e kızıyor..Kimi Döne kadını suçluyordu..
Ama Süleyman’a yazık oldu dediler..
Herkes birilerini suçlasa da. Onların akşam evinde, sofradan eksiĝi olmayacaktı..
Amma Döne kadının akşama kurulan sofrasın da artık Süleymanı yoktu..
Marzıya ananın sinisinin etrafında da Mehmedin yeri boştu..
“Ateş düştüĝü yeri yakar” tam da buydu...
Devam edecek..
Yorumlar
Kalan Karakter: