“Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun...”
ÖMRÜN EBEDİ OLSUN UYANIŞ!
Çoban Ateşi/Yasemin Küçükcicibıyık
Karaman’da Uyanış Gazetesi kurşun harflerle başlayan 55 yıllık öyküsünü bugün cumhuriyetin 100. Yılına taşımanın haklı gururunu yaşıyor. Uyanış Ailesi olarak büyük küçük hepimiz çok heyecanlıyız...
Uyanış Gazetesi Karaman’ın siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel hafızasını gelecek nesillere aktarmayı 55 yıldır kesintisiz bir şekilde sürdürmektdir. Bunu ödün vermeden sürdürebilmek! Bence bu hikâyenin asıl anahtar kelimesidir.
O anahtarı merak edip, o kapıyı açmak isteyen ilk kişi gazetenin başyazarı Osman Nuri Koçak olmuştur. ( Doğrusunu söylemem gerekirse, hiç şaşırmadım) Elindeki anahtarla o kapıyı açıp içeriye girme merakına ve heyecanına hayran kalbimle,
Edebiyat dünyamızın kıymetli yazarlarından Osman Nuri Koçak, Karaman basın tarihinde bir ilk olacak “Karaman’da Uyanış’ın Yolculuğu”nu size, bize hepimize ve gelecek nesillere öyle güzel anlattı ki... Hangi güzel kelimelerimizle teşekkür edeceğimizi inanın bilemiyorum.
Yine bu şahane kitabın yayınlanmasında ve Karaman’a kazandırılmasında, emekleri ve katkıları için SE-KA SAR Vakfı nezdinde Sayın Sami Özdağ beyefendiye çok teşekkür ederiz. Her daim Karaman’ın kültür dünyasına katkıları ile varlığı kıymetlidir.
Evet, çook heyecanlıyız!
Uyanışı kuranlara, yaşatanlara ve bugünlere taşıyanlara sonsuz şükran ve minnetle,
Taşımak! Köklerinden gelen inanç ve heyecanla anlamlı...
Taşımaya devam edeceğiz; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm cesur yüreklerin emaneti cumhuriyete
Yunus Emre’nin emaneti “Türkçenin süt dişlerine” hür sesimizle sahip çıkarak, el üstünde hep birlikte tutmaya ve taşımaya devam edeceğiz.
Teşekkürler Karaman!
Teşekkürler Uyanış Ailesi.
***
Kitaptan bir bölümle;
Bu hayattaki en büyük kariyerim kızım Elif’in annesi olmak ve siz değerli okurlarımıza Çoban Ateşi olabilmek oldu.
Uyanış’ın 55 yıllık yolculuğunun 30 yılına tanıklık etmek, Uyanışın ellerine doğmak ve büyümek elbette çok kıymetli... Gazetemizin direği yol arkadaşım Ahmet Küçükcicibıyık’a, bana sadece yetişmek için yolda olmadığımı hatırlatan tüm meslek erbabı büyüklerime, ustalarıma... Sevgili çalışma arkadaşlarımızın her birine, en çok da seçkin ve kıymetli okurlarımıza çok teşekkür ederim.
Bir solukta okuyacağınıza inandığım Uyanışın yolculuğu kitabından bir bölümle yazımı tamamlak isterim:
“ ... Ben bir cumhuriyet çocuğu olarak başladığım Uyanış Gazetesi’nde cumhuriyet kadını oldum. Cumhuriyetin bana verdiği hak ve yetkilerle hayata anlam kattım. Bu topraklarda sayıssız çoban ateşleri yaktım. Aydınlandım, aydınlattım. Geleceğe umutla baktım, kendimi daha iyi tanıdım, öğrenmenin tadını çıkardım. Ülküm yükselmek ve daima ileriye gitmek oldu. Zor zamanlarımda oldu, cumhuriyet gibi her defasında küllerimden yeniden doğdum.
Cumhuriyeti gazete külahlarından okuyan tüm kız çocuklarına, üretimde seferberlik içinde olan tüm kadınlarımıza, bu memlekette topladığı gazeteyi satıp eve ekmek götüren tüm babalara, çocuk işçilerin iki yakamızda duran haklarına, turan illerine, ana sütü gibi ak ve hak bellediğim güzel türkçeme, Kurtuluş Savaşı’nda üç yıl üç yüz kişilik müfrezeyi yönetip, bir kere olsun yoruldum demeyen Kara Fatmalara her Türk kadını gibi elbette bir borcum var benim!
Kalbim bu satırları yazarken de “Cumhuriyetin ilk yılları gibi...”
Ve şairin dediği gibi;
Eskitiyorum, eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun”
Nice yüzyıllara Cumhuriyet
Ömrün ebedi olsun Uyanış’ım!”
Yorumlar
Kalan Karakter: