Hacı Bayram'ın evinde günlerce ağıtlar yankılandı.
Alime her gün biraz daha soluyor,yüzünde kanı çekilmiş beyaz rengi iyice solmuştu.
Hacı Bayram sessiz,Marzıya kadın ağıtlarla göz yaşı döküyorlardı.
Mehmed'in vurulmasından 3 ay sonra,Alime hastalandı..
Sıhhiye geldi ilaçlar verdi..
Köyün kadınları bildiği bütün ilaçları yaptılar..
Alime iyice bitkinleşti.
Artık yatağa düşmüştü.nefes alışları değişmiş kesik kesik konuşuyordu..
Mahalle arkadaşı Camcının Fatma başına oturdu.
"Alime noldu bacım sana" dedi..
Alime gözlerini Fatma'ya dikti Hacı Bayram ve Marzıya kadın ağladığımızı görmesin diye dışarı çıktı..
Alime Fatma'ya bir şey der gibi,kesik kesik bir şey dedi..
Fatma ,ne istiyorsun bacım söyle diye eğildi.
Kesik kesik "A.li gelsin bi görü yüm "dedi.
Fatma tamam dedi..
Marzıya anaya söyledi Fatma,
Marzıya Teyze Ali yi görse olmaz mı? Görmek istiyor dedi..
Marzıya ana hıçkırdı görsün, çağıralım Ali yi dedi..
Ali'yi çağırdılar." Alime ağırlaştı Ali gel bi görmek istiyor "dediler..
Ali gözlerinin yaşını sildi..
Kapıdan adımını attı içeri..
Söğüt yaprağı işlemeli dolapların,önünde ki yer yatağa uzanmış yatıyordu Alime.
Bütün akrabaları başında duruyordu Alime'nin.
Ali girince bir Fatma kaldı başında,Fatma Kuran oluyordu.
Diğer akrabalar ağlayarak çıktı dışarı..
Alime,yorgun gözlerini araladı,hafif açtı,A li dedi...
Ali,Alimem dedi..
Alime ,Ali'nin gözlerine baktı baktı..
Sonra Allah dedi sesizce..Ali ,Alimeee dedi..
Marzıya ana koştu içeri..Hacı Bayram,akrabaları girdiler..
Artık Alime,yalan alemden,gerçek aleme sevdiği Ali'sini bırakıp gitmişti..
Ağıtlar figanlar yüklenmişti Karadağ'ın sırtına yine..
Ali nin bahtı Karadağ gibi karalanmıştı..
Marzıya ananın yüreği kaçıncı kere yaralanmıştı..
Bir zamanlar,gelinlerin,oğulların sesinin yankılandığı Hacı Bayram'ın hanesi,
Koca bir sessizliğe bürünmüş, acılar Ana ve babanın belini bükmüştü..
Günler böyle geçiyordu..
Döne kadın yorgun bedenini taşıyamayan ayaklarında ki lastik ayakkabı ile ayağını sürüyerek Hacı Bayram'ın evine doğru gidiyordu..
Nasıl ve ne hastalığı olduğunu bile bilmeden ,sağ tarafına inme inmiş dediler.Hepsi o kadar.
Lastik ayakkabıları sürüyerek yürüdüğü için ses çıkarıyordu..
Hacı Bayram'ın kapısına geldi herkes tedirgin oldu..
Bu acı arasında birde bu kadın beddua edip aileyi iyice yaralayacak..
Kapının önünde karşıladı Derviş'in Ali.
Döne teyze etme eyleme aile acılı girmesen olmaz mı dedi.
"Dur guzum başsağlığı dileyecem gidecem" dedi..
Kimse ses edemedi, avlunun ortasına geldi..
Yine bir figan sarmıştı Karadağ'ın eteklerinde ki Kılbasan'ı,
"Marzıyaaaa,Marzıyaaaa,Hacı Bayraaam ,Hacı Bayraaam"
Pencereden baktı Marzıya kadın,Allah'ım bu acımın arasında birde bu mu?
Dedi..Bükülmüş beliyle,kalktı dış kapıya dikildi.
Buyur Döne bacı ,dedi..
Döne ananın yanakları ıslaktı.
"Marzıya kurt ile koyun olmaz ciğer ile oyun olmaz Marzıya.. Sen de anasın evlat acısı çok ama çok zor..Ben ölen oğluna,kızına değil sana acırım..Ben senelerdir Süleyman'ıma yandım,acısı gitmiyor..Dün ölmüş gibi ,şuramda duruyor acısı,dedi?Bağrına vurdu elini, başın sağolsun "dedi..
Marzıya yürüdü kucakladı Döne anayı ağladı iki ana ,doyasıya ağladı..
Sonra Döne ana ses etmeden çıktı gitti..
Ali dış kapının önünde onlara baktı,baktı.
Oturdu taşın üzerine O da doyasıya ağladı..
Aliye sadece Alime'nin hatırası,son bakışı,birde her ağladığında göz yaşını sildiği mendil kalmıştı..
Günlerce acılar içinde kıvrandı.
Şerife kadın,"Derviş bu oğlanın başını hemen örtelim,yoksa oğlan verem olacak valla "dedi..
Günler ayların,aylar mevsimlerin peşinden koşup gitti..
Ali saygısında hiç kusur etmiyor,kimsesiz kalan Hacı Bayram'a ,damadı gibi davranıyor..Her işlerine yardım ediyordu..
Süleyman'ları ,Mehmetleri, nice eli kınalı gelinleri,gelinlik kızları yutan kara toprak,
sevenleri ayıran ölüm,acı bir ayrılıktı..
Amma dağların taşların kabul etmediği acıları insan oğlu taa Kalü bela da kabul etmiş..
Allah ta o acılara dayanma gücünü ve sabrı yalnız insana vermiş..
DEVAM EDECEK
Yorumlar
Kalan Karakter: